Özellikle böyle düşünenlerin büyük bir kısmı annelerdi. Şimdi ise bu durum ülkemizde yavaş yavaş değişmeye başladı.
Yakın geçmişe kadar bir kadın kız çocuğu doğurduğunda kendini eksik ve yetersiz hissedip, “Şimdi kocamın ailesine karşı, etrafa karşı ne diyeceğim?” gibi sözler söylerken, öbür taraftan bir erkek çocuk doğuran başka bir kadın “Bak, ben erkek çocuk doğurdum.” gibi sözler söyleyerek gururla görümcelerin arasında dillendirdiği bir durum vardı.
Tabi böyle olunca, doğan kız çocuğu kendini evin otoritesine onaylatma ihtiyacı duyuyordu. Kız çocuğu olarak doğmanın eksikliğini ve açıklığını giderebilmek için, çoğu zaman da babasının (evdeki otorite bazen annesi de olabilir) ya da evdeki otoritenin çocuğu olmayı seçiyordu.
Babasının kızı olmayı seçtiyse, bu sefer babasının onayını alacak bir çocuk olarak, daha eril gibi olmayı seçebiliyor.
Hele bir de babasından aldığı bazı kodlamalar varsa, örneğin: “Benim kızım erkek gibidir, benim kızım bir tabur askerin içine de girse kendini korur.” gibi o kodu daha da erilleştirecek söylemlere maruz kaldıysa, artık o kız çocuğu tamamen babasının kızı olarak, babasının onayını alabilmek üzere hayatını, geleceğini ya da başarı grafiğini buna göre hazırlamak durumuna kalıyor.
Peki babasının kızlarının seçimleri nasıl olur sizce? Tabi ki babasının onayıyla olur, çünkü babasının kızı babasının sözünü dinler.
Zamanla sohbet ettiğim arkadaşlarımdan öyle örnekler dinledim ki… Mesela; kadın bir karar almış ve iyi bir kariyer yapmış. O iyi kariyeri devam ettirebilmek için de çocuk yapmamak üzere babasına; “Baba, ben senin benim için istediğin başarıyı elde edeceğim. Senin kızın olarak seni onurlandıracağım, gururlandıracağım.” sözünü vermiş.
Tabii ki bu süreç içerisinde zamanla daha eril fonksiyonlar gelişmiş. Mesela, kalbin yerine zihin daha çok gelişmiş. Daha çok zihinle karar verme sistemleri başlamış. Bedensel hissedişler, duygusal hissedişler ya da kalbin yumuşaklığı ile yapılacak olan çeşitli davranışlar bazen bastırılmış olabilir. Bunun sonucunda, zaman zaman içerden gelen sesler de kişiyi, “Sen bir kadınsın, bu dişi bedeninde dünyaya gelmiş olmanın tadını ve lezzetini gel al.” noktasına getirmiş olabilir.
Bir de bunun tersinde bir babasının kızı olma durumu var. Baba bazen kızının annesine karşı zulmedebiliyor, çeşitli davranışlarda bulunabiliyor ve bu sefer o kız çocuğu babasını çok sevse de babacı olsa da annesine karşı babasını savunurken babasının rolünü almak üzere evin erkeği ve erili olarak gene babasının kızı oluyor. Yani babasının kızı olmanın ikinci modeli başlıyor.