Aysu Akbarova Yazio: Ayrımcılık

Sevgili okur, bu yazıma çok sevdiğim değerli hocam Prof. Dr. Erbuğ Keskin'in sözüyle başlamak istedim. Hocam der ki, 'Aslında hepimiz kadınız!'

Anne karnında oluşum sürecinde bütün fetüslerin dişi olduğunu biliyor muydun sevgili okur?

Gelişim sürecinde erkek olmasına etki eden hormonlar devreye girince erkek çocuk dünyaya geliyor. Bu hormonlar devreye girmez ve kadınlık hormonları baskın çıkarsa kız çocuk dünyaya geliyor. Yani aslında kadın ve erkek arasında çok ciddi ve net bir çizgi yok.

Yani cinsiyet, aslında kutuplarında erkek ve kadının olduğu ve renklerinin geçişini istesek de net bir şekilde göremeyeceğimiz, her baktığımızda bir daha hayran kalacağımız bir gökkuşağı gibidir. Gökkuşağı kadar rengarenk, gökkuşağının sınırsızlığı kadar bilinmezlik de içeren bir kavram.

Peki bizim yaratılış sürecimiz bu kadar mükemmel ve gizemli bir rengarenklik içerirken, bizler neden bu kadar ayrımcıyız?

Neden bizler aramızdan bazılarını LGBTİ bireyi olarak ayırıyoruz?

Dünyaya getirdiğimiz öz çocuklarımızın bile bizimle tıpatıp aynı olma ihtimali yokken, neden bu kadın, erkek, lezbiyen, gey, trans birey, heteroseksüel, biseksüel, panseksüel ayırımımız?

Nereden geliyor bu kibir? Halbuki hepimiz insanız.

Ayrımcılık yaparak toplumdan uzaklaştırmaya, reddetmeye çalıştığımız insanlar hayatlarının en delidolu çağında, kendilerini tanımaya daha yeni başladıkları zaman zaten kocaman bir kaosun ortasına düşüyorlar. Önce kendini kabullenmeye, neden diğerleri gibi hissetmediğini anlamaya çalışırken (herkes kendine özgü, hepimiz farklıyız aslında. Maalesef bize öğretilenlerin, tabuların peşinden sürükleniyor artık beynimiz. Dışarıda sadece iki cinsiyet yok.), aile faktörü giriyor devreye. Ailesine kendi hissettiğini, nasıl yaşamak istediğini söyleyemeden, ömrünün en güzel çağlarını gizlenerek yaşayan ne çok insan var biliyor musun sevgili okur? Ailesi kabullense bile yeni bir sorun başlıyor onlar için.

Akrabalara, arkadaşlara, çevreye kendini kabul ettirmek çıkıyor karşılarına.

Ya tüm silahlarını kuşanıp çıkacaklar oldukları gibi dimdik ayakta, ya da kimselere belli etmeden yaşayacaklar ve heba olacak koskoca bir ömür.

İnsanları cinsiyet ayırmadan sev. Sevgi en büyük eksiğimiz. Bir insanı görünce onun hakkında sadece cinsel hayatını düşünerek yargıda bulunuyorsan lütfen acilen profesyonel yardım al. Çünkü ayrımcılık yapılarak toplumda dışlanan bu insanların hayatı sadece cinsellikten ibaret değil!

Ahlak beyindedir. Heteroseksüel olup da eşini aldatan, yalan söyleyen, tecavüz eden, taciz eden, kendi gelinine, çocuğuna tecavüz eden bir sürü 'insan' varken 'bunları nasıl düzeltebiliriz'i konuşmamız, düşünmemiz gerek.

Sevgili okur, biz seninle bu satırlarda, şu an bu noktada (.) buluşuyorsak bir sebebi var. Ben sana içimdeki nağmeleri cümlelere çevirerek aktarıyorum. Sen de kalbinle karşılık vererek bugünden sonra LGBTİ ayrımcılığı yapmayı, yargılamayı bırak.

Ben insanı İNSAN olduğu için sevme taraftarıyım. Özgür yaşama taraftarıyım. Olduğu gibi saf haliyle. Katıksız, beklentisiz, riyasız, korkusuz!

Kendini sev, insanları sev...

Instagram

Popüler İçerikler

"Aşk Solcudur..." Kızılcık Şerbeti'nde Deniz Gezmiş Anıldı
Almanya’daki Saldırıyı Kim Yaptı? Noel Pazarı Saldırganının Kimliği ve Röportajı Ortaya Çıktı
Sosyal Medyada Süren Öğretmenlik Tartışması: Az Çalışıp Çok mu Maaş Alıyorlar?