Aysu Melis Bağlan Yazio: 91 Saat 1 Nefes

Kendi nefes farkındalığıma kavuşmadan önce çok korkardım depremden. Öyle korkardım ki; yalnızlığımı deprem korkusuyla kanıtlamaya çalıştığımın farkına varmazdım. Öyle korkardım ki; deprem deneyimim olmadan, tek bir yakınımı kaybetmeden, bilmeden korkardım... Ezberden. 

Kendi düşüncelerimden bir enkazın altında seneler geçirmişim haberim yok! Üst üste binen, düzensiz, başına buyruk, korku dolu, kaygı dolu düşünceler... 

Öyle korkardım ki; ilgi, bakım ve destek ihtiyaçlarımın şehirli yansımalarını deprem korkum üzerinden almaya çalıştığımı bile anlamazdım. Ne ihtiyacı, korkuyoruz burada! 

Ya görüyor musunuz, nasıl da yalnızım? 

Deprem korkum sayesinde ne haklar ne hazlar kazandığımın konusunu açmak da neydi? 

Ne hazzı, korkuyoruz burada! 

Bu dünyada olmak güvenli miydi sahi? 

Nefes farkındalığım arttıkça, şimdiki zaman bilincimle kavuştukça anladım ki 'bu dünyada olmak güvensizmiş' benim için. Depremi araç etmişim kendime.  

Her an ruhumda, kafamda depremler ve yapayalnızım. 

Kafanızda her an deprem olurken mümkün müydü 91 saat dayanmak? 

Anlamlardan karar enkazları örüyorken, mümkün müydü?

Elif Bebek ve Ayda Bebek

Nasıl olur da minicik bedenler, saatlerce dayandı enkaz altında? 

Tam 91 saat. 

Bir doktor açıklıyor tam da şu an; çocukların bedenlerindeki su oranı fazlalığı dayanıklı kılıyor onları... 

Peki ya anlam torbalarının boş oluşları? 

Kendimizden pay biçelim.  

Buradan kesin çıkamam. Buraya kadarmış. Bitti.  

Kaderde enkaz altında ölmek varmış. 

İki mucize bebekte de korku var, yalnızlık var, belirsizlik var! Hani şu en korktuğumuz, belirsizlik. Kontrol kumandamızı televizyon kumandası gibi kullanamadığımızda öfkeden deliye döndüğümüz belirsizlik. 

Yalnız, bu duygulara verdikleri anlamlar yok, iki mucize bebekte de. Elif ve Ayda. 

Sadece nefes alarak hayatlarının kalanını tasarladılar küçücük bedenleriyle. 

Sadece bedenleri değillerdi ki sadece enkaz altında olsunlar. 

Kalp seviyesinden yaşamı seçtiler, nefeslerinden bağlandılar. Tüm kalplere de ilham oldular. 

Nefes farkındalığımdan önce çok korkardım depremden. 

Sanki beni korkutan bir doğa olayıymış gibi. 

Sanki depreme ben anlam vermemişim gibi. 

Sanki deprem korkumdan dolayı karşılamaya çalıştığım ihtiyaçlar bana ait değilmiş gibi. 

Nefesimle hayatımı tasarladığımda ben de anladım suçun bir doğa olayında olmadığını. 

Ben de gerçek korkulacak şeylerin kendimizi değersiz kılmak olduğunu anladım. 

Yaşamı hak etmeyecek kadar değersiz kılmayı. 

Kendimize layık evleri bile ısrarla, sürekli, durmadan, her an kendimize inşa etmeyecek kadar değersiz kıldığımızı anladım. 

Düşüncelerimizde her an sarsıldığımızı ve dahi enkaz altında kaldığımızı... 

Bir daha yaşanmaması umuduyla, tüm yaşamını kaybedenlere rahmetle, her birimize sabırla, umutla. Hep. 

Twitter

Instagram

Popüler İçerikler

ATM’lerde 200 TL Krizi: Fatih Altaylı’dan 5 Bin Liralık Banknot Önerisi
TikTok Fenomenleri Çağla ve Cansu Arasında ‘Erkek’ Kavgası Çıktı: Cansu, Çağla’yı Silahla Vurdu
Demet Akalın 'Laiklik' Açıklamasıyla Gündem Olan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'e Ateş Püskürdü!
YORUMLAR
03.11.2020

Bu ne ya?

03.11.2020

Ay dramatikleştirmiş yazmış. Kardeşim bi daha yaşanmaması için sorumlular kim yazılsa ya?! Yapılması gereken bilimsel şeyler yer almalı.. Saçma sapan habercilik.. şiir mi yazdın ne yazdın?

03.11.2020

Köfte ile ayranı anam da yapar... Siz ne diyorsunuz Allah aşkına çocuk annesiz kalmış ya gerçekten ölüme karşı bu kadar mı duyarsızlaştınız

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ