Bedensel enerjiyi yükselttiği ve farkındalığı arttırdığı düşünülen kundalini enerjisi, Doğu felsefesinde yeniden doğuş ve büyümeyi sembolize eden ilkbahar mevsiminde değinilmesi oldukça faydalı bir konu. İşte bu enerji hakkında sizler için derlediğimiz bilgiler ve onu aktive etmenin yolları:
Bedensel ve ruhsal enerjimizi yükseltmek, Doğu felsefesine göre düşüncenin üzerimizdeki hakimiyetinden kurtulmak ve ânın içinde yaşamakla mümkündür. Bunu yaptığımız zaman enerjimiz vücudumuza dengeli bir biçimde yayılmakta ve çakralarımızı aktif hâle getirmektedir.
Farkındalığa, bilince ve çakralara odaklanan kundalini enerjisine dair ilk bilgilere eski Hindu metinlerinde rastlanmaktadır. Sanskritçe bir sözcük olan kundalininin Türkçe'deki en yakın karşılığı 'sarmal'dır ve enerjinin sembolü de omurganın etrafına sarılmış iki yılanı tasvir etmektedir.
Evet, her ne kadar bu sembol DNA'nın keşfinden binlerce yıl önce kullanılmaya başlanmış olsa da, DNA sarmalına şaşırtıcı derecede benzemektedir. Antik ve evrensel bilgiyi içinde taşıdığına inanılan DNA'nın bilinçle erişilen büyük bir kütüphane olduğu inancı Doğu felsefesinde oldukça yaygındır.
Ve çıkış noktası omurgamızın en alt kısmı olan bu enerjinin normal şartlar altında uykuda olduğu, büyüyüp gelişmesinin ise ancak aydınlanma ile mümkün olabileceği düşünülüyor. Kundalini enerjisi uyandığı zaman, yılan olarak sembolize edilen enerji kuyruk sokumumuzdan yükselmeye başlıyor ve aydınlanma gerçekleştiğinde başımızın en üst kısmına kadar yükseliyor.
Bu meditasyon ve yoga gibi spiritüel pratiklerle de mümkün olabilir, basitçe başımızdan geçen bir olayla da. Bu sebeple kundalini enerjisinin uyanması çok yavaş bir süreç olarak gelişebildiği gibi âniden de gerçekleşebilmektedir.
Sol kanal, ya da solda resmedilen yılan, beyazı, dişil olanı, soğuğu ve Ay'ı; sağ kanal ya da sağda resmedilen yılan ise kırmızıyı, eril olanı, sıcağı ve Güneşi temsil etmektedir. Karşıt kavramların dengesini ifade eden bu iki yılan, omurganın en altında bulunan ve yeryüzüyle olan bağlantımızı sağlayan ilk çakradan, başımızın üstünde yer alan ve kaynakla olan iletişimimizi sağlayan son çakraya kadar yükselmektedir.
Bunlar arasında bulantı, terleme ve bedensel enerjinin artması bulunmaktadır. Bunun yaşanmasının sebebi ise aşırı aktif ya da pasif olan çakraların, kişinin ruhsal durumunda bir değişim yaşanması hâlinde vücutta bir takım değişikliklere sebep olmasıdır. Bu tür bir değişim aynı zamanda mideyi sıklıkla etkilemekte, uçağın kalkışında yaşadığımız türden bir iç boşalması yaşatmakta, hatta kimi zaman orgazma benzer hislere sebep olmaktadır.
Kudaliniyi uyandırmak için birden fazla teknik mevcuttur. Bunlar arasında en yaygın olarak kullanılanlar nefes egzersizleri, yoga, meditasyon ve basit farkındalık egzersizleridir. Nefes egzersizlerinde soluğun özellikle omurganın başlangıcındaki noktaya alındığının hayal edilmesi, kundalini enerjisinin uyanmasına yardımcı olmaktadır. Ayrıca yalnız bu enerji üzerinde çalışmak için geliştirilmiş, yoga ve meditasyon pratiklerini iç içe geçiren kundalini yoga isimli bir teknik de bulunmaktadır. Mutluluğu ve huzuru yakalayabilmek dileğiyle... 🌝
her gün vuuyom guru guru gubara
namaz kılın