Kendi nefes farkındalığıma kavuşmadan önce çok korkardım depremden. Öyle korkardım ki; yalnızlığımı deprem korkusuyla kanıtlamaya çalıştığımın farkına varmazdım. Öyle korkardım ki; deprem deneyimim olmadan, tek bir yakınımı kaybetmeden, bilmeden korkardım... Ezberden.
Kendi düşüncelerimden bir enkazın altında seneler geçirmişim haberim yok! Üst üste binen, düzensiz, başına buyruk, korku dolu, kaygı dolu düşünceler...
Öyle korkardım ki; ilgi, bakım ve destek ihtiyaçlarımın şehirli yansımalarını deprem korkum üzerinden almaya çalıştığımı bile anlamazdım. Ne ihtiyacı, korkuyoruz burada!
Ya görüyor musunuz, nasıl da yalnızım?
Deprem korkum sayesinde ne haklar ne hazlar kazandığımın konusunu açmak da neydi?
Ne hazzı, korkuyoruz burada!
Bu dünyada olmak güvenli miydi sahi?
Nefes farkındalığım arttıkça, şimdiki zaman bilincimle kavuştukça anladım ki 'bu dünyada olmak güvensizmiş' benim için. Depremi araç etmişim kendime.
Her an ruhumda, kafamda depremler ve yapayalnızım.
Kafanızda her an deprem olurken mümkün müydü 91 saat dayanmak?
Anlamlardan karar enkazları örüyorken, mümkün müydü?
Bu ne ya?
Köfte ile ayranı anam da yapar... Siz ne diyorsunuz Allah aşkına çocuk annesiz kalmış ya gerçekten ölüme karşı bu kadar mı duyarsızlaştınız