Aytül Yükselici Yazio: Nine Perfect Strangers / Squid Game

Hepimizin kusurları var. Hepimiz eksiklerimizi görüp daha iyisini olmak istiyoruz. Kimimiz şişman, kimimiz başarısız, kimimiz kurban rolündeyiz. Hayat hiç durmadan kişiye özel sıkıntı çıkarıp, dert yaratan bir makine gibi.

Peki siz kusurlarınızdan kurtulmak ve daha iyi olmak için ne yapıyorsunuz?

Hiç bitmeyen diyetlerimiz, hiç bitmeyen başarma isteklerimiz. Hep daha iyisi olmaya çalışmak, hep daha fazlasını kazanmaya çalışmak hepimizin odak noktası haline gelmiş durumda. Daha iyi olmak için ne kadar ileri gidersiniz. Kendimden ve etrafımdan gördüğüm aslında hepimizin sınırları sonuna kadar zorladığı. Olanı olduğu kabul etmek konusunda kaç kişi başarılı aramızda. Nine Perfect Strangers tam olarak kendimizle yüzleşmemiz için gereken gerilimi sağlayan bir yapım olarak çekilmiş.  İlerlemek, ittirmek ama sonunda kaderin ellerine kalmak gibi müthiş bir karmanın içinde gezinirken buluyorsunuz kendinizi.

Son zamanlarda moda olan içeri gir başka biri olarak çık diyen kişisel gelişim ve kamplarına da garip bir bakış açısı sunuyor. Herkesin her şeyini halledebileceği noktada belki de tek baş edemediğimiz durum yakın birinin vefatıdır. İnsan doğası gereği hep daha fazlasını bilmek, hep daha fazlasını istemek üzerine yaratılmış. Kendimize çare olarak gördüğümüz şeylerin bazen kendimize daha da zarar verdiğini anlamak birçok kişi için çok zor. Bu noktada dizi fantastik bir yere gidiyor. Sanırım bu yüzden de +18 yaş uygun görülmüş. Hayatta neyin ne kadar mümkün olduğunu anlamak için biraz fazla fantastikte olsa insanın aklına soru işareti düşürdüğü için izlemeye değer diyorum.

Squid Game

Son günlerde bütün arkadaş ortamlarında konuşulan sosyal medyalarda paylaşım yapılan dizi Squid Game.

Nine Perfect Strangers ile aynı yazıda yazmamın nedeni çok farklı konu ve yapımlar olmalarına rağmen aynı alt metinle izleyici karşısına çıkması. Herkes daha iyi yaşamak için daha fazla para ister. Peki daha fazla para için ne kadar ileri gidersiniz? İzlerken sürekli olarak ben yapar mıydım? Yapmaz mıydım? Yapabilir miydim diye kendinizi sorgularken bulacaksınız. Sınırları ve akılları zorlayan bir yapım olduğu kesin. Ama küçük bir oyun gibi görünen hayatın aslında gerçek dünya ile bağlantılı olduğunu anlamak çok zor değil. Gerçek hayatta insanlar daha iyi bir yere gelmek için gerekirse rakibini yok etmeye çalışmıyor mu? Hatta iş hayatlarında daha fazla para almayacağını bile bile birbirlerinin işleriyle oynayan insanlar hep vardır. İnsan doğası gereği kıskanç mı? Avcı mı? Yoksa hepsi mi? Kendisi dışında herkesi ve her şeyi yok etmeye gelmiş gibi savaşıyor mu? Kesinlikle evet.

Taş devrindeki gibi yemeğimizi avlamasak da arkadaş dediklerimizi avlıyoruz. Dünya bitmek bilmeyen bir kaos bir savaş üzerine kurulu. Kimse kimsenin iyi olmasını istemiyor. Aslında kendinden iyi olmasını istemiyor. Bu kadar bencillik bu kadar negatiflik dünyanın sıkışmışlığının ve dengesizliğinin en büyük sonucu. Bu sonuçta bana göre bu dizileri doğuruyor. Squid Game bu nedenle bana imkansız, fantastik gelmedi. Tam tersi hayatın içinden her gün yaşadığımız iş hayatı savaşından bir kesit gibi izledim. Başka gözle izleyen varsa bir de benim gözümle bakın. Dünyayı insanlar ne hale getirdi ve koskoca dünyada birbirlerine neler yapıyorlar.

Instagram

Popüler İçerikler

Arkeolog Muazzez İlmiye Çığ 110 Yaşında Yaşamını Yitirdi
Ayliz Duman Çok Sade Kaldı: Miss Universe 2024'te Gelmiş Geçmiş En Çarpıcı Ulusal Kostümler Giyildi!
"Bir Evim Varsa Onun Sayesinde": Hakan Meriçliler'den Vural Çelik Tartışmasında Gülse Birsel'e Büyük Destek!