Aysu Melis Bağlan Yazio: Kara Teslim Oldunuz mu?

24 Ocak Salı günü, 15.15’te İstanbul Esenler Otogarı'ndan Edirne otobüsüne bindim. Amacımız Edirne’ye gitmek.

Yol arterleri, yol temizliğinin yasal veya vicdani sorumluları tartışmaları, ülke gerçekleri bir yana…

En temel ihtiyaçlarımızdan tuvalete gitmek, beslenmek, su içmek ve haber almak, bizim için çalışıldığına inanmak bir yana...

Saatlerce karda mahsur kaldık. 

Bu havada yola mı çıkılır? Yola çıkmak için doğru saat var mıdır?

Hastanede yatan hastan varsa, üniversitede bütünleme sınavın varsa… veya söylemek istemediğin hasretliklerin varsa her saat doğru saat canım kardeşim.

Gezi dayanışmasından alışık olduğumuz birlikte yaşama kültürünün hala ayakta olduğunu deneyimlediğim bir akşam oldu. Bir genç su servisi yapıyor en kibar sesiyle, bir genç çöpleri topluyor… 

Beni en şaşırtansa gidiş geliş 8 şerit araç öylece duruyor… Sanki burası bir festival alanı, araçlar bilerek durmayı seçiyor ve kar yağdırılmış bir alan… Şikayet etmek yerine dayanışmayı seçiyor herkes. Koşarak kar topu oynayan da var sohbet eden de…

2 muavin ve şoför patlamış mısır açtı ve içinde bulundukları film hakkında sohbet ettiler, bana da ikram ettiler.

Siyaseten bu denli kutuplaşmış bir ülkenin özünü yine zor bir akşamda hatırladım.

Bagajdan çiğ köfte çıkaran bir yolcu bile vardı, tüm otobüse istediği kadar ikram etti porsiyon porsiyon.

Otobüste tanıştığımız arkadaşlarımızla WhatsApp grubu bile kurduk. Her 24 Ocak’ta görüşme kararı aldık. İnsanız. Uyum içindeyiz.

Akışa teslim olmak güvenli.

Peki ne oldu da böyle geride kaldık?

Gelelim madalyonun öbür yüzüne. Ben, doğma büyüme Edirneliyim. Ne 24 Ocak 2022 günü Trakyalı olduk ne de karda yaşam kültürüyle, soğuk hava alışkanlıklarıyla yeni tanıştık.

İstanbul'da tatil edildiği kadar kar tatili, bir Trakya şehrinde olsa; benim şu ana kadar mezun olduğum hiçbir okulu tamamlayamam gerekirdi. Dize kadar yağan karda okula da gittik, aktivitelerimizi de yaptık ve böyle yetiştik.

Bunca yıl İstanbul-Edirne yolunu kar tünellerinin arasından geçerek kolaylıkla, güvenle, aksaklık yaşamadan geldik. Karla yaşamda neyi kaçırdık bunca yılda? Hele ki küresel ısınma sebebiyle artık kar da kış da hakkını veremiyorken... Her yağan beyaz kar tanesine mucize mualemesi yapıyorken...

2005 yılında, İstanbul'dan Edirne'ye yine otobüsle dönerken karşımıza kurt çıktığını bile hatırlıyorum.

Günlerce mevcut yaşam alanında yiyecek bulamayan hayvanlar daha da aşağılara inmek zorunda kalmıştı. Öyle kışları gözümüz görmüş, yaşımız bu deneyimlere yetmişken...

24 Ocak 2022'de yağan karda, Bahçeşehir sınırları içinde mahsur kaldık. 24 Ocak 2022'de saat 20.00'den 25 Ocak günü saat 13.00 civarına kadar bir kez bile gaza basamadı araçlar.

Selam vermeye bile gelen olmadı.

Sağlık sorunu yaşayan birinin kepçeyle götürüldüğünü duydum.

Bilgilendirilmedik. Birkaç saat sonradan ibaret olan geleceği bile göremedik.

Hastası olan da vardı, bütünleme sınavına Trakya Üniversitesi'ne yetişecek olan öğrenci de...

Kimsesiz hissetmenin yeni halini otobüste sabahlarken yaşadık.

Biz mahsur kalanlar, yaşama ve neşeyle ihtiyaçlarımızı gidermek, dayanışmak için mevcut zamana teslim olmuşken; kent yönetiminde 'kara teslim olmak' bu mudur?

Asıl teslim olduğumuz nedir sizce?

Twitter

Instagram

Popüler İçerikler

Montella Görevini Bırakırsa A Milli Takım'ın Başına Kim Geçmeli?
RTÜK Başkanı'ndan Gündüz Kuşağı Programlarına Son İkaz: "Toptan Yok Ederiz!"
TikTok Fenomenleri Çağla ve Cansu Arasında ‘Erkek’ Kavgası Çıktı: Cansu, Çağla’yı Silahla Vurdu