Bingöl, alkollü içeceklerde ÖTV tahsilatının genel bütçe vergi gelirleri içindeki payının 2002 yılında yüzde 0,54 olurken, 2021 yılında yüzde 1,96’ya yükseldiğini hesaplıyor.
Özellikle alkol ürünlerindeki ÖTV serüveninde, alkol oranı değişmezken vergi oranının sürekli arttığı görülüyor. 2010 yılında bir litre alkolde 51,48 TL olan ÖTV tutarının 27 Mayıs 2022 tarihinde 602,48 TL'ye çıktığı, alınan ÖTV’de 12 yılda vergi artışının yüzde 1070 oranında olduğu hesaplanıyor.
Yüzde 45 oranında alkol içeren 70’lik bir rakının ürün fiyatının 114,46 TL olduğunu, 189,78 TL ÖTV, 54,76 TL de KDV eklendiğinde, şişe bazında toplam verginin 244,54 TL olurken, raf fiyatının da 359 TL olduğunu belirtiyor. Bu hesapla 114 liralık bir ürüne yaklaşık 245 lira vergi ödenerek 359 liraya alındığını belirtiyor.
Bu denli yüksek vergi yükü kaçak içki, merdiven altı sahte üretimleri tetiklemiş ve pek çok vatandaş hayatını kaybetmiş veya sağlığından olmuştur. Dolayısıyla, toplum sağlığını korumak için öngörülen bir verginin bizzat kendisi toplum sağlığı sorununun kaynağı olmaya başlamıştır.
Alkol ürünlerindeki yüksek vergilemenin toplum sağlığını korumak ile bir ilgisi kalmamıştır. Temelde sadece “gelir odaklı” bir vergileme yaklaşımı oluşmuş ve hatta alkolden alınan ÖTV, bir vergi politikası aracı olmaktan çıkıp doğrudan yaşam tarzına müdahale aracına dönüşmüştür.
Aslında tüm dünyada alkol ürünlerinden alınan özel tüketim vergisi (Excise duty, special consumption tax) temelde toplum sağlığını ve özellikle gençliği bazı zararlı alışkanlıklardan korumaktır. Bütçeye gelir elde etme ikincil bir hedeftir. Oysa bizde tam tersi bir hal almıştır.
İki temel veri şöyledir:
Bunu konuşmuştuk daha önce. Kaçak içki üretiminin sebebidir bu ötv etkisi.
ÖTV nedir? Vaktiyle Avrupa Birliği uyum sürecinde bu vergi ilk olarak getirilmişti. Asıl amacı aşırı lüks tüketimi engelleyerek israfın önüne geçmekti. Bunun için bu tür mallara ek vergi getirildi. Sonradan AB ile selamı sabahı kesmemize rağmen vergisini çok beğendiğimiz için kullanmaya devam ettik.