Avusturya'nın Cenneti Hallstatt'ı Gezerken İşinize Yarayacak 10 İpucu

28.04.2017 - 14:37

Herhangi bir gezgine veya günlük yaşama kendini kaptırmış birine Türkiye’den çıksan nereye gitmek isterdin ? diye soru yöneltsen, büyük ihtimalle alacağın cevaplar arasında Hallstatt olacaktır. Biraz zor olacak ama elden geldiğince Hallstatt güzelliklerini sizlere anlatmaya çalışacağım.

UNESCO tarihi miras listesinde yerini almış efsanevi bir kasaba Hallstatt. Özel derken aklınıza 'Nesi meşhur ki?' gibi bir soru gelmesin lütfen. Günümüze kadar korunmuş bir şekilde gelmesi ve insanlara iyi ki geziyorum veya iyi ki dünyayı tanıyorum düşüncesi yerleştirecek güzellikte bir yer. Hallstatt’ın meşhuru bu işte. Ziyaretçilerine sonsuz keyif veriyor ve güzel hatıralarla yolluyor evlerine. Gerçekten de öyle oldu. Kasaba dönüşünde, seyahat etmekle çok güzel iş yapıyorsun Seymen dedim kendi kendime. Hadi gelin, bende bu düşünceyi oluşturan Hallstatt’ı anlatayım biraz.

Fotoğrafların devamına instagram'dan bakabilirsiniz.

1. Hallstatt'a Ulaşım

Hallstatt’a ulaşmanın dört yolu var.

Salzburg’dan 70 km mesafede. Araç kiralayabilirsin.
Salzburg’dan acentalardan tur satın alabilirsin. Ete süte karışmam turla giderim diyebilirsin.
Salzburg’dan trenle Hallstatt’a geçebilirsiniz. Fakat burada şöyle bir durum varmış. Hallstatt’ın direkt merkezine gelmiyorsun tren seni karşı kıyıda indiriyor. Sonrasında feribota binerek Hallstatt’a ulaşıyorsun. Bu feribotun ücreti 2,5 Euro. Yolculuk süresi ise 10 dakika.
Bir de, bizim yaptığımız ve en zoru var. Biz açık konuşmak gerekirse biraz zorladık şansımızı. Ama başardık mı? Başardık. Değdi mi? Değdi. Ljubljana’dan 240 km mesafe yol yaparak Hallstatt’a ulaştık. Bu yolda Avusturya’ya girmenle beraber 2 tane otoban parası ödedik. Otoban ücretleri 11,1 Euro ve 7,2 Euro. Yalnız bu yöntemi tercih edecekseniz tavsiyem şu, mutlaka ya aracınızda ya da telefonunuzda navigasyon açık olsun. Çünkü, bu 240 km’lik yolun son 10 km’sine kadar hiç bir Hallstatt tabelası görmedik. Bu sebeple mutlaka online bir şekilde haritadan yardım alın derim.

Araçla geldiğinde, gölü soluna alıp yola girmenle beraber anla ki Hallstatt’a son 1-2 km kalmış. Bu yolda bir tünele gireceksin. Tünelin ortasında sol tarafa doğru bir sapak olacak otopark gibi. Aracınla direkt o sapağa gir. Burası bir otopark. Kasabanın tepesine kurulu bir otopark. Buradan merdivenlerle direkt kasabaya inebilirsin. Ha 'Sapağı kaçırdım ne yapacağım?' diye sorarsan yapacak bir şey yok. Tünel bittikten sonra sağ tarafta tabelasını göreceğin kapalı otoparka aracını koyabilirsin. Çok da üzülme 10 dakika fazla yürümüş olursun en fazla.

2. Gidilecek Dönem Önemli!

Hallstatt inanılmaz küçük bir kasaba. Muhtemelen bir iki saate girmedik sokağını bırakmazsın. Durum böyle olunca, bazen turist ağır geliyor. Kaldırmıyor sokaklar. Özellikle yaz aylarında her yer kalabalık oluyor. Uzak doğu tarafından çok fazla takip edilmesi de bunda etken elbette. Çünkü ziyaretçilerin çoğu Uzak Doğu'dan geliyor. Bu sebeple benim tavsiyem yörenin tadını çıkarmak için Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarından uzak durun. Yoksa Hallstatt, Çin’in bir şehri miydi düşüncesine kapılabilirsiniz.

3. Klasik Açıyı Unutun!

Meşhur kilisenin olduğu açıdan fotoğraf çekmek keyifli kabul ediyorum. Fakat alternatifler de üretebilirsiniz kendinize.

4. Çevrede Neler Var?

Hallstatt’ın meşhur yöresel birası Das Beer var. Bu konuda tecrübe kovalayan biriysen, tadına bak bir.
Eğer Nisan-Aralıka arasında bir seyahat planı yaptıysan, aç Google’ı ve “Schafberg” yaz. Bu bölge Wolfgangsee de yer alıyor, finiküler ile oradan çıkış yapabiliyorsun. Değerlendir derim. Hallstatt’a 20 km.

5. Tek Meydan!

Hallstatt’ın küçük bir kasaba olarak anlattım. Ama sanma ki, buranın tek görülecek yeri manzarası. Avrupa’da klasiktir ya hani. Kilise inşaa edilir, sonrasında çevresinde hoş mimarili evler yapılır. Hallstatt’ın içinde bu durum geçerli. Markt Square kilisenin hemen yanında yer alan bir meydan. Kasabada kaybolan insanların buluşma noktası.

6. İşte O Poz!

Meydana gelince sırtını kiliseye ver ve sağdan 200 metre yürü. Karşında bu manzara! Yetmez dersen, Hallstatt’ın tepelerine de çıkabilirsin. 'Sana bir tepeden baktım Aziz Hallstatt' demek için merdivenlere vur kendini. Güzel fotoğraf açıları mevcut.

7. En İlginç Müzelerden!

Beinhaus adında bir müze var. Bildiğin kuru kafalardan müze yapmışlar. Böylesine rüya gibi bir yer için, biraz fazla gotik geldi. Buranın ise şöyle bir hikayesi var. Kasabanın yüz ölçümü malum. Bizim gibi dolgu yaparak kasabayı da büyütmüyorlar. Bu sebeple kasabada ölenler için artık yer olmamaya başlamış. Onlar da yeni ölen insanlar için yer açmak adına 1970 yılına kadar ki, ölen insanların iskeletlerini mezardan çıkartmış sergilemeye başlamış. Böylece boşalan mezarlara da yeni vefat edenleri koymaya başlamışlar. Günü kurtarmak için bir operasyon olduğu belli. Peki 50 yıl sonra ne yapacaksınız? İşin enteresan kısmı, bu kafatasları boyanmış süslenmiş görücüye çıkmış. Şu anda 1,5 Euro ödeyerek ziyaret edebiliyorsunuz. Değişik bir duyguydu.

8. Kuğu ve Kaz Dolu Göl!

Göl, kuğu ve kaz kaynıyor. Çantanda onlar için bir şeyler götürürsen, elinden yerler. Alışmışlar baya evcil keratalar.
Hallstatt’ı 2 3 saat içinde bitirirsin. Ha 'Ben kalacağım ya kopamıyorum' dersen konaklamak için booking.com’a bir danış istersen.
Hallstatt’ın tepelerine de çıkabilirsin. 'Sana bi' tepeden baktım Aziz Hallstatt' demek için merdivenlere vur kendini. Güzel fotoğraf açıları mevcut.

9. Skywalk

Ben şubat ayında bu seyahati gerçekleştirdiğim için yapamadım fakat Skywalk adında bir füniküler var. Nisan ile Aralık ayları arasında çalışan bu füniküler ile tepeye çıkabilir sadece Hallstatt'ı da deği, Salzburg'a hatta Slovenya'ya kadar görebilirsin çevreyi deniliyor. Ne kadar doğru bilemedim.

10. Büfesi Türk Olan Güzellik!

Hallstatt’ın sadece bir büfesi var, onu da Türk işletiyor desem? Giresunlu Coşkun Abi’ye selam vermek, ayaküstü bir şeyler atıştırmak isterseniz, kendileri kilisenin hemen yanında.
Hallstatt’ta yemek noktaları kışın genelde kapalı. Açık bulabileceğin restoran sayısı iki veya üçüncü mekanlar genelde sezonluk.