Influencerların ne kadar para kazandığı, markalarla yaptığı işbirliklerin süreçleri ve daha birçok şey merak ediliyor ama bunların cevaplarını dürüstçe veren birilerini bulmak bir hayli zor. YouTuber ve influencer olarak bilinen tuvba merak ettiğiniz her şeyi en ince ayrıntısına kadar cevapladı...
Bir markanın projede öne çıkarmak istediği bir ürün veya kampanyası oluyor. Onunla ilgili bize bir brief atıyorlar. Bu brief'te vermek istedikleri mesajlar, öne çıkarmak istedikleri noktalar ve influencerın mutlaka bahsetmesi gereken şeyler yer alıyor. Biz bunları kendi konseptimize ve üslubumuza uyarlayıp kanalımıza reklam olarak yerleştiriyoruz. Bazen marka size hiç uygun olmayan şeyler söylemenizi isteyebiliyor. Ya da siz reklamın biraz daha doğal durmasını istiyorsunuz ama onlar çok daha yapay reklamlar istiyorlar. Orada biraz sürtüşmeler yaşanabiliyor. Ayrıca her influencerın bir Instagram fotoğrafı, video, story ve YouTube entegrasyon bütçesi bulunuyor. Marka hangi içeriği istiyorsa ona göre sizden bir bütçe istiyor, bazen de kendileri bütçe veriyor. Eğer anlaşılırsa içeriği çekip markaya yolluyorsunuz. Marka onay verirse de yayınlıyorsanız.
Bize çok fazla ürün, PR paketi ve anlaşma geliyor. Bu nedenle sürekli bir ürünü kullanmamız çoğu zaman mümkün olmuyor. Ama zaman içerisinde mutlaka favorilerim oluşuyor. Bir markayı tanımıyor veya daha önce herhangi bir ürününü kullanmamış olabilirim, böyle durumlarda deneyimlemek için markadan önceden ürünü istiyorum. Bir süre denedikten sonra projeyi yapıp yapmayacağımıza karar veriyoruz. Ama ürünü kullanmadan reklamını yapan, ürünü yüzüne sürüyormuş gibi yapıp sürmeyenler influencerlar da var...
Influencer olmak isteyen biri çevre edinmeli. Belli bir noktaya kadar kendi kendinize güzel içerikler yaparak gelebilirsiniz ama o noktadan sonra ne yazık ki daha yüksek takipçili bir influencer, YouTuber veya ünlünün sizin görünürlüğünüzü artırması gerekiyor. Ama benim içeriklerim kötü olsaydı, X kişisi beni istediği kadar görünür kılmaya çalışsın, benim kanalım yine de büyümezdi.
Cidden herkes her şeyin linkini istiyor. Bazen bir story atıyorum, hiç aklımın ucundan geçmeyen bir şeyin linki isteniyor. Bazen linklemeye uğraşmadığımda bir şeyin ekran görüntüsünü paylaşıyorum veya ismini yazıyorum. Bunu yaptığımda insanlar oradan ismi alıp arama motoruna yazmaya bile üşeniyor, benden link istiyorlar.
Ben Instagram'da 100 bin takipçiye sahip olana kadar doğru düzgün para kazanmadım. Çünkü şöyle bir durum var; istediğiniz kadar takipçiniz olsun, piyasada isminiz olmadığı sürece markalar size gelmeyecektir. 100 binden fazla takipçiye sahip olanlar makro, 100 binden az takipçiye sahip olanlar ise mikro influencer olarak adlandırılıyor. Mikro influencerlara tek tük işler gelirken, makro influencerlara reklamlar yağıyor. Şöyle bir durum da var, benden çok daha az takipçili insanlara benden daha fazla reklam teklifi gelebilir. Çünkü piyasada eskidir, çevresi daha geniştir, belirli bir kitleye hitap ediyordur... Gelen az sayıda markayla kaliteli işler yapmanız ajanslar veya markalar arasında yavaş yavaş isminizin yerleşmesini sağlıyor. Markalar daha önce çalıştıkları projelerde sorun yaşadığı insanlarla bir sonraki projede çalışmama kararı alıyorlar. Ya da istatistiklerden veya geri dönüşlerden memnun kalmadıklarında sizi tercih etmiyorlar.
Muhasebecinin önemi! Gerçekten çok fazla vergi ödüyoruz. KDV'sinden stopajına, yıllık gelir vergisine kadar... Farklı farklı kalemlerde bir sürü hem aylık hem de yıllık olarak vergi ödüyoruz. Fatura hesaplamaktan şu an bir muhasebeci olarak çalışabilir hale geldim.
Hayır ama zenginseniz influencer olmak çok daha kolay. İlk zamanlar bir arkadaşım demişti ki, 'Bu sektörde ne kadar çok para harcarsan o kadar çok para kazanırsın.' Ortalama bir insanın sahip olamayacağı şeylere sahip olan insanları izleyen bir kitle var. Zengin olmak gereklilik değil ama işleri kolaylaştırır.
Bir markayı reddetmek etik olarak çok doğru olmuyor. O yüzden bizden bütçe istediklerinde normalde vereceğimiz bütçeden çok daha yüksek bir bütçe veriyoruz ki onlar bizi reddetsin. Böyle bir yazılı olmayan kural var.
Bir PR paketi geldiğinde onu paylaşmak zorunda değilsiniz. Markalarda sizin adresiniz oluyor ve dönem dönem çıkan yeni ürünlerden veya özel günlerde vs. PR paketleri gönderiyorlar. Bu ücretli bir anlaşma olmadığı için paylaşma zorunluluğumuz yok. Bu bir işbirliği değil, sadece markaların paylaşmanızı umarak gönderdiği paketler. Ama bana gelen ufak markaları ve kadın girişimcileri mutlaka paylaşıyorum. Çünkü en çok onların ihtiyacı var.
Bu da aslında bir tanıtım yöntemi. Markaların dönem dönem projeleri oluyor. O projenin içerisinde yer alan 10-20 influencer oluyor ve aynı gün, aynı saatte aynı içeriği paylaşmaları isteniyor. Böylece farklı kitlelere ulaşmayı hedefliyorlar. Artık o kadar çok kişide görüyorsun ki o ürünü, bir noktada 'Ya bu neymiş?' deyip mutlaka bakıyorsun. Bu yıldırma taktiğiyle markalar müşterilerin kafasına o ürünü, kampanyayı, projeyi kazıyorlar.
YouTube ilk aldığım reklam 2.000 TL idi. Şu ana kadar bir işten aldığım en yüksek ücret 20.000 TL. Ben YouTube izlenmelerinden gelen reklam gelirleriyle, YouTube ve Instagram üzerinde yaptığım reklam anlaşmalarıyla, komisyonlu olarak paylaştığım linklerden para kazanıyorum. Bu üç şey benim gelir kaynağım. YouTube çok inişli çıkışlı. Bazen 1.000 TL, bazen de deli gibi izlendiğim bir dönemde 7.000 TL kazanıyorum. YouTube reklamlarından aldığınız gelir; o videonun ne kadar izleneceğinden, o videonun ne kadar süre izleneceğine, insanların karşılarına çıkan reklamı ne kadar hızlı geçtiğine, videonun reklam verenler için uygunluğu gibi birçok faktöre bağlı olduğu için çok dengesiz. Çok fazla da link paylaşan biri değilim. İndirim, kampanya dönemlerinde daha çok paylaşıyorum. Ara sıra da alışveriş yaptığım zaman paylaşıyorum. Bazı aylar linklerden 1.000 TL kazanıyorum, kampanya dönemlerinde 13.000 - 14.000 bin kazandığım da oluyor. Günün sonunda benim bir sonraki ay ne kadar kazanacağım belirsiz. Ama ortalama 15.000 TL oluyor.
Bunun iki sebebi var bence. Influencerlara zaten herkes çok kötü davranıyor, o nedenle insanların ağzına malzeme vermek istemiyorlar sanırım. Gelirlerini açık bir şekilde ifade ederlerse onlara daha fazla saldıracaklarını düşünüyorlar. İkinci ve daha önemli sebep ise, Türkiye'de artık gelir eşitsizliğinin had safhaya ulaşmış olması. Eskiden güzel bir üniversitenin iyi bir bölümünden mezun olduğunuzda hayatınızı rahat bir şekilde idame ettirebileceğinizden emindiniz. Ama artık öyle bir güven ortamı yok, alım gücü çok düştü. Dolayısıyla insanlar öfkeli. Ve dışarıda bütün gün insanların ağız kokusunu çeken, patronunun aşağılamalarının altında ona yığılan işlerin arasında nefes almaya çalışan kalifiye insanların ne kadar az kazandığını bildikleri için influencerlar utanıyor. Şahsen ben utanıyorum. Ama bu benim bir suç değil. Ben ilerleyebileceğim bir yol gördüm ve bu şansı kullandım. Kim olsa aynısını yapardı.
peki influencerda görülen bir ürünün itici hale gelip satılmaması ?
şu tüketim çılgınlığı bize nereye sürükleyecek çok merak ediyorum. influencer denen tayfanın acaba bir parça giysi üretilirken harcanan sudan, kirlenen havadan, emeği sömürülen insanlardan haberleri var mı acaba?
influencer olmak için zengin olmak lazım tabi. biz yapmak istesek şok, bim , a101 linki mi paylaşacağız?