Aysu Melis Bağlan Yazio: İstanbul Sözleşmesi ve Twitter Duruşmaları

  • “Beni mecbur bıraktı. Onur, gurur ve namus için yaşıyorum.” 

  • “En son tartışmamızda ben şeker hastası olduğum için çok sinirlenmiştim. Kendime geldiğimde karımı kanlar içinde yatarken gördüm. Onu isteyerek öldürmedim.” 

  • “Tek suçum onu fazla sevmemdi. Keşke vazgeçecek kadar sevseydim, olayı inkâr etmiyorum, kadın cinayeti işledim.” 

  • “Uzun süredir askerde olmam nedeniyle cinsel arzularım vardı. Bir an gözüme hoş geldi. Cinsel ilişkiye girmedim. (12 yaşındaki yeğeni için) Evimize gidip geldiği sırada bu eylemleri yaptım. İzin veriyordu.” 

  • “Ben böyle bir insan değilim normalde Hakim Bey.”

Kadın cinayeti ve tecavüz vakaları sanıklarının savunmalarından bazı cümleler okuduk. Peşi sıra gelen takım elbise, kravat ve iyi hal üçgenini hepimiz biliyoruz…

Her gün “Twitter Mahkemeleri” üzerinden yeni bir etiket ile duruşmalara giriyoruz.

Olayları öğreniyor, delilleri topluyoruz. Esas hakkında mütalaalar havalarda uçuşuyor! Kamu vicdanının terazisini oradan oraya çekiştiriyoruz. Bazı gün, bir twitter duruşmasından “sonuç” alınabilirse yastıklara rahat koyma ihtimali oluyor kafaları… 

Eskilere göre “şiddet” denen müessese, yalnız fiziksel şiddeti anlatırdı. Bir “darp raporu” olmaksızın kanıtlamak ise hayli zordu.

Sonra, İstanbul Sözleşmesi’nin prensipleriyle başkaca şiddet türlerini zikreder olduk.

  • Duygusal/fiziksel şiddet,  

  • Cinsel şiddet,  

  • Ekonomik şiddet,  

  • Sanal şiddet, 

  • Sosyal şiddet

Hepsini giderek daha da somutlaştırır olduk. Nasıl mı?

  • “O kim seni “like”lamış!?” 

  • “Hani kız kıza/erkek erkeğe çıkacaktınız?” 

  • “Profilin niye herkese açık?” 

  • “Aradım açmadın?” 

  • “Seven kıskanır mı?” 

  • “Kazandığın paranın tamamını bana vereceksin.” 

  • “Çalışmanı istemiyorum.”

Evet, bir “bakış” da şiddet düpedüz.

“Uzun uzun süzmek” de taciz, bir sınırın ihlali…  

Kadının kazandığı parayı düşünmeden “evin erkeğine” teslim etmek, ne zamandan beri evlilik içi barışın sembolü? 

Bu alışkanlıkların çoğu, ilişkiler ve evlilikler ile ilgili ön kabulümüz olmuş, değil mi?

Peki, İstanbul Sözleşmesi ne diyor?

  • Kadın ve erkek eşitliğini idrak etmekte ısrarcı bir tutum benimseyin, 

  • Aile içi şiddetin mağduru olan çocuklar da koruma altındadır, 

  • Şiddet uygulayan kişinin eş, sevgili, akraba, partner olup olmaması önemli değildir, 

  • Ahlak mitlerine değil, maddi gerçeğe önem veririm, 

  • Kadınlara karşı, sırf kadın oldukları için uygulanan orantısız şiddetle de ilgileniyorum,  

  • Buna da “kadınlara karşı toplumsal cinsiyete dayalı şiddet” diyorum, 

  • “Toplumsal cinsiyet” ve “cinsel yönelim” tanımlarından korkmuyorum, 

  • Taraf devletlere görevler veriyorum, 

  • Kültür, töre, din, gelenek, namus bir kadın cinayetine gerekçe olamaz, 

  • Yasal tedbirleri gecikmeden, şüphesiz ve eşit şekilde uygulamak taraf devletlerin görevidir.

E, çözüm?

Sahi, neleri konuşmayı unutuyoruz?  

Hiç prensipte anlaşmıyoruz, farkında mıyız? 

Öyle can havliyle “birini tutuklatmak”, “birine hak ettiği cezayı aldırmak” için can çekişiyoruz ki; yaşam hakkının siyasi görüşü olmadığını unutmuşuz gibi görünüyor.

Her şey, doğmamış bir çocuğun cinsiyetinin ilanındaki mavi ve pembe balonlarla başlıyor aslında…

Kız çocuklarına ithafen; “öğretmen ol, rahat edersin yavrum” diyerek başlıyor. 

En önemli rolün “iyi bir eş, iyi bir anne” olması lazım gelir, diyerek başlıyor… 

Gel, önce kendi dilini dönüştür. 

Katılma o cinsiyetçi tezahürata. 

Cinsel birleşmeden bahsetmeden yazdır o üç puanı oraya. 

Her öldürülen kadının ardından erkek katil için bahaneler bulmaya çalışma. 

Gel, “bayan” yerine “kadın” de. 

Erkeklere pembenin çok yakıştığını hatırla. 

Kadınlar üzerinden “ofsaytın” peşini bırak. 

“Ali ata bin”erken; Ayşe hep ata bakmasa nasıl olur?

Popüler İçerikler

Eski Bakan Işın Çelebi'den Fenerbahçe'ye Sert Yanıt: ''Devletin İmkanlarını Kullanıp ‘Yapı’ Diyemezsin''
Üç Milyon Emekliyi Bekleyen Tehlike: 2025'te 12 Bin 500 TL Maaş Almaya Devam Edebilirler!
İzmir'de 5 Küçük Kardeşin Öldüğü Yangın Faciası: Bakanlık, Aileyi 18 Kez Ziyaret Etmiş!
YORUMLAR
Pasif Kullanıcı
03.09.2020

İstanbul Sözleşmesi ekstra olarak ne katıyor anlamıyorum, zaten kanunlarımızda taciz tecavüz kadına şiddet vb için cezalar yok mu, bu sözleşmenin yaptırım gücü mü var.

03.09.2020

İstanbul sözleşmesi örf adet aile içi-disi tecavüzleri daha kapsamlı ele alan bir belge

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ