AYM'den 'Duygusal Şiddet' Kararı: 'Öğrencinin Ölümünden, Cep Telefonunu Alan Öğretmenler Sorumlu'

N. adlı liseli gencin okula götürdüğü cep telefonunu alıp, mesajlarını inceleyen ve erkek arkadaşının olduğunu fark etmesi üzerine aileyi arayarak genç kız üzerinde baskı kuran öğretmen C.M., genç kızın intiharına neden olmuştu.Başsavcılığın kovuşturmaya gerek yok diyerek kapattığı dosyada 5 yıl sonra Anayasa Mahkemesi öğretmenlerin yargılanmasına karar verdi.

Öğretmen telefonu kurcaladı, mesajları sınıfın ortasında okudu

Sözcü'nün haberine göre babası işçi, annesi ev hanımı olan 15 yaşındaki N., Osmaniye'de yaşıyordu. 28 Aralık 2016'da babası iş için şehir dışına gitmişti. Annesi ise epilepsi hastası kardeşini hastaneye götürecekti.

Aralarında iletişim kurabilmek için annesi telefonunu N.'ye verdi. N. okula telefonla gitti. Tedirgindi. Çünkü okuduğu İmam Hatip Lisesi’nde telefon kullanmak yasaktı. Öğretmenleri denetim yapacağını öğrenince telefonu başka sınıftaki arkadaşı G.K.'ya verdi.

Sonra geri almak istediği sırada öğretmeni H.C.K. durumu farketti. N. telefonunu alamadan hemen sınıfına döndü. Öğretmen işin peşini bırakmadı. Diğer sınıfa girdi. Telefonu G.K.'dan aldı. Tüm sınıfın önünde birkaç dakika telefonu kurcaladı. Bazı mesajları sınıfın huzurunda okudu. Telefonla birlikte sınıftan çıktı.

Telefonu kurcalamaya devam eden öğretmen, N.'nin erkek arkadaşı olduğunu fark etti, diğer öğretmenlere 'Bunların evlenmesi gerek, düğün ne zaman?' diye alay etti...

Müdür yardımcısının odasına gitti… Telefonu kurcalamaya, gelen mesajları okumaya devam etti. Mesajlar C.M. adlı birinden geliyordu. Çok geçmeden onun da aynı okul öğrencilerinden olduğunu anladı. Müdür yardımcısına ve odadaki birkaç öğretmene “Bunların evlenmesi gerek, düğün ne zaman?” diye alay etti.

Müdür Yardımcısı, N.'yi çağırdı. N., C.M. ile aralarında duygusal bir ilişki olduğunu kabul etti. N. ailesinin aranmaması için ısrarcı oldu hatta yalvardı ama dinleyen olmadı. Veliler arandı. Öğretmen, C.M.'nin babasına N.'nin duyacağı şekilde, “Evlilik işi var, düğün düğün…” diyerek alaycı bir tavırla durumu aktardı. N'nin annesi de arandı ve okula çağırıldı. Ancak hastanede olduğu için N.'nin dayısı okula çağrıldı.

Velilerle konuşulduktan sonra N. ve C.M. sınıflarına gönderildi. N. çok tedirgindi. Yakın arkadaşı M.G.'ye kısık sesle bir erkek arkadaşı olduğunu annesi öğrenirse kendisini yüksek bir yerden atacağını söyledi.

Liseli N., okuldan çıktıktan sonra bir inşaattan atlayarak intihar etti

Derslerin sona ermesinden sonra N. arkadaşı M.G. ile okuldan çıktı. Annesi öğrenirse kendisini binadan atacağını defalarca tekrar etti. M.G. asla böyle bir şey yapmamasını telkin etti. C.M. de yanlarına geldi. “Canını sıkma bir yolunu buluruz” dedi. M.G. ayrıldı. Bir süre yürüdüler. N. farklı bir yola girince M.G. uyardı. N., “Halam gile gideceğim” dedi.

Biraz daha yürüdüler… C.M.'ye “Sen git” dedi. Ayrıldılar, ama C.M ağladığını görünce dayanamadı tekrar yanına gitti. “Kendini üzme çözülür” dedi. N., “Beni bir kere bu olay yüzünden uyardı zaten, duyarlarsa beni döverler” dedi. Sarıldılar. N., “Seni seviyorum” dedi. “Halam gile yaklaştık seni görmesinler” dedi. Ayrıldılar.

Çok geçmeden N.'nin bir inşaattan atlayarak intihar ettiği haberi duyuldu. Başsavcılık derhal soruşturma başlattı. Talimatlar verildi. Olay yeri uzman ekiplerce incelendi. Her açıdan fotoğraflar çekildi, krokiler çizildi, deliler toplandı. Tutanaklar tutuldu. Otopsi yapıldı. Genel beden travmasına bağlı kırıklarla birlikte iç organ yaralanmasıyla gelişen iç kanama sonucu ölmüştü.

Ailenin mahkemeye itirazı reddedildi, Anayasa Mahkemesi ise kötü muameleyi kabul etti...

N.'nin ölümünün ardından aile, bir hafta sonra öğretmen C.M., bazı öğretmenler ve okul idaresi hakkında şikayetçi oldu. Hakaret, duygusal şiddet, koruma gözetim ve yardım yükümlülüğünün ihlali, özel hayatın gizliliğinin ihlali, kişisel verilerin hukuka aykırı olarak ele geçirilmesi, güveni kötüye kullanma ve genel güvenliğin tehlikeye sokulması şikayetleri sunuldu. 

Şüphelilerin tamamı suçlamaları reddetti. Savcılık bu kişilerin beyanlarını “tanık” sıfatıyla aldı. Başsavcılık kovuşturmaya gerek olmadığına karar verdi. Ailenin mahkemeye yaptığı itiraz da reddedildi.

Aile son olarak 15.9.2017 günü Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu. Yüksek Mahkeme şu hükmü verdi:

  • Kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna,

  • Anayasa'ya güvence altına alınan kötü muamele yasağının usul boyutunun ihlal edildiğine,

  • Kararın bir örneğinin yeniden soruşturma yapılmak üzere Başsavcılığa gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi.

Fransa'da 15 Yaşını Doldurmamış Bireyle Yaşanan Cinsel İlişki, Tecavüz Sayılacak
2. Sünger Bob Vakası: TCDD 3. Bölge Müdür Yardımcısı 131 Yıllık Tarihi Binaya PVC Yaptırdı
Ayak Bileği İçin Doktora Giden Kadın, İnterseks Olduğunu Öğrendi

Popüler İçerikler

Üç Milyon Emekliyi Bekleyen Tehlike: 2025'te 12 Bin 500 TL Maaş Almaya Devam Edebilirler!
Eski Bakan Işın Çelebi'den Fenerbahçe'ye Sert Yanıt: ''Devletin İmkanlarını Kullanıp ‘Yapı’ Diyemezsin''
Rasim Ozan Kütahyalı’dan Atatürk Sözleri: “Şeytan Taşlamakla Anıtkabir'de Yapılanlar Benzer Eylemler”
YORUMLAR
16.03.2021

senin gibi öğretmeni sikeyim orospu çocuğu. yat zıbar şimdi içerde. sana o mesajları karıştırıp aileye dahil olma hakkını kim verdi ? ahlak bekçisi orospu çocuğu yobazın birini imam hatibe atarsan öğretmen diye böyle olur.

Pasif Kullanıcı
16.03.2021

O öğretmen, müdür yardımcısı; tüm okul yönetiminin meslekten men edilmesi; ayrıca kişilik haklarına saldırı ve siber zorbalık gerekçesiyle de adli yargılamaya tabi tutulması gerekiyor. Ama öğretmenleri imam hatipli olduğu için sümen altı etmeye çalışıyorlar işte. Bu işte en ufak parmağı olan herkesin Allah belasını versin.

Pasif Kullanıcı
16.03.2021

Meslek ahlakına sahip bir öğretmenin yapması gereken telefonu öğrenciye kapattırarak teslim almak, akşam okul çıkışında da iade etmek olmalıydı. Mesajları okumakla kalmayıp bir de tüm okula alaylı bir şekilde yaymak... O kişiyi öğretmen olarak tutmaya devam eden her bir sorumlu kişiye de binlerce lanet.

16.03.2021

Kızın okuduğu lisenin imam hatip olması zerre şaşırtmadı. Bende imam hatip mezunu olduğum için biliyorum. O okuldaki psikolojik şiddeti tahmin edemezsiniz. Aynı zamanda fiziksel şiddette uyguluyorlar. Bi öğretmenimiz derste bize hristiyanların ve yahudilerin nasıl hayvana benzediklerini, nasıl aptal olduklarını öğretiyordu. Oradaki çoğu öğretmende farklı değil. En ufak bir taşkınlıkta ya sınıfın ortasında döverler ya da müdüre gönderirlerdi. Ki o da aynı şeyi yapıyordu. Babamın isteği üzerine o okula gitmiştim ve orada ne öğrendim biliyor musunuz? DİN İNSANLIĞIN KANSERİDİR!

16.03.2021

halbuki oralar , az anlayıp çok inananlarla dolu.. gönülden tebrik ederim seni

TÜM YORUMLARI OKU (30)