Okullar bitti, şimdi yaz... Reklamların aksine tatilde yurt dışına çıkamayan yada güneyde kendine yer beğenemeyen öğrencilerimiz yazın da çareyi sabahlara kadar pes atarak ya da bir bölüme bir bölüm daha diye dizi izleyerek geçirecek. Ancak dizi dediğinin de sarması gerek, soluk soluğa izleyeceksin ki tadı çıksın. Böyle diziler de iki elin parmaklarını geçmez. Lost'u, Prison Break'i, Breaking Bad'i çoktan devirmiş arkadaşların yeni şeylere ihtiyacı var. İşte bu da bir tavsiye yazısıdır.
Türk Dizi tarihinden bir de Ezel gibi bir dizi geçmiştir. Monte Kristo'dan esinlenilmiş bir intikam dizisi, uyarlama değil çünkü çıkış noktası hariç olayların gelişimi bambaşka bir seyirde ilerliyor ... Türk seyircisinin alışkanlıklarının dışında, flashbackler flashforwardlar gırla giderken elinde örgü ören teyzelerimiz bile Ömer'e ağlamaktan Ezel'e hayranlık duymaktan geri kalmadılar. İki sezon sürdü bitti dünyaya yayıldı. Güney Kore'den dahi ödül geldi. Onu izleyen bir kuşağın dünyaya, dostlarına güveni kalmadı... Her an bir ihaneti yaşar gibi, her an intikam peşinde...
Şimdi Türk dizisi deyip, burun kıvıran arkadaşlarımız şöyle buyrun.