21 Temmuz 1969 yılında Ay'a ilk inişin gerçekleşemesi ile insanlığın kaderi değişti. Faket bazı gruplar bunun aslında büyük bir oyun olduğuna dair birçok teori öne sürdü. Gerçekte ise bu teorilerin oldukça basit açıklamaları var. Gelin en popüler 10 teoriyi kolaylıkla çürütelim.
21 Temmuz 1969 yılında Neil Armstrong'un Ay'a ilk kez ayak basışından itibaren birçok teori bunun büyük bir oyun olduğunu iddia etti. Bugün en popüler 10 komplo teorisini beraber çürüteceğiz.
Bu iddiayı birçok kez duymuşsunuzdur. “Fotoğraflara bak!” derler, parmakları titremeden astronotların ve ay modülünün görünüşte eşleşmeyen gölgelerine işaret eder.
'Gölgeler farklı yönlere düşüyor. Sadece bir ışık kaynağı olan bir ortamda paralel olmalılar. Açıkça bu, bir film setinde olduğu gibi birden fazla ışık kaynağı olduğunun kanıtı olmalı!'
Ay'ın yüzeyi düz değil! birçok tepe, krater ve taşla dolu düzensiz ve engebeli bir alan. Bu topografik özellikler, gölgelerin yönünü bozabilir ve fotoğraflarda tutarsız görünmelerine neden olabilir.
Astrofizikçi Dr. David Robert'a göre 'Ay'ın yüzeyi düzensizdir ve yerel coğrafi tutarsızlıklar çeşitli gölge açıları oluşturabilir.'
Son olarak, Apollo görevi kameralarında kullanılan geniş açılı lensler, görüntülerde bozulmalar meydana getirebilir ve bu da gölgelerin farklı görünmesini açıklar.
Astronotlar, Apollo görevleri sırasında Ay'ın güneş ışığı alan yüzeyinde bulundular. Böylece Ay'ın yüzeyi, gökyüzündeki yıldızlardan çok daha parlaktı.
Çekilen fotoğrafta çok fazla ışık olduğu için yıldızların sönmüş görüntüsü kamerada gözükmez. Bu Ay için de geçirlidir.
2001: Bir Uzay Macerası'nın yaratıcısı Stanley Kubrick'in NASA'nın Ay inişini çekmekte yardım ettiği hikayesi bugüne kadar kulaktan kulağa yayılmaktadır.
Ayrıca Böyle bir yalan atmak için gereken işgücü ve para ihtiyacı inanılmaz olurdu. Apollo görevlerinde doğrudan 400 binden fazla kişi yer aldı. Böylesine büyük bir sırrı saklamak Ay'a gerçekten gitmekten daha zor olurdu.
Bunun gibi bir teoriye inanmak filmlerde kameralar gözükmediği için onların da gerçek olduğuna inanmaya benziyor.
Bu teori, Buzz Aldrin'in ikonik fotoğrafı etrafında dönüyor. Neil Armstrong'un Aldrin'in vizöründeki yansımasını görebilirsiniz. Ancak Armstrong'un elinde kamera yok. O zaman bu fotoğrafı nasıl çekmiş olabilir?
Astronotlar elde taşınan kameralar taşımıyorlardı. Özel tasarlanmış Hasselblad kameraları kullanıyorlardı ve uzay elbiselerinin ön kısmına takılmıştı. Bu tasarım, astronotların kabarık kostümleri ve eldivenleri ile kolayca kamera kullanmalarını sağlamak için vardı.
Bu teoriye inanlar 'Ayda hava yok,' derler. 'Hava demek rüzgar demek. O zaman bayrak neden dalgalanıyor?' Gerçekte ise aslında bayrak dalgalanmıyor ve sadece buruşmuş durumda.
Bayrağa 'dalgalanırcasına' bir görüntü vermek için NASA mühendisleri, bayrağın üst kısmına yatay bir çubuk ekledi. Armstrong ve Aldrin bayrağı yerleştirdiğinde çubuk tamamen açılmadı ve bu da rüzgarda dalgalanan bir bayrak görünümü verdi.
Astronotlar bayrağa her dokunduğunda sallanmasına sebep oldular. Ay'ın düşük yer çekimi ve hava direncinin olmaması, bu sallanma hareketinin Dünya'dan daha uzun sürmesine neden oldu. Kısacası ortada bir anormallik yok.
Dünya, 'Van Allen' radyasyon kuşağı olarak bilinen yüklü parçacıklarla dolu bir bölgeyle çevrilidir. 'Bu, Dünya'nın manyetik alanında, güneşten gelen yüksek enerjili parçacıkların sıkıştığı yerlerdir,' diyor Prof. Ojha.
'Bu, bu bölgelere giderseniz, son derece yüksek radyasyon riskleri olduğu anlamına gelir.'
Prof. Ojha'nın cevabı çok net: 'Ateş üzerinde yürümeyi hiç denediniz mi? Eğer denediyseniz, ateşin ortasında durmamak gerektiğini bilirsiniz. Olabildiğince hızlı geçersiniz.' NASA'da aynısını yaptı.
Ay'a en son Apollo 17 ile 1972 yılında astronot gönderdik. O zamandan beri, insanlar hiç geri gitmedi. Belki de bu, baştan Ay'a hiç gitmediğimiz içindir?
Prof. Ojha'nın yanıtı ise yine oldukça net: 'Önceliklerimizi değiştirdik. Hem Vietnam Savaşı'nın etkisiyle, hem de 'yarışı kazandık' düşüncesiyle Ay'a gitmek yerine başka projelere odaklandık.'
Apollo astronotları tarafından çekilen birçok düşük kaliteli fotoğraf da bulunmaktadır. NASA, sadece en iyi örnekleri yayınlamayı tercih etti. Apollo astronotları, Carl Zeiss optiği ve 70 mm orta format filmi ile yüksek çözünürlüklü Hasselblad 500 kameraları kullandı.Bu da çekilen bazı fotoğrafların oldukça kaliteli olması demekti.
Arka planlar aynı değil, sadece benzer. Ayrıca bazı fotoğraflarda yakındaki tepeler olarak görünen şeyler aslında çok uzaktaki dağlardır! Zaten sahte fotoğraflar oluşturulacak olsa bu kadar basit bir detaya dikkat edilebilirdi.
Ay Modülü'ndeki kameralar çekti. Apollo Ay Modülü'nün Modüler Ekipman Depolama Birimi'nde (MESA) monte edilen Apollo TV kamerası, dışarıdan bir görüntü sağladı. Benzer bir teknoloji, sonraki Apollo görevlerinde de kullanıldı. Ayrıca Ay Modülü'nün penceresine monte edilmiş otomatik bir 16mm film kamerası da vardı.
İnsanlar Ay'a gerçekten indi mi? Yoksa bu büyük bir oyun mu?
Amma da zorlamışsınız..