İnsanlar Avrupa’ya tatil gidecekleri zaman genelde büyük şehirler tercih ediyorlar. Ancak Avrupa’nın en canlı kültür merkezleri belki de daha küçük şehirlerde olabilir.
Uplifers olarak, Avrupa’da gidebileceğiniz küçük ama kültürel olarak daha canlı olan alternatif tatil rotalarını sizler için derledik.
Belçika’da genellikle turistlerin Brüj’ü tercih ettiği düşünülür. Ancak Gent’te son derece turistik bir kenttir. Şehir, halen daha Flaman mimarisinin ve tarihinin en güzel örneklerin sunmaya devam ediyor. Bavo Katedrali bunun en güzel örneklerinden birisini oluşturuyor. Kafe Video ve Bidon gibi yerlerde vakit geçirmek isteyebilirsiniz. Akşamları şehrin daha eğlenceli olabileceğini düşünenler de bulunuyor. Özellikle şehrin geniş öğrenci kitlesi, yaşamı daha renkli hale getiriyor.
Gent’te yazın birçok festival düzenleniyor. 10 gün süren Gent Festivali bunlardan bir tanesi. Ancak şehir kışın gitmek isteyenler için de güzel olanaklar sunuyor.
Lyon’un tatil imkanları Paris’i aratmayacak düzeyde zengin olabilir. Bilim ve arkeoloji müzelerinin yanında sanat ve müzik severlerin takıldığı caddeleriyle Lyon, tam bir kültür şehri.
Lyon, Fransa’nın nispeten güneyinde yer aldığı için yazları çok sıcak olabilir. Yine de turistler için birçok olanak sunabilir. Mesela, Liyon’un ev sahipliği yaptığı festivallere katılabilirsiniz. Özellikle sanat ağırlıklı olan bu etkinlikleri takip edebilir ve programınıza uyan bir zamanda Lyon’u ziyaret edebilirsiniz.
Leipzig’de vegan kebap salonu bulabilirsiniz. Bu bile başlı başına Lipzig’e gitmek için yeterli bir sebep olabilir. Ayrıca Leipzig’de modern sanat eserlerinin sergilendiği stüdyolar bulabilirsiniz. 10. Yılını kutlayan Spinnerei Galerisi bunlardan birisi. Ayrıca Leipzig’de gece hayatı da son derece renkli geçiyor.
Kışları son derece soğuk olan Leipzig’de, yazları birçok festival düzenleniyor. Sonbahar zamanlarında da Lipzig’de hayatın son derece renkli olduğu söylenebilir.
Eğer Barcelona’yı, Madrid’i ve Bilbao’yu gezdiyseniz ve İspanya’da başka yerler görmek istiyorsanız, Segovia tam size göre. Güzel kiliseleri ve sakin hayatıyla Segovia, kısa bir tatil için ideal mekanlardan birisini oluşturuyor. Gotik katedrali ve kalesi Segovia’nın görülmesi gereken en önemli yerlerini oluşturuyor. Segovia’ya Madrid ’ten 30 dakikalık bir tren yolculuğuyla ulaşabilirsiniz. Eğer tatil planlarınızı Madrid’e göre yaptıysanız, bir günlük Segovia turu bile, bu küçük şehri gezmek için yeterli olabilir.
Yazları son derece sıcak olmasına rağmen, yılın her zamanında bu sakin şehri gezmek için plan yapabilirsiniz.
Portekiz’in ikinci şehri Lizbon kadar ön planda olmasa da, yeteri kadar yaratıcı ve etkileyici imkanlar sunabilir. Serralves Museum of Contemporary Art müzesi başta olmak üzere Porto’da modern sanata dair birçok şey keşfedebilirsiniz.
Yazın düzenlenen St John’s festivali Porto’nun en bilinen etkinliklerinden birisi. Bu festivalde sokak partileri dahil birçok güzel güzel aktivite düzenleniyor. Bunun dışında, Porto’da bir güney şehri olduğu için yılın her zamanı ziyaret edilebilir.
Unesco’nun yaratıcı şehirler listesine giren Linz, 2009 yılında Avrupa kültür başkenti olmuştu. Geleceğe dönük olarak iyice gelişmeyi vadeden şehir, özellikle müzik ve kültür tutkunlarına birçok imkan sunuyor. Yazları ve sonbaharda Linz’de düzenlenen festivaller büyük ilgi topluyor.
Hollanda deyince akla ilk Amsterdam gelir ancak Rotterdam güzel mimarisiyle Hollanda’nın kültürünü yansıtan şehirlerden birisidir. Modern sanat, mimari ve kültür alanında müzelerin olduğu ve etkinliklerin düzenlendiği Rotterdam, gezilip görülesi yerlerden birisi olabilir. Gece hayatı da, en az kültür hayatı kadar renkli olabilir.
Özellikle yazları düzenlen festivalleriyle ilgi çeken Rotterdam’ı yılın bütün zamanlarında gezebilirsiniz.
İtalya’nın kuzeyinde bulunan Turin, yakınında yer alan Milano kadar çekici olabilir. Tarihi yapısıyla Caffe Torino, vakit geçirebileceğiniz en güzel yerlerden birisi. Restoranları da ayrıca dikkat çekici olan Turin’de, güzel İtalyan yemeklerinin tadını çıkarabilirsiniz.
Sonbaharda düzenlenen müzik festivallerinin yanı sıra, özellikle ilkbahar zamanı Turin için havanın en güzel olduğu zamanlar diyebiliriz.
Gothenburg’da Stockholm kadar bilinmese de, ikinci şehir olarak yeteri kadar alternatif aktivite sunabiliyor. Kafeleri, restoranları ve tarihi mekanlarıyla dikkat çeken Gothenburg, tam bir turist şehri olabilir.
Yazın giderseniz, akşam 10’a kadar günün batmadığını görebilirsiniz. Ağustos’ta düzenlenen Way Out West festivali, Gothenburg’un en dikkat çeken etkinliklerinden birisi.
Son beş yıldır Belgrad’ın kültürel olarak daha da geliştiğini söyleyebiliriz. Sanat üzerine müzeleri ve sergileri bulabileceğiniz Belgrad, güzel restoran ve kafeleriyle de vakit geçirilebilecek bir yer izlenimi uyandırıyor.
Yazın son derece sıcak olan Belgrad’da, gece hayatı da bir o kadar renkli olabiliyor. Yerel halkın söylediğine göre, sonbahar ya da ilkbahar, Belgrad’ı ziyaret etmek için en iyi zaman dilimlerinden.