Avrupa'da muhteşem şehirler görmeniz gereken birçok şehir var. Amsterdam'ın kanalları, Londra'nın müzeleri ve alışveriş rotaları, Paris'in atmosferi, romantizmi. Peki ya Avrupa'nın gizli kalmış köşeleri? Fazla bilinmeyen cennet köşelerin kapılarını sizler için aralıyoruz.
Samos, efsaneler ve güzellikle yönetilmekte. Matematiğin babası Pisagor'un memleketi olan Samos, Olimpos tanrılarından Hera'nın evidir ve ünlü tarihçi Heredot'a ev sahipliği yapmıştır. Ege'deki en önemli ticaret ve antik zamanın denizcilik merkezlerinden biridir ki bu özelliği ile Akdeniz kültür alışverişi için kilit bir konumda. Hala ilk günkü kadar bakir ve güzel.
Bu kutsal şehir baş döndürücü yükseklikteki bir kayalıklı uçuruma tutunmuş, birbiri üzerine katman katman yerleşmiş evler ve şapellerden oluşmakta. UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alan birçok yapının yanısıra kayaların üzerindeki Mucizeler Şapel'i ayrı bir önemde.
Bohinj, Slovenya'nın, Alpler'in ve Avrupa'nın eşsiz, etkileyici, muhteşem ve gizemli bir bölgesi. Bohinj, Julian Alpleri'nin tam kalbinde yer alır ki Julian Alpleri Slovenya'nın en uzun ve yüksek dağlarıdır. Bohinj, Nomenj Vadisi, Yukarı ve Aşağı Bohinj Vadileri ile çevrili. Bölgenin en göz alıcı noktası ise Slovenya'nın en büyük gölü olan Bohinj Gölü. Bohinj etrafında yer alan 24 kasaba, vadiler ve göller zengin bir geçmişe, etkileyici bir şimdiye ve gizemli bir geleceğe sahip ve görülmeye değer.
Faial Adası, Mavi Ada olarak da bilinmekte. Adanın yüz ölçümü 173 kilometrekare ve nüfusu 15 bin kişi. Evlerin değişik mavi tonlarda boyanması ve yollardaki mavi işaretler nedeniyle Mavi Ada olarak da anılmakta.
Positano İtalya'nın güneyinde, Amalfi Bölgesi'nde yer alan bir kasaba. Orta Çağ'da Amalfi Cumhuriyeti'nin liman şehri olmuş ve bu özelliğini 16 ve 17. yüzyıllarda sürdürse de 19. yüzyılın ortasında nüfusunun neredeyse yarısının Amerika'ya göçmesi ile zor zamanlar yaşamış. 20. yüzyılın başında ise çevresine göre görece fakir bir balıkçı kasabası iken özellikle John Steinbeck'in 1950'lerde Harper's Bazaar'da yayınlanan Positano hakkındaki makalesinde 'bir rüya gibi, oradayken gerçek gibi gelmiyor, ayrıldıktan sonra ise çok gerçek geliyor' demesinden sonra azalmayan gittikçe artan bir turist şehri olmuştur.
İtalya ve Monako sınırında, Côte d'Azur'un en doğudaki şehri olan Menton, etrafı 1149 metre yüksekliğindeki Mont Agel, 1249 metrelik Mount Ours, 1200 metrelik Le Berceau dağları ile çevrilidir.
Tellaro, İtalya'nın kuzeyinde Liguria'nın doğu sahilinde bir uçuruma tünemiş küçük bir balıkçı kasabası. Son yıllarda İtalya'nın en güzel kasabalarından biri seçilmiş. Bu güzelliği ile hem İtalyan hem de yabancı birçok sanatçının uğrak yeri olmuş.
Cavtat'ın harmonik mimarisi yüzyılların izlerini taşımakta. Cavtat gibi ziyaretçisine bu kadar çok şey sunan yerler gerçekten az. Manzarası, doğası, kültürel ve tarihi mirası ile Cavtat Adriyatik'in en etkileyici bölgelerinden biri.
Santana, Portekiz'e bağlı Madeira adasının kuzey sahilinde yer almakta.
Evlerinin üçgen çatıları ile bilinmekte ve bu üçgen çatılar samanlarla örtülü. Buradaki evler bembeyaz duvarları, kırmızı kapıları, mavi çerçeveli pencereleriyle adeta masal diyarlarını andırır. Daha önce yerel çiftçilerce kullanılmakta olan bu şirin evler şimdilerde ise turistler için ilgi odağı haline gelmiş.
Karakteristik koni çatılı evleri ile Alberobello İtalya'nın UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer almakta. İsmi de Grekçe'de kubbe ve konik çatılı taş evler için kullanılan kelimeden gelmekte. Alberobello, imzası olan bu tatlı çatılarıyla başkenti olduğu Trulli bölgesinin ve Bari'nin şüphesiz en önemli yerleşimlerimden biri.
Piran, Akdeniz'in en fotojenik şehirlerinden biri. Cazibesini korumuş bu pitoresk şehri tanımak, tarihini, kültürünü öğrenmek için sokaklarını gezin, insanlarıyla bol bol sohbet edin. Denize yakınlığı ve tarihi zenginliği mimariyi etkilemiş ve muhteşem manzaralar oluşturmakta.
İtalyan Rivierası'nın küçük, sevimli, güzel kasabası Portofino bir milli park ve denizle çevrili. Bu güzel sahil şeridi Akdenizli kişiliği, lüks mekanları, antik çağlardan bu yana deniz kültürünün getirdiği botları ile ilgi odağı bir tatil beldesi olmayı sürdürüyor.
Hvar, Akdeniz doğası, zengin kültürel ve tarihsel çevresi, turistik cazibesi ile eşsiz bir füzyon.
Ziyaretçilerin yazın ayrı kışın ayrı sevdikleri, etkilendikleri Dinant, saksafonu bulan Adolphe Sac'ın memleketi olmasıyla da ünlü. Ama sadece bu değil tabii ki. Aynı zamanda ünlü Meuse Nehri'nin yanıbaşında olması, tarihi ve kültürel geçmişi onu etkileyici yerlerden biri haline getirmiş.
Malta'nın kuzey batısındaki tepelerin üzerinde kuş yuvası gibi tünemiş küçük bir yerleşim Mellieha. 3 taraftan masmavi Akdeniz ile çevrili oluşu ile olağanüstü güzel manzaraya sahip.
Ploumanac'h Fransa'nın batısındaki Côtes-d'Armor'un bölgesinde İngiltere sınırında bir komündür.
Tenby, Galler'in en ikonik sahili. British Travel Awards'ın Birleşik Krallık'ın en iyi sahilleri listesinde gümüş madalya sahibi. Tenby Limanı görüntüsü ile en klasik kartpostal görüntülerinden biri.
Georges Duhamel'in 1931 yılında yazdığı gibi, 'Colmar, dünyanın en güzel ilçesidir!' Sıklıkla söylenen bir diğer söz de Alsas'taki en Alsaslı ilçe olduğudur. Colmar, tarihi, kültürel miraslarının yanı sıra sağlık konusunda da farklı bir kasabadır. Alsas'ın merkezi olması, Almanya ve İsviçre arasında yer alması, Vosges be Rhine nehirlerinin arasında olması ve 1000 yıllık tarihi ile eşsizdir.
Sveti Stefan Karadağ'ın bir kasabadır. Önceleri küçük bir balıkçı kasabası iken 1960'lardan sonra eski şehri ile, dar sokakları ile, kuleleri ile, küçük kiliseleri ile bozulmadan kalmış bir cazibe merkezine dönüşmüş.
Meteora, Yunanca 'gökyüzünün ortası' ya da 'yukarıdaki cennet' anlamına gelmekte. Meteora, Doğu Ortodoks manastırlarının en büyüğüne ev sahipliği etmekte ve tüm güzellikleri ile elbette UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde.
Lugano, keşfedilecek birçok bölgeye ev sahipliği yapmasıyla sahip eşsiz bir şehir.
Sintra, Portekiz'in en batısında saklı bir romantik cennet. İslam ve Avrupa mimarisinin harmanlandığı ilginç yapılarının yanısıra doğası da görülmeye değer.
Lofoten, Norveç takım adalarının en geleneksellerinden biri. Arktik Çember'in içinde yer alan Lofoten'de kış sıcaklıkları bulunduğu kuzey enlemi hesaba katılırsa oldukça ılık. Aynı zamanda dünyada sıcaklık anomalisi en az olan ve küresel ısınmaya en az teslim olan yer.
Turist saldırısına uğradıktan sonra biz ona cennet değil, ticarethane diyoruz zaten.
Yunanistan, Arnavutluk, Karadağ, Slovenya Türkiye`den daha uygun fiyatlara tatil yapabileceğiniz Akdeniz ülkeleri. İtalya ve Hırvatistan ise Türkiye ile aynı fiyatlara tatil yapabileceğiniz yerler. Buralar dururken Türkiye`de kazıklanmaya, bir de üstüne köpek muamelesi görmeye hiç gerek yok. Erinmeyin vize işlemleri yarım gününüzü alır. Kos`da kıyıya vuran dalgaların ayağımızı ıslattığı bir sahil restoranında 2 kişi uzo balık yaptık 90 Euro ödedik bu paraya değil Bodrum- Marmaris Ankara`da bile rakı balık yapamazsın.
Öncelikle güzel bir galeri, ülkemizde nüfusun %98'inin gerek zaman, gerek maddiyat, gerekse yasal sebeplerle yurtdışına çıkma şansı maalesef yok. En azından bilgilenmeleri güzel. Lakin: Birincisi, Portofino, Sveti Stefan ve Colmar konusunda yanılmışsın editör. Bu bölgeler uzun bir süredir çok yoğun turizm bölgeleri ve Türkiyedeki alelade şirketlerin bile tur programlarında yer alır hale geldi. İkinci olarak da diğer bahsedilen yerlerin çok bilinmeme ve turist akınına uğramama sebebi, aynı ülke sınırları içerisinde aynı güzellik ve tarzda daha büyük ölçekli yerler olması. Örnek mi? Hvar - Dubrovnik, Bohinj - Bled vb. Ama ve lakin ben kalabalığı, turiste alışmış ve ona göre dizayn edilmiş yerleri sevmem diyenler için güzel bir rehber. Bizim gibi 3. sınıf dünya ülkesi vatandaşı olup da bir vize için başvurduğunda 40 tane belge + onlarca Euro isteyip bir de reddedilen insanlar için daha da güzel. Maksat genel kültür. Herkese iyi gezmeler...