Toplumsal yapıyı korumayı ve sorunları çözmeyi amaçlayan hukuk, sinema dünyasına sıklıkla konu oluyor. Mesleğine aşık avukat ve avukat adayları için adalet ve suçluluk psikolojisi üzerine eğilen, hukukun felsefesini sorgulatan ve çarpık sisteme eleştiri getiren birbirinden keyifli filmleri derledik. İşte; size ilham olacak, senaryosu ve oyuncu kadrosuyla kalbinizi fethedecek hukuk temalı filmler!
Irklar arası evliliği konu alan Loving, Mildred ve Richard Loving çiftinin gerçek hikayesini konu alıyor. Virginia'da yaşayan Richard, Mildred Jeter'e aşık olur. Çift, 1960'lı yıllarda Virginia'da ırklar arası evliliğin yasak olması nedeniyle Washington'a gider ve orada evlenir ancak Virginia yasaları çiftin evliliğinin geçerliliğini reddeder. Loving, Richard ve Mildred çiftinin yasalara ve ön yargılara karşı mahkemede verdiği mücadeleyi anlatıyor.
New Orleans'te yaşanan bir cinayet sonucunda hayatını kaybeden Jacob Wood, çözülemeyen bir davanın kurbanı olur. Celeste ise kocasının ölümünden büyük bir şirketi sorumlu tutar. Celeste, cinayetten 2 yıl sonra şirkete dava açar. Güçlü bir şirkete karşı açılan bu dava, hukuk ve adalet kurumlarının içerisinde dönen gizli olayları gözler önüne serecek.
Gerçek bir hikayeden uyarlanan filmde Washington'da bir gazete muhabiri olan Rachel Armstrong, gizli bir CIA ajanının kimliğini açığa çıkarır. Yayınladığı bir hikayeyle hükümet skandalı yaratan Rachel Armstrong kaynağını açıklamadığı için ulusal güvenliği tehlikeye attığı gerekçesiyle hapse girer. Yaşamını hapiste devam ettiren Rachel, mahkeme süresince zorlu olaylar yaşar.
Okulunu yeni bitirmiş bir avukat olan Rudy Baylor, haksızlıklara karşı idealist bir davranış sergiler. Büyük bir sigorta şirketine karşı yaşlı bir çiftin davasını üstlenen Baylor, katı şirket avukatlarına ve yolsuzluklara karışan yargıçlara karşı zorlu bir mücadele verir. Bu yaşlı çiftin çıkarlarını savunmak için zorlukların üstesinden gelmeyi başaran Baylor, yaptıklarıyla adeta izleyiciye hukuk dersi veriyor.
Yönetmenliğini Steven Spielberg'ün yaptığı Amistad, 1839'da tutuklu Afrikalı köleleri taşıyan La Amistad gemisinde yaşananları konu alıyor. Kölelerden biri, bir çivi yardımıyla prangalarından kurtulmayı başarır ve büyük bir isyanın da öncüsü olur. Gemi çalışanları ve köleler arasındaki savaşın ardından hayatta kalanlar bir Amerikan savaş gemisi tarafından yakalanır ve yargılanmaya başlar.
Filmde tanınmış bir hâkim olan Henry Fleming, genç bir kadına şiddet uygulamak ve tecavüz etmek suçlarıyla itham edilir. Geçmişte bir dönem sorunlar yaşadığı avukat Arthur Kirkland, Fleming'in davasını üstlenmesi için atanır. Al Pacino'nun seyir zevki yüksek bir oyunculuk sergilediği film, etik bir hukuk mücadelesine tanıklık ediyor.
Bir savunma avukatı olan Kevin Lomax, zorluk derecesi ne olursa olsun üstlendiği her davayı kazanmayı başarıyor. Kevin, mahkeme süresince jüriyi bir şekilde tesiri altını alarak müvekkilleri suçlu bile olsa onları temize çıkarıyor. Uyguladığı kusursuz savunma planlarıyla ünü fazlasıyla yayılan Kevin Lomax, New York'ta bulunan büyük bir hukuk bürosundan iş teklifi alıyor. Kevin'ın vereceği cevap ise hayatını geri dönüşü olmayan bir yola sokuyor.
Gerçek bir hikayeyi konu edinen ve 'Just Mercy: A Story of Justice and Redemption' romanından uyarlanan filmde, Harvard'tan yeni mezun olan genç Bryan Stevenson'ın adaleti sağlamak için büyük bir mücadele vermesi gerekir. Alabama'ya taşınan Stevenson, haksız yere suçlanan bir idam mahkumunun davasını üstlenir. Genç bir kızın ölümünden sorumlu tutulan Walter McMillian'ı savunan Bryan, mahkumun suçsuzluğunu kanıtlamak için büyük bir savaş verir. Dava sürecinin ilerlemesiyle araştırmaya devam eden Bryan, aslında ırkçılığa karşı mücadele ettiğini anlar.
Karanlık Sular da gerçek hikayeden uyarlanan bir hukuk filmi. Bu yapım, dünyanın en büyük kimya şirketlerinden biri olan DuPont'un karanlık sırlarını açığa çıkaran bir avukatın yaşadıklarını konu ediniyor. Başarılı avukat Robert Bilott'ın ele aldığı bir dava, toplumu yakından ilgilendirir. Nedeni açıklanamayan ölümlerin artmasının ardından ise Bilott, yaşananların arkasında dev bir şirketin olduğunu anlar ve olayları en ince ayrıntısına kadar araştırır. Gerçekleri ortaya çıkarmak için canla başla savaşan Bilott, geleceğini ve ailesini riske atar.
'I am Sam' isimli bu yapıt, engelli bir babanın ortaya koyduğu velayet savaşını konu alıyor. Zihinsel engelli Sam Dawson, 7 yaşına basan kızı için bir doğum günü partisi hazırlar. Partiye gelen bir sosyal güvenlik çalışanı ise Sam'in zeka geriliği nedeniyle Lucy'yi alır. Velayet davasında yardımcı olması için bir avukat tutan Sam ise kızına duyduğu koşulsuz ve sonsuz sevgiyle aile kavramını herkese hatırlatır.
Bir donanma avukatı olan Daniel Kaffee henüz hiçbir davaya bakmamış olmasıyla tanınır. Müvekkillerini davaya çıkmadan anlaşma yapmaya ikna eden Kaffee, yapılan tüm ceza indirimi tekliflerini kabul eder. Davaları uzamadan çözen Daniel Kaffee, bir noktada cinayetle suçlanan iki denizciyi savunmak zorunda kalır. Karmaşık bir olayla karşı karşıya kalan Kaffee, kanıt bulmak için olayın yaşandığı Küba sınırındaki askeri birliğe giderek yaşanan her şeyi öğrenmeye karar verir.
Michigan eyaletinde avukatlık yapan Paul Bieglar, suç oranının çok düşük olduğu küçük bir kasabada yaşar. Bieglar bir gün, tanınmış bir isim olan Frederick Manion'ın karısından ilginç bir vakayla ilgili telefon alır. Manion bir cinayet suçunun şüphelisi olarak tutuklanır. Suçunu inkar etmeyen Frederick Manion, haklı gerekçeleri olduğunu dile getirir. Öldürdüğü adamın karısına tecavüz ettiği için bu suçu işlediğini söyler.
Film, İrlandalı genç Gerry Conlon'un hiç ilgisi olmadığı hâlde bir olaydan sorumlu tutulmasını ve bu süreçte yaşadıklarını konu ediniyor. 70'li yıllarda Londra'ya gelen Gerry, işgal evinde serbestçe hayat süren gençlerle vakit geçirmeye başlar. Eve yapılan polis baskınının ardından ise genç adam 1974 Gyildford bombalamasının şüphelisi olarak tutuklanır. Film, terörle mücadele adına insan haklarının hiçe sayılmasını dikkat çekici bir biçimde anlatıyor.
Amerika'nın Alabama eyaletinde yaşanmış gerçek bir öyküyü çarpıcı şekilde gözler önüne seren film, ırkçılığın zirve yaptığı 1930'lu yılları tüm çıplaklığıyla yansıtıyor. Filmde beyaz bir kadına tecavüz ettiği iddia edilen siyahi bir gencin avukatlığını yapan adam, toplumdaki ırkçılığa rağmen idealist bir davranış sergiler. Tüm suçlamalara ve baskılara rağmen müvekkilini savunmaya devam eder.
Çeşitli dallarda pek çok ödül alan Yeşil Yol, ölüm cezasını çarpıcı şekilde işleyen bir hukuk filmi. İri cüsseli ancak saf bir ruha sahip olan John Coffey isimli mahkum, iki kız çocuğunu öldürme suçundan ölüm cezasına çarptırılır. Film, masum Coffey'nin ölüme giden yolda çektiği ızdırabı ve hapishane görevlileriyle kurduğu güçlü bağı gözler önüne seriyor.
Film, babasını öldürmekle suçlanan bir gencin yargılanma sürecini konu alıyor. İdam cezasıyla yargılanan gencin akıbeti 12 jüri üyesi tarafından belirlenecek. Jürideki 11 yargıç genci suçlu bulurken yalnızca bir tanesi ona inanır. Ancak bunu dile getirmesi ve diğer jürileri ikna etmesi hiç kolay olmayacak.
Avukatlık aynen böyle zaten ülkemizde :))) Kendi şirket davalarımda avukat olmama rağmen kendim temsil ettim. Çok da iyi iş çıkardığımı düşünsem de yıllarca süren davalarda, Ne anlatırsanız anlatın bazen hakimler önceki davada ne konuşulduğunu bile unutup haklısınız değdiği olaya haksızsınız bile diyor. Hele bilir kişiler var, bilmiyorlar :)))) Bir işin profesörü olmak ile o işin hayatta işlenişi çok başka olduğu için çok ilginç raporlara şahit oldum. Benim hayalim jüri önünde konuşma yapmak oldu hep filmlerde olduğu gibi. Ama yok öyle bir dünya. Zaten bu saatten sonra Adliye koridorları bana uzak düşmanıma yakın olsun :)
Flight (2012) - Denzel Washington, kazadan sonraki sahneler de sayılabilir aslında. Çok güzeldir.
İçerikten bağımsız suits dizisini kesinlikle tavsiye ederim herkese. Ayrıca 12 angry men gerçekten o puanı hakediyor.