Yaz aylarının başında dünyaca ünlü show programı sunucusu Ellen DeGeneres’ın başına gelenleri belki duydunuz. Duymayanlarınız için küçük bir hatırlatma geçeyim.
Yaz aylarının başında dünyaca ünlü show programı sunucusu Ellen DeGeneres’ın başına gelenleri belki duydunuz. Duymayanlarınız için küçük bir hatırlatma geçeyim.
Sonra araştırma yapıldığında bir sürü çalışanın benzer şikayetlerde bulunduğu bilgisine varıldı. Olay tam olarak şöyle gelişiyor ekibe yeni gelen bir stajyer Ellen’a günaydın diyor ve programı ne kadar çok sevdiğinden bahsediyor. Kulisine geçen Ellen “stajyer nasıl benle konuşur?” diye ortalığı ayağa kaldırıyor. Daha sonrasında bir süre daha görevini yerine getiren stajyer ırkçılık iddiaları ile atıldığını söylüyor. Bunu araştırmak için işten çıkarılmış diğer kişilerle konuşulduğunda cenaze ya da hastalık gibi izin almak istediklerinde kovulduklarını ya da tehdit edildiklerini iddia ediyorlar. Bir çalışanının Ellen hakkında “Hiçbir şey ekran önünde göründüğü gibi değildi. Kameralar açıldığında her şey güzelmiş gibi gösterilir ve yardımlar yapılırdı. Ama arka taraf tam bir kabus gibiydi.” sözleri beni kalbimden derin yaraladı.
Maalesef zaman zaman her sektörde olduğu gibi medya sektöründe de görünenden çok daha vahim şeyler yaşandığı doğru. Hayatta her zaman iyi insanlar olabildiği gibi, geldiği yeri ve konumu hazmedememiş bütün gücünü ezebileceği insanlar üzerinde kullanan bir sürü ünlü ya da ünsüz insan var. Tabii işin içine televizyonun renkli dünyası ve büyük paralar girince egoları tavan yapan birçok insanla uğraşması çok zor. Ama dünya değişiyor. Artık hiçbir şey eskisi gibi değil.
Medya sektöründeki ısırgan otları ayıklanıyor. Nedir diyeceksiniz şimdi ısırgan otu. Hani küçükken hepimizin başına gelmiştir. Yeşillikler içinde koşarken birden ayaklarımıza dolanan sonra kanaya kadar bacaklarımızı kaşıdığımız varlığının bile farkında olmadan geçip giderken bizi ısıran o gereksiz otlar. 90’lar ve 2000’lerin başında medyada her şey mümkündü belki de... Ama inanın artık değil.
Arka tarafta ekiplere bağıran, çağıran kamera açılınca da dünyanın en şirin, en iyi insanını oynayan rol kesen kimseyi yemiyor artık sektör. Evet belki herkese bir şans veriyor ama bakın o şansı da çok güzel geri alıyor. Sizler belki ekran önünde bir kişiyi görüyorsunuz. Fakat o bir kişinin ekranda işini yapabilmesi için ekranın arkasında en az 25 kişilik ekipler çalışıyor. Hele iş canlı yayınsa bütün ekip nefes nefese yayına hazırlanıyor. Ekranın önüne geçince ben varım tavrıyla arkadaki ekibi yok sayan, yayın sonrası “ellerinize sağlık” demeyi bilmeyen, iyi giden yayının faturasını kendine hata olan yerlerin faturasını ekibine kesen insanların artık bu enerjide var olması mümkün değil.
Şehir efsanesi gibi duyduğumuz sunucunun stüdyo şefine ayakkabı fırlattığı yayınlardan çok uzağız artık. Her zaman gözlemlediğim ve yaşadığım ekibinin kıymetini bilen ve iyi ilişkiler kuran insanların programlarına da bu enerjinin yansıdığı. Çalıştığım ünlü isimlerden birinin etrafındaki herkese bağırıp, bana dönüp “saygıyı ancak korkuyla kazanırsın unutma bırak herkes senden korksun” dediğini hiç unutmuyorum. Korku dünyası bence saygıdan çok uzak bir dünya. Saygı kazanmak da sevgi kazanmak kadar her işte önemli. Birinin sizle lanet ederek çalışmasını mı tercih edersiniz yoksa sizi sevip sayıp sizinle yaptığı işe zevkle mi gelmesini dilersiniz?
Günümüz dünyasında artık korkutularak bağırış çağrış içinde kimseyi çalıştıramazsınız. Zaten böyle niyetli olunca da o işin devamı gelmiyor. Hazır 2021 kova çağına girmişken hesap defterlerinin kapanacağını bilerek diyorum ki ısırgan otlarını bahçemizden temizledik. Hayatınızın arka bahçesine bakın, bir tek işte değil hayatınızın her alanında ısırgan otlarını temizleyin. En önemlisi şunun farkında olmanız lazım. Sizi ısıran ya da ısırmaya çalışan insanlar her zaman olacak ama sizin o insanlara değil, bilin ki o insanların size ihtiyacı var. Baktınız ısırıyor uzatmayın elinizi... Başkasını ısırmasın diye de kökünden söküp atın.
Sevgiyle yapılan her işin karşılığını ve yerini bulduğunu unutmayın. Allah her daim sevgi ile çalışan kıymet bilen insanlar çıkarsın karşınıza...
100%
Şu The Ellen Show kadar gereksiz bir program görmedim. Bir de bir Hollywood oyuncusuna, nasıl bu kadar genç ve güzelsin? diye sorduğunda kadın Koreli bebeklerin sünnet derilerini doktorum yüzüme enjekte ediyor diye bir cevap verdi hatta Youtube’da bulabilirsiniz. Ve oradaki herkes bu cevaba güldü. İğrençler!!!