Ayfer Batı Yazio: Başarılı Olmak Ne Demektir?

Hedefi olan ve her seferinde tekrar deneyen insanlardan örnek mi istersiniz? Beethoven’e ne dersiniz? Bir müzik efsanesi, bir dahi… Ludwig’in keman tutuşunu gören hocası, kendisine ilk derste müziği bırakmasını önermişti. Richard Bach’a bakalım. Tüm zamanların en fazla satan kitaplarından Martı, tam on sekiz yayınevinden ret cevabı almıştı. Vazgeçmedi. 19. yayınevi kabul ettiğinde, onlar da bu kitabın milyonlarca satacağını bilmiyordu. ABD’nin en çok okunan yazarlarından William Saroyan. İlk kitabı basılmadan yayınevlerinden yüksekliği 75 cm’ye kadar ulaşan ret mektupları almıştı. Peki, Margaret Mitchell‘in filmleştirilen ünlü romanı Rüzgâr Gibi Geçti'nin tam 38 defa reddedildiğini biliyor musunuz? Örnekler, dünya döndükçe çoğalacak. Her biri de, insanın bir hedefinin olmasının değerini ortaya koyacak. Unutmamak gerekir ki insan sonuçta inandığı, ortaya koyduğu şeydir.

Hedefler, başarıların boyutlarını belirleyen önemli bir ölçüt.

Mesela Japon sazan balıkları cam fanusta üç santim, akvaryumda beş santim, küvette yirmi santim ve okyanusta bir metreye kadar büyüyebiliyorlar. Bizler de Japon sazan balıkları gibiyiz aslında. Hedefler belirleyerek potansiyelimizin hepsini veya çoğunu kullanabiliriz. Bunun bilimsel kanıtları da mevcut. Hedefler üzerine yapılmış çok ilginç yaklaşımlı araştırmalar var. Biri de Yale Üniversitesi’nde yapılmış. Tamamı öğrenci olan gruba, özel bir hedefleri ve hedeflerine nasıl ulaşılacağına dair planları olup olmadığı sorulmuş. Öğrencilerin %3’ü yazılı bir hedef ortaya koymuş. Yale’li araştırmacılar yirmi yıl sonra bu insanların hayatta kalanlarıyla görüşmüşler. Varılan sonuçlar ilginç olmuş: Hedefleri olduğunu ve bunları nasıl elde edebileceğini yazılı olarak ifade edenler, diğerlerine göre daha varlıklı olmuşlar. Sonuçta;

Bir söz söyleyeyim; Hedefe ulaşmak, ona yönelmekle başlar...

Kuşkusuz başarının ölçüsü maddiyat değildir. Ancak hedef koymak, insan doğasının da bir tezahürüdür aynı zamanda ve çok önemli bir taşıyıcıdır. Hedefsizliğin yol açtığı psikolojik yıkım, uzun zamandır yazın­da tartışılıyor. Üstelik cinsiyet ayrımı olmaksızın böyle bir yıkımın var­lığından bahsediliyor. Psikiyatristler, ‘insanın yaşadığı boşluk duygusunun özellikle hedef sahibi olmayan bireyleri daha olumsuz etkilediğini’ belir­tiyor. Bir hedefi olmayan ya da hedefine uygun hareket etmeyen insan, karşılaştığı olaylar karşısında ne yapacağını bilemeyen, sürekli çelişki­li kararlar alan insan durumundadır. Hedefi olmayan biri, yakıtı olmayan bir uçak gibidir. Hedefi olmayan bir insan, etrafını aydınlatamayan lam­ba gibidir. Hedefsizlik, pasifliktir. Dolaylılıktır. Hedefsizlik, bireyin top­lumdaki pozisyonunu da etkiler. Hedefsiz-boşluk duygusuyla çevrili in­san, bağlı bulduğu gruplardan dışlanma ihtimaliyle de karşı karşıya kalır.

Babamın sözüyle devam edeyim: “İnsanın varlığını hissettirmesi ancak yaptığı seçimlerle mümkün olur…”

İnsan hayatının tüm aşamalarında dolaylı ya da doğrudan, birincil ya da ikincil hedefler belirler. Bunlar bazen dile getirilir bazen bir iç ses olarak kalır. Yani bunları bazen dile getiririz bazen de kendi içimizde planlar yaparak hedeflerimizi oluştururuz. Hedef, gidilen yol demektir. Varılacak yer, çizginin sonu, ufuk, rota, amaç, ideal ve gelecek demektir. Hedef, rotası belli bir geminin yakıtıdır. Hedef, motivasyonu, yani hareketi belirleyen enerjidir. Neden ve niçin sorularının cevabıdır. Hedef belirleme niyetindeki kişinin bunu yaparken, gerçekçi olması, kendini tanıması, hedefin ulaşılabilir olması ve motive edici olması önemlidir. Bu şekilde oluşturulan hedefler, kişinin geçmişini anlayıp de­ğer­len­di­re­bil­me­si­ni, şimdiyi yönetmesini ve geleceği şekillendirilmesini sağlayacaktır. Böylece kişi gündelik hayatta karşılaşacağı her türlü krizi çözebilme kararlılığında olur, motivasyonunu yüksek tutar, farkındalığını arttırır, önceliklerini belirler.

Hedef kendisini kararlılıkla uygulamaya koyan bireye çalışma alışkanlığı, başarı ve mutluluk getirir. Duyguları coşturur. Heyecanı yükseltir. Bireyin olumlu enerjisini arttırır. Tüm bunlar, kişinin seçimleriyle alâkalıdır. Bu bölümü bir anekdot ile bitireceğiz.

Hedefler gördüğünüz gibi seçimlerdir. Hedefini belirleyen kişi seçimini de yapmış olur. Bir başka ifadeyle, ‘bir yoldan gitmeyi seçmiş olan kişi onun getireceklerini de seçmiş olur.’

Peki, bunları bir soruyla bağlayalım:

Siz hangi yola girmeyi seçtiniz?

Twitter

Popüler İçerikler

Montella Görevini Bırakırsa A Milli Takım'ın Başına Kim Geçmeli?
Teğmen Ebru Eroğlu İle İlgili Skandal Karar: Küfür ve Taciz İfade Özgürlüğü Sayıldı
ICC Kararını Verdi: Netanyahu ve Gallant Hakkında Tutuklama Emri!