İnsanlar genellikle Paris kafelerini ya da Roma kültüründen kalan kalıntıları merak ediyor. Fakat Avrupa'da pek çok dikkat çekici doğa harikası yapılar bulunmakta. Sizin için Avrupa'nın en güzel 18 doğa harikasını listeledik.
İnsanlar genellikle Paris kafelerini ya da Roma kültüründen kalan kalıntıları merak ediyor. Fakat Avrupa'da pek çok dikkat çekici doğa harikası yapılar bulunmakta. Sizin için Avrupa'nın en güzel 18 doğa harikasını listeledik.
İrlanda'nın batısında bulunan ve Atlantik Okyanusu'na adeta bir perde gibi düştüğü yer olan Moher Kayalıkları. Bölgede duran 18. yüzyıla ait bir kaleden sonra Moher olarak adlandırılmış. 300 milyon yaşındaki bu kayalıklar denizden 120-200 metre yukarıda. Bir efsaneye göre altın şehir Kilstiffen'e ev sahipliği yapıyormuş. Bu şehrin sahibi muazzam bir kalenin anahtarını kaybettikten sonra şehir sular altında kalmış.
Bir zamanlar Keltler ve Piktlerin yaptığı gibi İskoç dağlık arazilerine yolculuk etmek ister misiniz? O zaman Cairngorms tam yeri, İngiltere'nin en geniş doğal parkı ve İskoçya'daki 6 en büyük dağdan beşine ev sahipliği yapıyor. 52 adet tepe noktası var ve bir tanesi sizin için en iyisi.
Güney Fransa'nın Provence bölgesinden geçen turkuaz sulara ev sahipliği yapan Verdon Kanyonu, Paris'ten Riviera sahillerine kadar giden yolda adeta bir cennet. Fransa'nın Grand Kanyon'u, 25 kilometre boyunca uzanan bu dağ geçidinde ki kalkerli yapılar 700 metreye kadar yükseklikte olabiliyor. Dağın yapısı, uzun yürüyüşe çıkanlar, dağcılar ve kanoyla maceraya atlayanların yanı sıra, manzaradan faydalanmak isteyen insanlar için de mükemmel bir fırsat.
İsviçre-İtalya sınırının yakınında ve vadinin yakınında olan bu bölge, Fransa'daki Alplerin üzerinde oturan, Chamonix-Mont-Blanc'ın güzel köylerine ev sahipliği yapıyor. Ziyaretçiler teleferik vasıtasıyla, Aiguille du Midi'nin buzul ve kayalıklı alanlarının tadını çıkartabiliyorlar. Doruk noktasında gezginler, aşağıya bakarken 1,000 metre boyunca kayalıklarla karşılaşacaklar, taa ki buzul alanlarla birleşene dek.
Matterhorn, gökyüzüne 4,500 metre boyunca uzanan bir piramit gibi. Kimilerine göre ''Dağların Dağı''. İsviçre-İtalya sınırını kucaklayan dağ, İsviçre'nin en yüksek tepesine sahip. Alpler'deki en yüksek dağlardan biri ve ayrıca en tehlikelisi. 500 dağcı burayı fethetmek için can verdi.
Dolomite dağı, İtalyanın kuzeyi boyunca taştan bir taç gibi uzanan bir doğa harikası. Doruk noktalarının 18'i, 3.000 metre kadar yükseklikte. Manzarası hem muhteşem hem de harika ve bu bitişik yapılar, Dolomite'ye çekiciliğini katan şeylerden sadece birkaçı.
Neredeyse 2,000 yıldır, insanlar Douro Nehri'nde şarap için üzüm yetiştiriciliğiyle uğraşıyorlar. Bu tatlı vadi, üzüm bağları ve zeytin bahçeleri için oldukça verimli. Bu ardı ardına dizilmiş arazide, tarım ve doğal güzellik bir harmoni içerisinde.
Flamingolara, Erguvani balıkçıllarına, kartallara ve diğer pek çok türe ev sahipliği yapan, Cabo De Gata-Nijar Doğal Parkı, Batı Avrupa'daki en önemli doğal güzellik. Madrid'in aleminden uzakta kalan, resmedilmeye değer bu kıyı şeridi, güzel kum tepelerini, volkanik yapıları ve gizli sahilleri kucaklıyor. Şehir hayatından uzaklaşmak isteyen insanlar için mükemmel bir fırsat.
İyonya Denizi'ndeki Yunan adacığı olan Kelafonia'da saklı bir güzellik. Melissani Mağarası'ndaki su o kadar berrak ki botlar hava duruyormuş hissi veriyor. Bir zamanlar bu mağara, tanrı Pan için kutsalmış hatta adı Pan'ın reddettiği ve ona aşık olan bir su perisinden gelirmiş. Peri, hüznünden göle dalmış ve intihar etmiş.Mağaranın merkez kısmı, gökyüzüne açılan ve binlerce yıl önce çöken kayalıklı bir çatıymış. Oluşan manzara ise muhteşem.
Beyaz duvarlı ve mavi çatılı evleriyle bilinmesine rağmen Santorini, 3.500 yıl önce kapağın havaya uçuran ve yeniden canlanmakta olan bir volkanın kalıntısı. Bugün görünen şey, o zaman adada olan şey, yani katmanlı yapısı. 1707'de suyun altında cayır cayır yanan bir ada yüzeye çıkmış, volkanik faaliyet günümüze kadar devam etmiş.
Mozaik tepeleri, buzlu gölleri, ve Avrupa'daki en derin vadisiyle Karadağ'daki Durmitor National Park, kıtanın en muazzam doğal hazinesi. Görkemli olan yapılarının yanı sıra, Tara Kanyonu'na ev sahipliği yapıyor. Kanyondaki nehir 80 kilometre boyunca akıyor ve 1.300 metre derinliğine ulaşabiliyor.
Plitvice Ulusal Parkı'nda, şelaleler ve akarsular, 18 diğer gölü birbirine bağlıyor, tıpkı bir kolyedeki mücevher gibi. Bu basamaklı göller, mükemmel bir doğa yürüyüşü imkanı sunuyor. Her bir dönüş, mavinin ve yeşilin yeni tonlarını içeriyor.
Almanca'da Eisriesenwelt, ''Buz Devlerinin Dünyası'' demek. Bu ismi uygun, başka bir dünyaya aitmiş gibi duran mağara, Avusturya'nın kuzey merkezinde bulunuyor. Gezegenin en geniş buz mağarası. Yüzeyden 400 metre aşağıda ve bir ucundan diğer ucuna 42 kilometre uzunluğunda. Ziyaretçiler mağaranın resimdeki kısmını keşfedebilir ve bu kısım rivayete göre bir zamanlar cehenneme açılan buz bir kapı olduğuna düşünülüyormuş. Mayıs ayından Ekim ayına kadar rehberli turlarla gezmek mümkün.
Bir Alman turizm ilanında burası, ''Yaban hayatın başladığı yer'' olarak belirtilmiş. Sakin, zümrüt yeşili suları olan Königssee Gölü'nde yükselen ve Watzmann tepelerine kadar uzanan bu bölge Almanya'nın ikinci en büyük dağı. Bavaria'daki en muazzam manzarayı da içinde barındırıyor.
İsimleri sanki bir troll kabilesindeki trolleri andıran ( Enz, Kinzig, Murg, Nagold, Neckar, Rench, Wiese) bir nehir ağı, Kara Ormanı kapsayan çam ve köknar ağaçlarının olduğu 7,000 km2 lik alanda akmakta. Bu yoğun ve geniş ağaçlar ve aynı zamanda tepeler pek çok peri masalına ilham kaynağı olmuş.(Jacob ve Wilhelm Grimm'in Hansel ve Gretel'i gibi) İnsanlar hala yürüyerek buraları keşfedebilir ve muhteşem manzarasını görebilir.
Kuzey Atlantik'teki 18 adadan oluşan takımadalar, Avrupa'nın en şahane doğal güzelliğini oluşturuyor. Faroe Adaları, martıların, sığırcıkların ve diğer pek çok deniz kuşlarının yanı sıra, 50.000 insana da ev sahipliği yapıyor. Adaların eğilimli kıyıları ve deniz kenarı uçurumları, sade ve aynı zamanda büyüleyici bir etki yaratıyor.
Fiyordlar tehditkar buzulların yaralarıdır. Naeroyfjord'dan Magdalenefjord'a, Lysefjord'dan Hardangerfjord'a kadar, bütün fiyordlar Norveç'in buzlu sularına düşen muhteşem uçurumlardır. Bu güzel ve soğuk yapılar mükemmelliği beraberinde getirmektedir.
Güneş rüzgarları, atmosfere karşı estiğinde, gezegenin en göz alıcı ışık şovunu oluşturur. Kakslauttenen'de insanlar sırtlarını buz tavanlı iglolarında yaslayıp gökteki ışıkları izleyebilir. Bu anlaşılmaz görsel şov (Aurora Borealis) ayrıca, İsveç, Norveç ve İzlanda'nın da göklerini süslemekte.