Koronavirüs salgını nedeniyle getirilen maske takma zorunluluğunu ve sokağa çıkma yasağını ihlal eden yurttaşlara kesilen para cezaları mahkemeler tarafından iptal ediliyor.
En son Bolu’da maskesiz şekilde köpeğiyle gezerken 392 TL ceza uygulanan Elif Nihan İ.'ye verilen idari para cezasını mahkeme iptal etti. İptal gerekçesinde, “Hem sosyal devlet olma ilkesi, hem de getirilen zorunluluğun mali külfet getirmesi gereği, devletin kişi başına her gün 3 tane maske sağlama zorunluluğu olduğu” ifadeleri yer aldı.
Adana’da ise polis sokağa çıkma yasağını ihlal eden bir yurttaşa 789 TL para cezası kesti. Konunun yargıya taşınmasıyla Adana 5. Sulh Ceza Hâkimliği Hıfzısıhha Kanunu’na göre idari para cezalarının kolluk kuvvetleri tarafından kesilemeyeceğini anımsatarak kesilen para cezasını iptal etti.
BirGün'den Havva Gümüşkaya'nın haberine göre, kesilen cezaların iptaline dair değerlendirmelerde bulunan Avukat Ayhan Erdoğan, İçişleri Bakanlığı’nın tebliğlerinin ceza kesmeye uygun olmadığını belirtti. Sulh Ceza Hâkimliği’nin iptal ettiği cezaların hukuki olmadığını vurgulayan Erdoğan, yurttaşlara kesilen cezalarla ilgili şöyle konuştu:
“Cezaların gerekçesi de haklı değildi. Çünkü cezanın kesilme nedeni insanları ekonomik olarak bir şey yapmaya zorluyor. Oysa sosyal bir devletin Anayasa’sı halâ geçerliyse, bu maskeleri ücretsiz dağıtılması gerekiyor. Diğer dünya ülkelerinde olduğu gibi… İçişleri Bakanlığı’nın tebliğleri Sağlık Bakanlığı’nın Hıfzıssıhha Kanunu’na dayanarak yapılan düzenlemeler ama bu düzenlemeler ceza kesmeye uygun değil. Mahkemelerin iptal kararları haklıdır. Doğru olan budur çünkü yurttaşa ceza kesmek ancak yasal düzenlemelerle olabilir.”
İptal başvurularına değinen Erdoğan, bunların bir kısmının iptal edilmeyeceğini belirterek “Çok rahat söyleyebilirim ki burada iptal başvurusu kabul edilmezse Anayasa Mahkemesi (AYM), o da olmazsa Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) bu tür cezalara itibar etmeyecektir. Doğru olan bu cezaların kesilmesinden vazgeçilmesidir” dedi.
Yurttaşa yönelik cezai işlem yapılabilmesi için kanuni düzenleme yapılması gerektiğinin altını çizen Erdoğan, “Ceza düzenlemelerini Meclis’ten çıkabilecek kanunlarla ve o kanunlarının da evrensel hukuka ve Anayasa’ya uygun bir içerikte düzenlenmiş olarak uygulanması gerekir. Tabii Türkiye tek kişinin kararnameleri veya ona bağlı çalışan kişilerin tebliğleriyle yönetiliyor. Başta bu hukuki bir tarz değil” ifadelerini kullandı.
Tutanaklarda belirlenen sürelerde iptal için başvuru yapılabileceğini belirten Erdoğan, tahsil aşamasına geçildiğinde de başvuru yapılabileceğini ifade etti. Erdoğan şunları ifade etti:
“İdare Mahkemesi’ne ve Sulh Ceza Mahkemesi’ne olmak üzere iki türlü tutanak olabilir. Yetkisiz kişilerin sizin hakkınızda tutacağı bir tutanakla sizin itiraz sürenizin kaçtığından bahisle onu ödemek durumunda kalmanız hukuka uygun değil. İptalin gerekçesinde bunların yok hükmünde sayılması gerekir. Dolayısıyla süre yönünden de sorun olmayacaktır. Ceza tahsil sürecinde hangi tür tutanaksa ona ilişkin itiraz yollarına gidilebilir. “
Abi hiç o işe girmeyelim, iyi kötü en azından paramızla alabiliyoruz. Öteki türlü elimize hiç geçmiyor.
Hukuk alanında bir uzmanlığım yok ancak bu yapılan açıklama bana biraz yasada ki açıkları bulma gibi geldi. Salgın dönemi normal bir dönem olmadığı için normal zamanlarda tasarlanmış yasaların bu duruma uyum sağlamaması gayet doğal bence. Bu avukatın yaptığı açıklamaların sağlık tedbirlerine zaten zoraki uyan cahil ve bencil kişileri yüreklendirmek dışında başka bir işe yaradığını düşünmüyorum. Sokağa çıkmak yasaksa yasak yada maske takılacaksa takılacak bu kadar basit. Eğer kurala uymayana ceza verilmezse asıl o zaman uyanın hakkı yenmiş olur bence.
Ya Avukat ne saçma şeye takılıyorsun. Daha beter cezalar gelsin ama alınsın da, toplum sağlığını tehdit eden bu insanlara verilen cezaları inceleyeceğiniz onca hukuksuzca yargılanma, ceza ya da adaletsizliğe yoğunlaşın.