Ayşe Arman Sordu Şeyma Subaşı Yanıtladı! Gündeme Bomba Gibi Düşen Röportajın Dikkat Çeken Ayrıntıları

1. Hem takip ediyorlar hem de sürekli çamur atıyorlar! Bütün bunlar seni zorluyor mu?

O kadar alıştım ki insanların saldırmasına, eleştirmesine... Hayır, bana pek dokunmuyor! İnsanların benimle ilgili düşüncelerini çok fazla takan biri değilim. Kendi işime, hayatıma bakıyorum. Çünkü biliyorum ki, kimsenin hakkımdaki düşüncesini değiştiremem. İnsanlar, inanmak istediğine inanıyor.

Taş değilim, tabii ki umursuyorum ama eskisi kadar üzülmüyorum. Hayatımı onlara göre yaşamıyorum. Onların olmamı istediği insan olmak zorunda değilim. Kabul et ya da etme, ben benim, bu hayat da benim hayatım. Kimseye zararım yok.

2. Sen hep mi böyleydin?

Evet. Hep kafamın dikine giderdim. Acun’dan önce de... Annem ve babam, “Şeyma şunu yapma!” dediklerinde, ben yapmak istiyorsam yapardım. “Bu iyi bir şeydir!” demiyorum. Kimseye de “Benim gibi yapın!” demiyorum. Ama ben böyleyim. Özgür bir ruhum. Kafasına eseni yapanım. Ve ne hissediyorsam takır tukur söylerim. Başıma iş de açıyor bu kadar direkt ve açık sözlü olmam.

3. Meşhurluğun kitabını yazabilir misin?

Böyle dediğim için de sinir olacaklar ama evet, yazabilirim! Bu çağda, bu dünyada, meşhur olmak çok kolay aslında. Ama tabii bir süreliğine... Sosyal medya sayesinde Hollywood yıldızları bile artık yakın. Bir yorum yazıp onlara bile ulaşabiliriz. Çıplak fotoğraf verirsin, bilmem ne yaparsın... Evet, rezil de olursun ama nihayetinde ‘ünlü’ olursun! Sabun köpüğü gibi gider ama ‘şöhret’ denilen şeyi bir süreliğine yaşamış olursun. Mesele ünlü olmak değil, o ünü sürekli kılabilmek. Besleyebilmek ve devam ettirebilmek.

Ben hep söylüyorum: “Beni ünlü yapan sizsiniz!” diyorum. Yoksa kendimi yırtmadım ünlü olayım diye. Taktik maktik gütmedim. Kendimi olmadığım gibi göstermeye de çalışmadım. Instagram’da gerçek hayatımı yansıttım. Orada sahte hiçbir şey yok. Onlar da bunu sevdiler, takip ettiler, ediyorlar. Kızım Melisa’yı koydum, sporumu koydum, günlük yaşadığım hayatı koydum. Partiye gittim, kulübe gittim, festivale gittim, dansımı koydum. Kıyafetlerimi koydum. Çünkü ben böyle giyiniyorum. Sen bana sığ diyorsan diyebilirsin ama 2 milyon 800 bin kişiye de sığ demiş oluyorsun!

4. Sanki Acun’dan bağımsız bir marka oldun. Bu sana zevk veriyor mu?

Beni insanlar tabii ki Acun’la tanıdı. Ama sonrasında kendi tarzımı, sosyalliğimi, enerjimi sevdiler. Belki başta dediler ki, “Acun gibi herkesin hayran olduğu biri bu kıza neden âşık oldu?” Ama sonra onlar da takılı kaldı bana.

Hâlâ emin misin Acun’un sana çok âşık olduğundan?

- Acun bana çok âşık. Çok çok âşık.

5. Milyonlar seni neden takip ediyor? Bazıları da çaktırmadan ediyor.

Rimel sürme biçimim bile hemen taklit ediliyor. Kızacaklar böyle söylediğim için ama inan böyle. Kâkül kestirdim, şimdi pek çok insan kâkül kestiriyor.

6. Âşık olduğun evli bir adamdan hamile kaldın. Başa dönmek istemiyorum ama mutlu sonla biten bu hikâye bile eski normlara aykırı.

Elbette. Bizim durumumuzda bu hikâyedeki kadın taşlanmalıydı. Ortalıkta çok görünmemeliydi. Ama ne oldu? Bana medyadan destek veren olmasa da sonunda Şeyma’nın bilmem kaç milyon takipçisi oldu! Şeyma şu anda dışarıda fotoğraf çektirmekten yürüyemiyor. Bu arada hep nefret edenlerden söz ediyoruz ama benim çok sevenim de var. Gençler çok seviyor beni. Normalde gençler kimlere hayran oluyor? Ya dizi oyuncularına ya sanatçılara, değil mi? Ama dizi oyuncuları, onlara verilen karakteri canlandırıyorlar. Ve gençler de aslında o karaktere hayran oluyor. O oyuncunun ya da sanatçının gerçek karakterinin nasıl olduğunu bile bilmiyorlar. Tamam ben bir oyuncu değilim, sanatçı değilim ama ben birebir kendimi yansıtıyorum. O yüzden bu kadar takipçim var!

7. Bir şeylere emeksiz ve kolay yoldan ulaştığını düşünenlere verecek cevabın nedir?

Benim emek vermediğimi nereden biliyorlar? Ya da acı çekmediğimi? Geceleri yatakta ağlarken yanımdalar mıydı? Yaşadığım onca şeyde ne kadar üzüldüğümü, neler çektiğimi biliyorlar mı? Öyle kolay olmadı hiçbir şey. Bu önyargı. Bunu anlayabiliyorum. Ama nefrete dönüşmesini anlayamıyorum.

8. “Anneyim artık, gezmemem lazım kulüplerde!” filan diyor musun kendine? Ben Acun karışır zannediyordum.

Ben de ne zaman durulacağım diye bekliyorum. Enerjim biraz düşse de gitmesem. Hiç karışmıyor. Biz şuna inanıyoruz onunla. Eğer sen mutluysan, karşındakini de mutlu edersin. Formül bu. Ben mutluyum ve Acun’u yükseltebiliyorum, mutlu edebiliyorum. Mutsuzsam onu nasıl mutlu edeyim ki?

9. Sen ‘it girl’ müsün? Kardashian benzetmesi sana uyuyor mu?

Evet, öyleyim. Dünya çapında da olmaya başlıyorum. Amerika’dan ve çeşitli ülkelerden takipçilerim var.

Uyuyor! Sev ya da sevme, ben de onların yaptığının benzerini yapıyorum. Onlar nasıl başladı? Snapchat’te sürekli video koyarak, o hayatı göstererek... Sonunda reality show’a dönüştü. Benim hayatım da öyle.

10. Bu güç seni de şaşırtıyor mu?

Ayakları yere basan biriyim. Evet, süper lüks bir hayat yaşıyor, Kendall Jenner’larla aynı ortamda dans ediyor olabilirim ama yarın ne olacağını bilemem. Hayatta her şey hepimiz için. Ayağım burkulabilir, yüzüme kezzap yiyebilirim, ölebilirim... Yarın sıfırlanabilirim parasal anlamda. Bu benim enerjimi düşürür ama yine bir çıkış yolu bulurum kendime. Gücüm para değil benim, karakterim.

11. O şehir efsanesi doğru mu? Güya seni o kafeye almamışlar, sen de yıllar sonra kafeyi satın almışsın!

Ben sana doğrusunu anlatayım: Bebek Şenliği’nin olduğu bir gün Bebek Parkı’ndaydım. Melisa 6 aylıktı. Yanımda da yardımcım vardı. Melisa kucağımdaydı. Elimizde çantalar, puset filan... Oturacak bir kafe aradık. Happly Ever After’a yürüdük, bütün masalar boştu, iki masa doluydu sadece. İşletme müdürüne “Burada oturabilir miyiz?” diye sordum. Ama o iki dolu masada, herkesin zannettiği kişi yoktu. Yani onun bu olayla bir alakası yok. Fakat bana “Hayır, oturamazsınız! Yerimiz yok!” dediler. Ben de oradan çıktım. Bir şey demedim. Ne diyeceğim? “Beni niye almıyorsunuz” mu? Ayşe Kucuroğlu da yoktu orada ama bir şekilde almadılar beni. Doğru yani kafeye alınmadığım. Ama yemin ediyorum, hatta kızım üzerine yemin ederim, “Göreceksiniz, ben burayı satın alacağım!” gibi bir düşünce aklımın köşesinden bile geçmedi. Ama hayat ilginç işte, o kafe sonunda benim oldu! Bu arada Ayşe’yle de gayet iyiyiz şu anda, hiçbir sorunumuz yok. O zaman öyle olması gerekiyordu demek ki. Ben takılmam bu tür şeylere.

12. Bir daha çocuk yapar mısın?

Bu soru herkesten geliyor. Ne zaman göbeğimle fotoğrafım çekilse “Hamile misin?” diye soruyorlar. Aslında çok mutluyum böyle Melisa’yla ama galiba yapmalıyım. Allah bilir.

Acun'un dört çocuğu var ama hâlâ istiyor.

13. Suçluluk duyuyor musun “Ben bir anneyim, kulüplerde dans ediyorum” diye?

- Yok ya! Niye ki? Yanlış hiçbir şey yapmıyorum ki.

Yanına arkadaşlarını koyuyor mu Acun?

- Hayır, hiç öyle bir şey yok. Acun’un tanıdığı arkadaşlarım da pek az. Ben tanıştırıyorum onu.

Seni bir yerlere yollarken yanına muhafız gibi birini koymuyor mu?

- Alakası yok. Acun kendine çok güvendiği için bana da güveniyor. Ben kendime çok güvendiğim için Acun’a çok güveniyorum.

Popüler İçerikler

Demet Akalın 5 Bin TL Ödeyen Kiracısının Üstüne Bir de Misilleme Yaptığını Görünce Sinirlerine Hakim Olamadı
Kızılcık Şerbeti Umut'un En Başından Beri "Umutsuz Vaka" Olduğunu Anlatan Enfes Flood
Komplo Teorilerine Neden Olan ve Irkçı Saldırıya Maruz Kalan Siyahi Çocuğun Ailesi Konuştu
YORUMLAR
30.09.2018

Ocon bono çok oşok. Çok çok oşok

30.09.2018

Ya biz bu karıyı görmekten bıktık siz hâlâ paylaşmaktan bıkmadınız. Gidin şeyma için özel bi site açın orda paylaşın bu salağı buna hayran olan beyinsizler de gitsin o siteden okusun. Biz görmek istemiyoruz artık bu yuva yıkan aşifteyi. Kusucam artık yeter ya.

30.09.2018

agzin bal yesin

evli adamla işi pişirirken yüzün neden kızarmadı? bu da sorulmalıydı bence :)

yeter amk beğenmeyin dava açacak görüp de xD

TÜM YORUMLARI OKU (59)