Az Bilinen Hikaye: Sergen Yalçın

Mükemmel bir kariyer yazabilirdi ama kendi istediği gibi yaşamayı tercih etti. Futbolcu Sergen Yalçın için kurduğunuz hayalleriniz, onun hayalleri değildi.

Bir çocuğun futbolcu olup olmayacağını anlamak için çok keskin gözlere, yılların deneyimine ihtiyaç vardır. “Sergen’e sahada 15 saniye baktım, kimse görmesin diye dışarı aldım” diyor Serpil Hamdi Tüzün.

Yaramaz, haylaz, başına buyruk ve muhteşem yetenekli bir futbolcuydu Sergen Yalçın… Bizim izlediğimiz Sergen, Serpil Hamdi Tüzün Hoca’nın eğitiminden geçmiş haliydi.

10 yaşındayken Sergen’i Beşiktaş’a getiren Serpil Hoca, benzersiz bir karakterdi. Bugün bu ülkeye her türlü futbolcuyu, her türlü teknik adamı parasını verip getirebilirsiniz de Serpil Hamdi Tüzün’den bir tane daha bulamazsınız.

Öyle bir hoca düşünün ki 10 yaşındaki Sergen’e her gün deftere 10 tane gol pozisyonu çizmesini söylüyor, o çocuk her gün oturup 10 tane gol attığını hayal ediyor.

Altyapılarda (pardon, öz kaynak, Serpil Hamdi Hoca okursa çok kızar), öz kaynak düzeninde futbolculara pas vermesi, pas oyunu oynaması öğretilir, Serpil Hoca ise Sergen’e pas vermemeyi öğütlüyor.

Çünkü Sergen, pas verecek oyuncu değildi, onu özel yapan zaten topla yapabildikleriydi, Sergen’den başka kimsenin yapamayacaklarıydı.

Sergen Yalçın, futbola başka bakıyordu, etrafındaki herkesten farklı… Ötesini görebiliyordu. Topun sanki falına bakıyor, onun geleceğini görebiliyordu.

Serpil Hamdi Tüzün, verdiği hemen tüm röportajlarda, onu genç yaşta Avrupa’ya göndermemesinin hata olduğunu anlatır. Alex Ferguson’a, Sacchi’ye Sergen’den bahsetmediğine pişmanlığını…

MILNE

Beşiktaş’ın 1980’lerin sonunda maçlarının öncesinde genç takım karşılaşmasını izlemek için stada erken giden öyle bir kitle yarattı Sergen Yalçın… Onu genç takım maçlarında izleyen bir isim daha vardı.

Gordon Milne yönetiminde ilk şampiyonluğunu yaşayan Beşiktaş’ın sonraki sezon kulübesindeydi Sergen, o şampiyonluğu kenardan izledi. Üçüncü şampiyonlukta ise sahadaydı. İlk maçına 1 Eylül 1991’de Gençlerbirliği karşısında çıktı.

1997’de İstanbulspor’a, 1999’da Siirtspor’a transfer oldu. Futbolunun belki de zirvesindeki yıllarında Avrupa devleriyle Şampiyonlar Ligi finali kovalaması gerekirken… Kendisi anlatmıştı, Bayern Münih transfer etmek ister de sonra araştırınca vazgeçerler ya, o hikaye işte…

Sergen Yalçın mükemmel bir hayat yaşayabilecekken kendi istediği gibi yaşamayı tercih etti.

Bunun için ona kızmaya hakkımız var mı?

LÖW

Futbol tarihimize geri dönüp de baktığımızda, en çok hangi olay için “ah” dersiniz?

Yıl 1999, Siirtspor, Sergen Yalçın’ı Fenerbahçe’ye kiralık gönderiyor. Teknik direktör Joachim Löw ile geçen bir sezonda yeniden milli takıma çağrıldı ve kiralık sözleşmesi bir sonraki sezona da uzatıldı.

Löw’le yolları ayıran Fenerbahçe’de teknik direktör olarak Rıdvan Dilmen’le anlaşılmıştı.

Ancak UEFA Kupası’nda MTK’ya gol bile atamadan elenince Rıdvan Hoca istifa etti, yerine Zdenek Zeman getirildi. Zeman ile Sergen Yalçın adeta başka dünyaların insanlarıydılar. Yürümesi mümkün değildi. DDevre arasında Sergen Yalçın bu defa Galatasaray’a kiralandı.

O MTK maçları aslında sadece Rıdvan Dilmen’in ayrılmasına, Sergen Yalçın’ın Fenerbahçe’den kopmasına neden olmakla kalmamıştı.

TERİM

O sezon, 1999-2000’de devre arasında Sergen bu defa Galatasaray’a kiralandı. Statü gereği, o aynı sezonda iki farklı takım formasıyla UEFA Kupası’nda oynayamazdı. Galatasaray’ın 17 Mayıs’ta Kopenhag’da kupayı kaldırmasına doğru giden o efsane yolu Sergen Yalçın kadronun dışından izlemek zorunda kalmıştı.

Şimdi düşünün, bir an için, eğer Sergen Yalçın, Borussia Dortmund, Mallorca, Leeds United ve Arsenal maçlarında sahada olsaydı, kariyeri nereye giderdi?

Real Madrid?

Ya da tıpkı Bayern Münih gibi araştırınca bu transfer de yatar mıydı?

TIGANA

Beşiktaş’a dönüşü muhteşem oldu. Sergen attı, 100. Yıl şampiyonluğu geldi.

UEFA Kupası’nda çeyrek final, Lucascu ile tarihinin en fazla galibiyet elde ederek kazanılan şampiyonluk, Chelsea eşleşmesi, hala hafızalarda, tek kişilik dev gösteriydi sanki ve Chelsea’nin başına Sergen gibi çok az kabus gelmişti.

Ancak 2007’de hem Jean Tigana ile anlaşamaması yolları bir kez daha ayırdı İnönü’yle…

Önce Etimesgut Şekerspor’a ardından Eskişehirspor’a gitti. 2008’de Galatasaray ile Beşiktaş arasında oynanacak özel bir karşılaşmayla jübile yapacaktı, olmadı.

Kırıklıklarla dolu futbolculuk kariyerinde, onu çıplak gözle stattan, tribünden izlemiş olanlar için unutulmaz bir gösteriydi Sergen Yalçın. Ayakları kadar kıvrak zekasını o insanların zihninden silinmeyeceğinden emin olabilirsiniz.

Popüler İçerikler

Kardeşlerim'in Başrolüydü... Burak Deniz'in Yeni Dizisindeki Partnerinin 15 Yaş Küçük Olması Tepki Çekti!
Cübbeli Ahmet Hoca Kalp Krizi Geçirdi: Hastaneye Kaldırılan Cübbeli Ahmet Hoca’ya Anjiyo Yapılacak!
Açıklama Geldi! Hz. Meryem Olduğunu İddia Eden Kadının Görüntüleri Gündem Oldu!