Bade Türe Yazio: Zaman: Ben Kimim? Ne İçin Dünyaya Geldim? Yaşam Amacım Ne?

Hepimiz belki de bir kez bu soruları kendimize sormuşuzdur ya da birileri bize sormuştur. 

Gerçekten kim olduğumuza dair ne kadar fikrimiz var? Sahi gerçek ne ve sen kimsin? 

Öz, öz kimlik ve sahte kimliğimiz olarak üç farklı kişiliğe sahibiz; öz yani ruh, öz kimlik yani bilinç maskelerimiz, başkalarının bize dayattığı ya da bizim üzerimde oluşturduğu sahte benliğimiz, bilinçaltımız. 

Hayatımız %99 bu maskeler tarafından yönetiliyor. Geriye kalan %1 ile öze dahi ulaşamıyoruz. Peki bunca az limitle biz özümüze ya da öz kimliğimize nasıl ulaşabiliriz?

Geçmişine bak;

• Hayat oradaki çocuğa neleri yapmak istedi ve yapamadıysa,

• Nerede kendini ifade edemediyse, 

• Nerede sevgisiz ve eksik kaldıysa, 

• Kimler tarafından yok sayıldıysa ve sesini çıkaramadıysa,

• Bunları alabilmek için nerde ne zaman kendini yok ettiyse, 

İşte orası onun öz kimliğine ulaşacağı yerdir. Yıllarca içimdeki bu karışık sesleri dinledim. İstediğim ne varsa istemiyormuşum gibi inandırdım kendime.   

İçimdeki sahte benlik nerde bir heyecan duyduysa ona doğru gitmemem için beni korkuttu. Elinde tutabilmek için her oyununu oynadı oynattı. İnandığım şeylerin benim inançlarım olmadığını fark edeli çok olmadı. Maskelerim, egolarım, arzularım ve inançlarıma kadar dokunan benimle başlamayan ama benimle devam eden hikayelerin başlangıcı neydi?

Bizimle başlandıysa kiminle başladı himayemiz? Atalarımızdan aldığımız sadece ten, göz, saç, karakter özeliklerimizi değil, onlardan bize geçen duygu, düşünce, yaşanmış ya da eksik kalan parçalarını tamamlama isteği ile nesilden nesile aktarılan yaşamsal döngülerin sonucuna  kader diyoruz. 

Bilinçaltı eksik ne varsa onu tamamlamak için uğraşır. Senin olmasa da atalarının yapamadığı yarım, eksik kalan hikayelerini tamamlamak için programlar kendini.  Sen buna anlam veremeden hep aynı döngülerde döner durursun.

Son zamanlarda en çok izlenen dizi olarak karşımıza çıkan “Zeytin Ağacı” hikayesi ve anlatıcısı tam da buraya vurgu yapmış.

Kırmızı Oda’dan da hatırlayacağınız gibi yapımcısı aynı kişi. Yani o psikolojik durumları ele alan dizi ile benzer hikayeleri şimdi ‘aile dizimi’ altında toplayarak yine tam 12’ den bizi vurmayı başardı. 

Aile dizimi nedir? Neden önemli? Ne zaman dizim yapılmalı? Biz nasıl kendimizi hazır hissedeceğiz?  Sonucunda neler değişecek hayatımızda?  

Bununla ilgili yaşadığım bir hikayemi paylaşmak istiyorum: 

Bundan 6 yıl önce kimle konuşsam, kimle karşılaşsam bir aile dizimi lafı çıkıyordu karşıma. “Bu bir mesaj Bade, zaten aklında bir sürü soru var. Hadi tam cevaplama zamanı” diyordum. 

Dizideki gibi açılımı yapan kişinin adının ‘zaman’ olması bir tesadüf olamaz; zamana ayrıca döneceğim. Uzun bir araştırma yapmadan önüme çıkan birkaç isimden, en iyi diyebileceğimi seçip, kaydımı yaptırdım. O gün gelip çattığında, tıpkı dizideki gibi, kimsenin kimseyi tanımadığı ortamda kendimi buldum. Biz yedi kişiydik, bir çember oluşturduk. Hepimiz yerde oturup başımıza ne geleceğini merak ediyorduk. Açılımı yapacak kişi çemberin ortasına geçip, süreci biraz bize anlattı. Hiçbir şey anlamamıştım. Zaten açılım vaktim gelince ne olacağını anlarım, dedim. 

Kim gönüllü olacak diye seslendi açılımı yapacak kişi. Ne zaman bu sesi duysam, tereddüt etmeden, ilk atlayan ben; bu sefer gözlemlemek, hatta anlamak istediğim için el kaldırmadım. Diğer kişiler, açılımları için tek tek çemberin biraz dışına çıktılar. Beni her seferinde ya anneanneleri ya dedeleri, en ağır ne yük varsa beni o enerjiye doğru çektiler. 

Sessizlik içinde, (tarifi gerçekten çok zor yani bilimsel bir tarifi yok) bedenim öne arkaya, sağa sola eğilip bükülüyordu. Bir nevi açılımı yapılan kişimin atalarından biri oluyor, o ne hissediyorsa onu hissediyordum. Sessizlik içinde geçmesi gerekirken, benim içime garip garip isimler geldikçe ifade ettim. Normalde böyle bir şeye izin yokmuş ama içimdeki varlık beni bir şekilde sanki ele almıştı. İlginç ki o isimler, açılım yapılan kişinin en gizli saklı yerlerini açan isimlerdi.

Orada sırlar çözülmeye başladı; kimisi göçlerde ayrılmış sevdiklerinden, kimisi öldürülmüş namus yüzünden.

Kısaca çok ağır ve travmatik enerjilerden geçmiştim. Üstelik bana ait olmayan hikayelerden.

Neyse ki sıra bana geldiğinde, açılım yapan kişi bana, “Senin annen seninle kordon bağı kuramamış” dedi. Sana açılım yapmayacağım, gel koynuma deyip beni kollarına aldı. O an ben, ilk doğum anıma gittim. Çok garip bir histi. Kısa süre sonra da beni başkasına verdi. Anlamsız bir acı hissetim içimde. Çünkü annem, ölen kardeşimden dolayı beni de kaybetmemek için, ananeme ve teyzeme veriyor. Aynı acıyı hissetmek ve aynı şeyi yaşamak o an yarım kalmıştı yine hikayem. Oradan ayrıldığım gün ve sonrası kendimi o kadar yorgun, üzgün ve acı çekerken hissettim ki her gün ağlayan, ağlak birine dönüşmüştüm. Birçok kişinin ağır enerjisini almıştım üstüme. Onlardan tek tek kurtulmam epey zamanımı aldı.

Bak yine zaman, o dizideki gibi, o kadar çabuk ve basit eğlenceli olmuyor. Önce zihin, beden ve ruh hazır olmalı. Yoksa hem kendi hem de başkalarının yeni travmaları ile daha ağır yükler alıyorsun üzerine. 

Elbette dizinin büyük farkındalık yaratığından eminiz. Ama öyle popüler bir şey gibi, ben de aile dizimi yaptırayım demeyi de, yani hazır olmadan bu sürece girmeyi, farkındalıklar üzerine 15 yıldır koçluk veren biri olarak sağlıklı bulmuyorum. Önce başta sorduğum soruları sormalı insan kendine. Ya da destek almalı koçtan, psikoterapistten.

Ben kimim? 

Benim dünyaya geliş amacım ne? 

Ne veriyorum evrene ve ne alıyorum? Buradaki görevim nedir? 

Tekrar eden bir döngünüzün içindeyseniz önce onun ne olduğu üzerine farkındalık yaşamalısınız. Önce bilme isteği, sonra cesaret, daha sonra da farkındalıkla bu süreçlere dahil olmalı insan. Yani her şey için bir es ve zaman vermeli insan bence kendine.

Oradaki en güçlü alt metin, açılımı yapan kişinin adı olmalı: ZAMAN! Zamanla sarılır yaralar, zamanla öğrenirsin her şeyi. Zamanla başlar ikinci doğumun ve her şey tam da olması gerektiği zamanda, yani anda olur.

Altı yıl sonra tekrar eksik olan hikayemi anlamak için, bir aile dizimi seansına katılacağım. Aylardır aklımdaydı. Ben bile onca eğitim, koçluk ve kendini dönüştürmeye çalışan biri olarak, daha yeni bilinçli olarak karar veriyorum.  

Geçmişini bilirsen geleceğini yazabilirsin. Ama şu anı, kim olmak istediğini biliyorsan, dünyayı değiştirebilirsin… 

Instagram

Popüler İçerikler

"Aşk Solcudur..." Kızılcık Şerbeti'nde Deniz Gezmiş Anıldı
HTŞ Lideri Colani Kadına Başını Örtme Talimatı Verdiği Videoyla İlgili İlk Kez Konuştu
Almanya’daki Saldırıyı Kim Yaptı? Noel Pazarı Saldırganının Kimliği ve Röportajı Ortaya Çıktı
YORUMLAR

20 yıllık matrix bile çözemedi :D

Pasif Kullanıcı
17.09.2022

- sevgi herşeyin ilacı. . Emeğinize sağlık güzel bir yazı olmuş.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ