Bağlaç olan de ve da'yı ayırmayı bilip ayırmayanlara zulmettiğiniz yeter. Artık söz sırası onların.
Bağlaç olan de ve da'yı ayırmayı bilip ayırmayanlara zulmettiğiniz yeter. Artık söz sırası onların.
Haksız da değiller esasen, konuştuğumuz dili en iyi şekliyle kullanmak ve ona kıymet vermek için kuralları özellikle dikkate almak gerekiyor. Bu, dilin geleceğini de korumak için mühim, yani imla kuralları konusunda takıntılı olanlar tamamen haklı. Bir sözümüz yok.
Çünkü aldıkları eğitimin hakkını veriyorlar, özellikle de üniversitedeki eğitimden ziyade kendilerini eğiterek edindikleri bu donanımı iyi kullanıyorlar. Bunun yanında öğrenirken öğretmeye de hevesliler, karşılaştıkları hataları düzeltmek için konuşmayı seçiyorlar.
Buradaki tek eleştiri düzeltirken fazla eleştirel olmaları. Belki de böylesi gerekiyordur, kim bilir?
İmla kuralları ve dilin incelikleri önemli olsa da burada atlanan bir detay var ve bu detayı gözden kaçırdıkça kendi hakikatimize sıkışıp kalma ihtimalimiz çok yüksek. Şöyle anlatalım, karşınızdaki kişi siz 'sabahtan beri aynı, hala dışarıda kar yağıyor' yazdığınızda bunu halanıza yazdığınızı ve yatırımlarınız sonucu gökten yağan kazancı belirttiğinizi mi düşünüyor?
Çünkü tüm dil kılavuzlarını da getirseniz onun yaşadığı soruna fayda etmeyecek. Bir kişi, okuduğu cümledeki bağlamı yakalayamıyor ve bunu ancak kullanılan şapkayla kavrayabiliyorsa orada ciddi bir problem var demektir.
Tabii bu de ve da için de geçerli ancak oradaki durum biraz kafa karıştırıcı.
Bu gördüğünüz Sabahattin Ali'nin Kuyucaklı Yusuf'undan alıntı mesela. Merak edenler için, sayfa 194.
De, ki, mi ve nicesi dili hayli iyi kullanan yazarlar tarafından bitişik yazılıyordu. Şu an bunlar ayrı yazılıyor ve zaten buna bir itirazımız da yok ancak akıllarda tutulması gereken şey, bu uygulamaların sanki hiç değişmeyecek kırmızı çizgiler olarak görülmesi.
Bir nevi ad hominem konuşuyor burada. Kişiler tartışırken biri diğerinin imla hatasını gördüğünde 'Önce de da ayırmayı öğren' diyerek farklı bir kanala geçiyor. Yani konuşulan konunun özü hemen ikinci plana atılıyor ve artık dil bilgisi üzerinden bir eleştiri, küçümseme devreye giriyor.
Herkes bunu yapıyor demiyoruz ancak tartışmalarda bu yola girenler imla kurallarını tartışmada üstün çıkabilmek için bir argüman olarak, üstünlük göstergesi olarak kullanıyor.
Bir kişi de ve da ayırmıyor olabilir, ayırsa çok daha iyi olabilir ancak kritik olan 'de ve da'yı ayıramıyor' olmasıdır. Biri bunu ayırmayı biliyor ve kolayına geldiği için ayırmıyorsa onu eleştirmek yersiz olabilir ancak kişi nasıl ayıracağını tam olarak bilmiyorsa, dile hakim değilse işte o zaman tatlı dille ufak bir uyarı buradaki sorunu çözer.
Ha, gerçekten bağlaç olan de ve da'yı ayırmayı bilmiyorsa da söylediklerini ciddiye almayacağınız anlamına gelmez. Önce bağlaçları ayırıp sonra gelmesini söylemeyin, belki kıymetli bir şeyler diyecektir.
Sabahattin Ali örneği için söylüyorum: Kitaptaki karakterin adı 'Şahinde' sjksjbsgkhjfgk Güzel kitaptır, okuyun lütfen.
Editör burada boş yapmış, birisi bu konuda kalbini mi kırdı acaba. Oysa bağlaç olan de/da ekini ayırmak çok basit. Cümleden de/da ekini çıkardığınızda anlam bozuluyorsa bitişik, bozulmuyorsa ayrı yazacaksınız. Örnek 1: (Masada Kitap var./Masa kitap var.) Örnek 2 (Sen de gel./ sen gel.) Birinci Örnekte anlam bozulduğu için bitişik, ikinci örnekte ayrı yazılır. Kimseye laf etmedim bu konuda ama birisi bana bu şekilde bir şey yazdığında da okurken insana hoş gelmiyor.
bak amq gavatı; cümlenin anlamı tamamen değişiyor. ayrıca ayrı olması gerekenlerin ayrı durması çok şık bir görüntü...