Avrupa ve Amerika’nın Aksine Türkler Neden Eve Girerken Ayakkabılarını Çıkarır?

Evet, hepimizin bildiği gibi, Türkler eve girerken ayakkabılarını çıkarırlar. Ama bu sadece bizde mi var, yoksa dünya genelinde de böyle mi? Ve en önemlisi, neden böyle yapıyoruz?

Hadi gelin, neden ayakkabılarımızı çıkarıyoruz, hep birlikte keşfedelim!

Temizlik, temizlik, temizlik!

Temizlik bizim için adeta bir yaşam biçimi. Şimdi bir düşün, misafir gelmeden önce evde tam bir temizlik seferberliği başlar. Halılar yıkanır, parkeler cilalanır, toz alınır... Kısacası ev baştan aşağı yenilenir. Bu kadar temizlikten sonra ayakkabılarla içeri girdiğini düşün... Dışarıda neler var neler: çamur, toprak, küçük taşlar, belki biraz da pislik. Ayakkabılarımızla bu pislikleri eve taşıdığımızda, o kadar emekle yaptığımız temizlik bir anda boşa gider. Halılara çamur izleri, parkelerde toprak kalıntıları görmek kim ister ki? İşte bu yüzden kapının önünde ayakkabılarımızı çıkarırız, evimizi tertemiz tutarız. Hem böylece mis gibi evimizde huzurla otururuz.

Geleneksel bir alışkanlık.

Ayakkabıları kapıda çıkarmak, bizim kültürümüzün bir parçası. Bu alışkanlık, Osmanlı’dan günümüze kadar gelmiş. Osmanlı döneminde de temizlik çok önemliydi. O zamanlar insanlar, dışarıda çalışırken ayakkabılarla eve girmeyi hijyenik bulmazdı. Bu yüzden ayakkabılar kapıda çıkarılır, içeri temiz bir şekilde girilirdi. Bu gelenek o kadar köklü ki, günümüzde de devam ediyor. Biz de atalarımızın mirasını yaşatıyoruz, hem geleneklerimize bağlı kalıyoruz hem de temiz bir evde yaşamanın keyfini çıkarıyoruz.

Kültürel farklılıklar...

Avrupa ve Amerika'da ayakkabılarla eve girmek normal karşılanır. İnsanlar dışarıdan geldikleri gibi evlerine girerler ve bu onlar için oldukça sıradan bir durum. Fakat bizde durum biraz farklı. Türk kültüründe ayakkabılarla eve girmek garipsenir, hatta bazen ayıp olarak bile görülür. Kültürel farklılıklar işte, ne yaparsın! Herkesin alışkanlıkları farklı olabilir ama bizim ayakkabıları kapıda bırakmak gibi bir geleneğimiz var. Bu kültürel farklılıklar aslında toplumların yaşam tarzlarını ve hijyen anlayışlarını da yansıtır. Bizim için ayakkabısız ev, temiz ve rahat bir yaşam alanı.

Bir de şu meşhur "evin kızı" temizliği var.

Evin hanımı, eve ayakkabıyla girilmesine asla müsaade etmez. Evin kızı, temizliğiyle ünlü ve bu temizlik işinin bir parçası da ayakkabıların dışarıda kalmasıdır. Bu temizlik anlayışı, evin düzenli ve hijyenik kalmasını sağlar. Evin hanımının gözünden kaçmaz; ayakkabılar kapının önünde çıkarılmalı ve ev tertemiz kalmalı.

Biz Türkler olarak dışarısı ve içerisi arasındaki farkı net bir şekilde ayırırız.

Dışarısı pis, içeri temiz. Bu ayrımın korunması için ayakkabılarımızı kapının önünde bırakırız. Dışarıda ayakkabılarımıza yapışan kir, toz, çamur eve taşınmasın diye bu yöntemi kullanırız. Ayakkabılarla eve girmek demek, dışarıdaki tüm mikropların ve kirin eve taşınması demek. Bu da bizim hijyen anlayışımıza ters düşer.

Bir de şöyle düşünelim:

Avrupa ve Amerika'da evlerin çoğu halısız ve zeminler daha kolay temizlenebilir malzemelerle kaplanmış. Fakat bizde halılar evin vazgeçilmez bir parçası. Halılarımızı temiz tutmak için ayakkabılarımızı kapıda çıkarmamız şart.

Rahatlık ve huzur!

Eve geldiğimizde ilk iş olarak ayakkabılarımızı çıkarırız. Ayaklarımız bir anda özgürlüğüne kavuşur, rahatlar. Terliklerimizi giyeriz ya da çıplak ayak dolaşırız. Bu, bize günün yorgunluğunu atmak için inanılmaz bir rahatlama hissi verir. Ayakkabılarla evde dolaşmak gerçekten rahatsız edici olabilir. Hele bir de uzun bir günün ardından eve gelip ayaklarımızı serbest bırakmak gibisi yok.

Evin içinde oynayan çocuklar ve emekleyen bebekler için temiz bir zemin çok önemli.

Düşünsene, minik yavrularımız yerde emekleyerek dolaşıyor, oyuncaklarıyla oynuyor. Eğer ayakkabılarla eve girersek, dışarıdaki tüm kir ve mikropları eve taşırız. Bu da çocuklarımızın ve bebeklerimizin sağlığını olumsuz etkileyebilir. Çocuklar ve bebekler, bağışıklık sistemleri henüz tam gelişmediği için dışarıdan gelen mikroplara karşı daha hassas. Bu yüzden, onların sağlığını korumak adına ayakkabılarımızı kapının önünde çıkarırız.

Ayakkabısız bir ev, aynı zamanda çocuklarımızın yerlere düşen yiyecekleri güvenle alıp yiyebilmelerini de sağlar. Küçük çocuklar bazen ellerindeki yiyecekleri yere düşürür ve tekrar alıp yemeye çalışırlar. Eğer zemin temiz değilse, bu durum sağlık sorunlarına yol açabilir. Ama temiz bir zemin, bu tür durumları minimize eder ve çocuklarımızın sağlığını korur.

Misafire saygı.

Misafirperverlik bizim kültürümüzde çok önemli. Misafir geldiğinde evimizin en temiz, en düzenli haliyle karşılamak isteriz. Düşünsene, misafir geliyor ve sen ayakkabıyla eve giriyorsun. Evin her yeri kirleniyor, misafire kötü bir görüntü sunmuş oluyorsun. Bir de şöyle düşün: misafirlerimiz bize gelmeden önce bizim için hazırlanıyor, güzel giyiniyor, belki de hediye getiriyor. Biz de onlara temiz ve düzenli bir ev sunarak saygımızı göstermeliyiz.

Popüler İçerikler

Bahis Reklamı ve Teşvik İçin Soruşturma Başlatılmıştı: RTÜK Başkanı TV8 İçin İnceleme Başlatıldığını Açıkladı!
Montella Görevini Bırakırsa A Milli Takım'ın Başına Kim Geçmeli?
Kızılcık Şerbeti'nde Yeni Doğmuş Bebeğin Başının Örtülmesi Tepki Topladı