Kolluk tarafından yapılan araştırmada, 'Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde memur olan başvurucu İbrahim Acar'ın aylık geliri hakkında bilgi edinilemediği, ikinci kez evlenen Acar'ın eşinin öğretmen olduğu, babasına ait evde kira vermeden oturduğu, 4 çocuğun velayetinin bulunduğu annenin ise ilkokul mezunu olduğu, babasına ait evde oturduğu, nafaka dışında 200 lira belediyeden yardım parası aldığı, çocukların ikisinin il dışında, ikisinin ilköğretim çağında öğrenci olduğu' belirlendi.
Konya 4. Aile Mahkemesi, bunun üzerine Acar'ın eski eşe aylık 250, üniversite öğrencisi çocuk için aylık 300, diğer üç çocuk için ayrı ayrı 150 lira nafaka ödenmesine karar verdi.
İbrahim Acar ise hastanede şirket elemanı olarak asgari ücretle çalıştığını, maaşının 950 lira olduğunu, maaşından daha yüksek miktarda toplam 1000 lira nafakaya hükmedilmesinin haksız olduğunu iddia ederek, kararı temyiz etti.
Olayi neresinden tutsan elinde kaliyor 950 lirayla calismak ne demek bir, kadin ilkokul mezunu calisacak birikimi yok siz neyinize guvenip 4 cocuk yaptiniz bu iki, bu cocuklari kim okutacak nasil egitim girecek bu cocuklari bu uc! Babanin aldigindan daha fazla nafaka vermesi zaten sacmalik da babanin bu kadar cocuk yapmasi daha da sacmalik!
Nafaka kesilmesin diye sigortasız çalışan, dini nikahla evlenen kadınları gördüğüm sürece nafaka olayına olumlu bakamıyorum. Kadın neden erkeğin bakımına muhtaç durumda? Kadının ailesine dava açsın.
Bu yorumu yazdığım için linç yiyeceğim ama neyse... Bir tanıdığım belediye de çalışıyor ve aylık 3bin TL alıp 2bin TL nafaka ödüyor. Bin TL ile nasıl geçinsin bu adam. Gel gelelim çalıştığım yerde nafakayı almaya gelenlerin sıfatların da meymenet bile yok. Yani boşanmada her zaman haksız taraf erkek tarafı olmuyor. Bir şekilde medenice boşandıktan sonra kadının bedavadan erkeğin sırtından geçinmesi bence yanlış. Çocuğa bir şey demiyorum ama gelir oranına göre nafakanın kadına ödenmemesi gerekiyor.