Aysu Akbarova Yazio: Evlilik mi?

Evlilik mi?

Sevgili okur, sen sen ol televizyonda, sinemalarda sürekli ısıtıp ısıtıp bize sunulan,  sıcacık mutlu yuva hayalleri peşinde koşanlardan olma.

Ve ya sosyal medyadan paylaşılan 'kocişkomla mutluluk pozlarına', 'canım karıcımla keyifli bir akşam yemeği'ne aldanma.

Onların birçoğu sahte, ben sana söyleyeyim.

Hem insan evlenmek için yaratılmadı bunu bilesin.

'Mutlu evlilik hiç mi yok doktor?' dediğini duyar gibiyim. Var ama her evlilik değil. Üstelik mutlu evlilikler kendilerini bu kadar paylaşmaz. Bu kadar afişe etmez. Veya evlilik baştan sona mutluluk dolu bir kurum olsa filmlere bu kadar abartılı bir şekilde konu olmaz.

Evlilik maalesef günümüzde yasal seks anlamına gelmektedir sevgili okur. İnsanların birbiriyle rahatça sevişebilmesi için evlenmesine ihtiyacı varmış gibi, bize dayatılan tabularla yaşamak zorundaymışız gibi.

Hem herkes evlenmek zorunda da değil sevgili okur. Herkes evli kalmak zorunda da değil.

Mutsuz insanlar mutsuz çocuklar demektir. Bu da doğal olarak ardı sıra mutsuz bir toplum doğurur.

Şöyle bir etrafına bak bakalım, kaç tane gerçekten mutlu ve evli çift görüyorsun?

Ama gerçekten mutlu?

Bir ve ya iki değil mi? Ya diğerleri?

Neden mutsuzlar? İnsan doğası poligamiktir sevgili okur. Yani tek bir canlıyla ömrünü geçirmeye uygun değildir. İnsan bir ay boyunca her gün yanan bir kibrit çöpünü eliyle söndürmeye kalkışsa, ilk günkü korku ve heyecanı otuzuncu gün aynı olmayacaktır. Çünkü artık beyni onu parmaklarının yanacağı hissine alıştırmıştır. Vücudu otuzuncu gün ilk günkü gibi adrenalin salgılamayacaktır. Bu her şey için geçerlidir. Biz duygularımızı tüketmeye yerine yenilerini koymaya mahkum varlıklarız.

Kimseyi kendimize sonsuza kadar bağlı kılamayız. Kimseye de sonsuza kadar bağlı kalamayız. Kalanlar mutlaka bir şeylerden fedakarlık edenlerdir.

Peki insan ömrü tamamı fedakarlıklarla geçecek kadar uzun mudur? Ya da şöyle sorayım bu soruyu her evlenmeyi düşündüğümüz insanı hayatımızın sonuna kadar bir çok şeyden fedakarlık edecek kadar çok mu seviyoruz?

Bu soruya şimdiki aklınla evet diyorsan bile, en fazla beş yıl sonra fikrin değişebilir sabırlı ol, acele etme derim. 

Özellikle genç kızlarımızdaki bu koca merakını hâlâ anlamış değilim, 'tapusu bende'ler çıktı başımıza bir de. Biz kimsenin sahibi değiliz olamayız kendinize gelin lütfen. Veya tanışma şeklinin bir uygulama üzerinden olduğu, daha ilk defa göreceği kişiyi hemen çevreye sorgulama havalarına girerek ondan potansiyel koca adayı çıkarmaya çalışma çabaları falan, nasıl bu kadar basitleştirdik evlilik konusunu acaba diye düşündürüyor bana. 

Sevgili okur, sen sen ol çok kitap oku. Çok gez. Çok sev. Çok seviş. Çok gül. 

Hayatını özgür yaşa, kimseye bağlı kalmak zorunda değilsin. 

Instagram

Popüler İçerikler

Zoru Başardık: Karadağ'a Üç Puan Hediye Eden Milli Takım'a Gelen Tepkiler
Kılıçlı Yemin Olayında Yeni Gelişme: Teğmenlerden Sonra Komutanlar da Disipline Sevk Edildi
Arkeolog Muazzez İlmiye Çığ 110 Yaşında Yaşamını Yitirdi
YORUMLAR
16.03.2021

İnsan yaratılışı gereği hem yalnızlığa hem de bir başka ruha ihtiyaç duyar. Mühim olan seçilecek ruhun sizi tamamlayan gerçek bir parça olmasıdır. Mutlu zamanlar da herkes mutluluğu paylaşabilir, bu çok kolaydır. Fakat asıl olması gereken zor ve acı ile geçen zamanları seçtiğiniz ruh ikizi ile birlikte aşabilmek. Her şeyin özü sevgidir. Karşılığının mutlak beklenilmediği, herhangi bir durumun muhasebe edilmediği gerçek ve saf bir sevgi. İnsan özünde gerçek sevgiye ulaştığı zaman zorlukları aşabiliyor. Kötü ve çirkin olan şeylerin içerisinde iyi ve güzeli görebiliyor. Küçük şeylerin içerisinde hep saf duygu ve temiz bir sevgi yer alıyor. Evlilik kişilere ve o kişilerin seçimlerine göre değişebilen bir durumdur. Ama muhakkak ki insan her şeyi bütün yükü tek başına sırtlayacak ve onu ebediyen sırtında taşıyacak kadar güçlü bir varlık değildir. Bence evlilik için madden bir uyumluluk aramaktan ziyade manen bir yol arkadaşı bulmak, bu durum için en güzel seçim olacaktır.

16.03.2021

Çok haklı

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ