Azrail'den de Eski Olan Yeraltı Tanrıları ve Ölüm Meleklerine Dair Bu Bilgileri Okuyunca Gece Gözünüze Uyku Girmeyecek!

Biraz adalet, kötülük ve ölüm hakkında düşünmeye ne dersiniz?

İsterseniz özbeöz Tanrı'mız Erlik ile başlayalım...

Erlik Han, 3000 yıl önceye kadar götürebileceğimiz Türk mitolojisinde yeraltının efendisi ve kötülük tanrısıdır. İyilik Tanrısı Ülgen tarafından lanetlenmiş ve yeraltının başına geçirilmiştir. Bu bakımdan bir tanrıdan çok şeytanı anımsatır. Erlik’in başında

bulunduğu kötü ruhlar zümresi  insanlara hastalığı ve ölümü getirirler. 

Eski Türklerin inançlarında yalnız cehennem yeraltındadır ve cehennemin efendisi de Erlik'tir. İnanışa göre Erlik, insanlara hastalık gönderir ve onlardan kurban ister. Eğer isteği olmaz ise onları cehenneminde köle yapar.

Ayrıca birçok inanıştan aşina olduğumuz cennetten kovulma hikayesinin Türklerdeki başkahramanı da Erlik'tir. O, Adem ve Havva'ya olmasa da Törüngey ve Eje'ye yasak meyveyi yedirerek cennetten kovulmalarına neden olur.

Yunan komşumuz Hades...

En ünlü yeraltı Tanrısında sıra... Gerek popüler kültürde gerekse mitolojide Hades ismini sıkça duymuşsunuzdur. Tanrıların tanrısı Zeus'un kardeşi olan ve kaba bir hesapla MÖ 800 yılına kadar izlerini sürebileceğimiz Hades, ne kadar acımasız ve sinirli de olsa kötü ya da şeytani özelliklere sahip bir Tanrı değildir. Yer altı kaynakları dahil olmak üzere toprağın altındaki her şeye hükmeder ve bu özelliği ile dilediğini ölü veya diri yapabildiği gibi zengin veya fakir de yapabilir.  Taşıdığı asasının bir ucu ölümü bir ucu ise yaşamı temsil eder. Ayrıca yeraltı dünyası da ismini Tanrısından alır ve bu dünyanın bekçiliğini üç başlı köpek olan Kerberos yapar.

Hades ile ilgili bilinen en önemli hikaye yeğeni Persephone'yi kaçırarak yeraltı dünyasında tutması ve karısı yapmasıdır. Bu olay Tanrılar arasında büyük sorunlara yol açmış ve dünyaya bereketsizlik gelmiştir.

Çok sevdiğiniz Plüton'a bir daha dönüp bakın isterseniz!

Günümüzde gezegenlikten çıkarıldığına oldukça üzülünen Plüton aslında Hades'in Roma mitolojisindeki karşılığıdır. Yunanca Plüton, geniş ya da zengin anlamına gelir ve Romalılar Plüton'u yeraltı bereketi olarak da görürler.

Çakal başından tanıdığımız Anubis de sıra...

Mumyalamanın Tanrısı olarak da bilinen ve aşağı yukarı 5000 yaşında olan Anubis, Mısırlıların ölümden sonraki hayata verdikleri önem düşünüldüğünde Mısır mitolojisi için oldukça önemlidir. Ölülerin hem efendisi hem de rehberi olan Anubis, bu bakımdan hem korkutucu hem de adaletine ihtiyaç duyulan bir Tanrı olarak resmedilir. 

Nasıl bir adalet derseniz, açıklayalım: Diyelim ki öldünüz ve  Anubis ile karşılaştınız. Çoktan kalbinizi almış olan Tanrı, onu ve terazisinin kefesine koyar. Diğer kefeye ise Adalet Tanrıçası Ma'at'ın doğruluk tüyünü yerleştirir. Eğer tüy ağır gelirse ne ala dünyada bir yaşam daha sizi beklemektedir. Ancak kalbiniz 'kötülük' ile dolmuş ve tüyden ağırsa o halde size yılanlarla bir sonsuz azap yolu görünmektedir.

Bu sefer üç bin yaşında bir Tanrıça, Hel!

Biraz da soğuk topraklara uğrayalım. Bu sefer ölülerin efendisi bir erkek değil kadın! Sahtekar babası Loki'nin aksine Hel, kötü bir Tanrı değildir ve hatta talihsizdir de çünkü Hel'in doğuştan yüzünün yarısında et yoktur ve kemikleri görünür. Rivayete göre Asgardlı Tanrılar onun bu görüntüsünden rahatsız olurlar ve Odin'e şikayette bulunurlar. Odin de Hel'e ölüler diyarı olan Helheim'ın yönetimi verir ve o artık ölülerin kraliçesi olur.

Sıkı durun, cehennemi hep sıcak biliriz öyle değil mi, tam tersine Helheim'ın duvarları solucan ve kafa tasları ile kaplı bir buzlar ülkesidir? Hel ise bu soğuk ülkenin adaletini dağıtır; ama merak etmeyin hata yapmaz çünkü Hel'in sahip olduğu 'ateş gözü' ona bütün doğruları söylemektedir.

Günümüzde hala oldukça fazla mümini bulunan Batara Kala...

Hindu inanışına sahip birine Batara Kala'yı sorun, eminiz ilk yapacağı şey suratını ekşitmek olacaktır. Hindu, Bali ve Cava mitolojisinin kötü, ele avuca sığmaz Tanrısı Batara Kala, aslında doğuştan lanetlidir. Babası Shiva, annesi Parvati'ye güç uygulayarak hem de kutsal bir ineğin üzerinde ilişkiye girmeye zorlar. Anne, kocasının bu yaptıklarından utanır ve hem onu hem de rahmine düşen çocuğu lanetler. İşte bu lanet sonucu Parvati'nin rahminde korkutucu, çirkin bir dev büyür ve doğar.

Yaklaşık 4 bin yaşında olan lanetli Batara Kala, babası gibi doyumsuz ve kabadır. Bu özelliklerinden ötürü insanları cezalandırmak için dünyaya gönderilse de o cezayı biraz abartır ve insanları yutmaya başlar. Bu belki de onun en masum hareketidir çünkü Batara Kala, Güneş'i ve Ay'ı da yutarak tutulmalara da neden olmaya başlar. Böylece Tanrılar tarafından tekrar gökyüzüne çağrılır ve kendisine yeraltı dünyasının hükümdarlığı verilir.

Günümüzde Cava halkı, yeni doğan çocuklarını korumak adına Batara Kala'ya ibadet etmeye devam etmektedirler. Çünkü onun hoşnut olmaması durumunda çocuklarının ayağını yiyeceğini düşünürler.

Kendisini Death Note'tan tanıdığımız Shinigami!

Ebedi bir ölümün ve dolayısıyla ahiret inancının olmaması özellikle Uzak Doğu dinlerinde bir yeraltı tanrısı figürü ortaya çıkarmayı oldukça geciktirir. Bu yüzden içeriğimizdeki en genç Tanrı aynı zamanda bir dizi oyuncusu da olan iki yüz yaşındaki Japon Shinigami'dir. 

Shinigami, sözcük olarak ölüm tanrısı ya da meleği anlamına gelir. Japon toplumunun maddi dünya yanında ruhsal dünyaya verdiği önemin bir sonucu olarak Shinigami, aslında ruhunuza eşlik eden bir varlıktır. Japon edebiyatı ve efsanelerine göre gerek  yaşarken gerek öldükten sonra gerekse tam olarak yaşamdan ölüme geçişinizde size eşlik eden bir Shinigami vardır.

Semavi dinlerin azrailine benzer bir şekilde cinsiyeti olmayan Shinigamiler'in herhangi bir cinsiyeti olmayan Shinigami kötü ya da iyi değildir, olsa olsa yol gösterici olabilir.

Hem bir ölümlü hem de bir Tanrı, Yama...

Dört bin yaşında olan Yama, diğer tanrılardan biraz farklı olarak aynı zamanda ilk insandır ve dolayısıyla da ilk ölümlüdür. Kendisi öldükten sonra aynı zamanda ölümün de kendisi olmuştur ve dünyadan ilk ayrılan olarak ayrılanların hükümdarı olarak belirlenmiştir. Bu yüzden can alıcı Tanrı konumundadır. 

Ancak mitoloji tarihi göstermektedir ki Hindistan'dan Çin'e uzanan bir coğrafyada kabul gören Yama, bazı kültürlerde aldığı canı aynı zamanda yargılamaktadır da. Bu bakımdan kötü bir Tanrı değildir. Hatta bunun en iyi örneği de resimde gördüğünüz efsanede anlatılmaktadır. 

Yama'nın önünde diz çöken Savitri, kocası Satvayan'ın hayatını bağışlamasını ister Tanrı'dan. Kadının bilgeliğinden etkilenen Yama ise bu isteği kabul eder.

Ve iki bin yaşındaki cinsiyetsiz meleğimiz Azrail!

Tek tanrılı dinlerin yaygınlaşması ile görülen genel durum, önceki çok tanrılı dinlerdeki tanrıların inanç sisteminde meleklere dönüşmesidir. Bunun da en iyi örneklerinden biri Azrail'dir. O kesinlikle kötü bir melek değildir ve ismiyle müsemma, Tanrı'nın emirlerini uygulamakla yükümlüdür. Her ne kadar Kur'an'da 'Azrail' kavramı geçmese de ölüm meleği olarak betimlenir. Ve Tanrı Azrail'i yalnızca insanların canını almak üzere görevlendirmiştir. 

Her şeye gücü yeten bir Tanrı'nın birtakım görevler için meleklere ihtiyaç duyması ayrıca gariptir. 

Ancak Tanrı'nın elçisi dahi olsanız 'yumruklanmaktan' kaçamayabilirsiniz, şöyle ki; Yahudi inancından ve Buhari'den bildiğimiz kadarıyla Musa, canını almaya gelen Azrail'i yumruklar ve onun gözünü çıkartır. Sonrasında ise Azrail, Tanrı'ya dert yanar ve gözünü geri ister. Kavganın sonunda Azrail gözünü alır ancak Musa'nın canını almak bizzat Tanrı'nın kendisine kalır.

Ayrıca şu sıralar her ne kadar on iki kanadıyla gökyüzünde ölümlerimizi beklese de sevgili meleğimizi de kötü bir son beklemektedir. İnanışa göre Mesih'in yeryüzüne gelmesi ile birlikte yapacağı ilk işlerden biri de Azrail'i öldürmek ve ölümü ortadan kaldırmak olacaktır.

'Peki buna Tanrı ne diyecektir?' derseniz, biz de buyrun paradoksumuza diyoruz.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir.

Her Konuda Kararsız mısınız? Filozof Buridan'a Göre Ölebilirsiniz!
Her Baktığınızda Size Yol Gösterecek ve Mezara Bile Götürebileceğiniz Dövmelik 11 Bilgece Söz
Doğal Beslenme, Özgür Seks ve Çıplaklığın Felsefesi Lebensreformizmin Öncüsü: William Pester

Popüler İçerikler

HTŞ Lideri Colani Kadına Başını Örtme Talimatı Verdiği Videoyla İlgili İlk Kez Konuştu
Ahmet Kural'ın Başrolünde Oynadığı TRT Tabii Dizisi Gassal'ın Tanıtım Afişleri Tepki Çekti!
İstanbul Bağcılar ve Ataşehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Okullarda Yılbaşı Kutlamasını Yasakladı!
YORUMLAR
07.07.2020

Mitoloji tamam da neden İslam'a aykırı düşüncelerini empoze etmeye çalışıyorsun editör bozuntusu?

07.07.2020

Oldu mu şimdi? İçeriği hazırlarken emek vermişsin ama yorumlarını kendine sakla saydın daha iyi olur ve okuyucuya kendi düşüncelerini zorla empoze etmeye çalışman göze batmamis olurdu.

07.07.2020

Başlığı okudum dedim ki kesin Azrail'den eski sözüne yardırmışlardır :D cidden öyle olmuş. Bir arkeolog olarak baktığımda evet İslam'dan daha önce inanılan tanrılara vurgu yapmak istemiş art niyetli değil bence de masum. Ülkemizde insanlar mitoloji kavramına ön yargılı zaten, sadece hikaye gözüyle bakıyorlar fakat fark edemedikleri şimdi dalga konusu olan o mitolojik hikayelerin ve varlıkların da şimdi ki İslam inancı gibi bir inanç olduğu. Yani vakti zamanında sen ben gibi normal insanlar bu tanrılara inanmışlar tapmışlar. Senin camiye gidip namaz kıldığın gibi tapınağa gidip dua etmişler. Bu güne kadar inanılan dinlerin neredeyse tamamında ibadet ve kurban kavramı vardır zaten. Yürekten Allah'a nasıl inanılıyorsa Poseidon'a da Anubis'e de o şekilde tapılmıştır. Bilimsel olarak baktığında Azrail'den önce demek pek de yanlış sayılmaz yani. Ama bunu bizim insanımıza anlatmak büyük meziyet gerektirir.

07.07.2020

Son olarak sen de mi ateistsin diye atlayacak olanlara peşin olarak ileteyim gayet geleneksel bir ailede İslam inancına mensup olarak yetiştirildim ve bu şekilde yaşamaktayım.

TÜM YORUMLARI OKU (18)