Efsane Hapishane Dizisi Oz'dan Dikkate Alınası 15 Hayat Dersi

Bir zamanların efsane dizisi ve kült kavramına her anlamında sahip müthiş dizisi OZ. Özel bir hapishaneyi anlatan ve sahip olduğu unutulmaz karakterlerle tv dünyasına adını altın harflerle yazdırmıştır. Dizinin anlatıcısı  ve bir karakteri olan Augustus Hill'in söyledikleri tecrübe edilecek cinsten değildir. Salt hayattır. Çünkü  Oz nefrettir, Oz merhamettir, Oz sistemdir, Oz hayatın ilikleridir.

1.

Kimi mahkûmlar yüzleşebileceğimiz en kötü şeyin şiddet olduğunu söylerler. Bence büyük bir esnemedir.Sıkıcı tek düze günleri nasıl geçirebilirsiniz? Hayatımıza anlam ve düzen katması gereken bu rutinlerimiz vardır. Ama arkamdan şişlenmek rutinden daha az korkutucudur çünkü rutin, rutin sizi öldürür.

2.

Bir erkeğin elinden pek çok şeyi alabilirsin.Sigara, özgürlüğünü, bacaklarını, ama duygularını alamazsın. Duyguları olmaz.

3.

Bir sineğe vurursunuz, karıncanın üstüne basarsınız, hamamböceğini ezersiniz ve bunu çok düşünmezsiniz.Aslında bir böceği öldürmek size bir zafer hissi yaşatır. Lanet karınca pikniğinizi mahvediyordur, hamamböceği mutfak dolabınıza tırmanıyordur. Bu sefil, küçük yaşamlara bir son verirsiniz. Ve dünyayı herkes için iyi bir yer haline getirirsiniz. Her birini öldürdüğünüzde gittikçe daha belirgin, daha büyük,daha çirkin, daha kötü olursunuz

4.

Bir yerlerde ölüm hücresinde bir kardeşimiz vardı. Girdiğinde 16'ydı. Orada bir 16 sene daha oturdu. Mahkemeler ve avukatlar şundan bundan konuşurlarken duvara bir resim yaptı. Neyin peşinde olduğunu bir kişiye bile sezdirmeden. Sonunda 32 yaşına geldiğinde hücrede geçirdiği süre tüm temyiz çabalarının tükendiği annesinin evinde geçirdiğinden fazlaydı. Ölmek üzereydi. Son an için çıkartılmak üzereyken, başyapıtının örtüsünü açtı. Hepsi dört kelimeden ibaretti. 'Ölüm kesindir, hayat değil.' Ertesi gün gardiyanlar üstünü boyayla kapattı.

5.

Sel baskını. Iowa veya Missouri gibi büyük sel baskınları olan yerlerde yaşayan insanların hikâyelerini duymuşsunuzdur lanet su dolmaya devam edip yatağından taşar, kontrolden çıkar, yoluna çıkan tüm çiftlikleri ve köyleri silip süpürür. Herkes durdurmaya çalışır ama kimse başaramaz. Herkesin hayatı mahvolur, tamamen yıkılır. Ve lanet nehrin umurunda bile olmaz. O yükselmesini sürdürür.

6.

Bütün o küçük acılar ve sancılar nihayetinde bir şeye bağlanır. Vücut, zihin, vücut, zihin. Ya beraber çalışabilirler ya da ikisi de çalışamaz. Bedeninize iyi bakmalısınız. Zihninize iyi bakmalısınız. Vücudunuzu sevmelisiniz, çoğu kişi sevmez. Çoğu kişi bedenlerinden nefret eder. Vücudunuzu sevmesi için zihninizi ikna etmelisiniz. Şişman bile olsanız, ya da çalışması gerektiği gibi çalışmıyor bile olsalar, vücudunuzu sevmelisiniz... Çünkü tutunabileceğiniz bir tek bu var. Tek sahip olduğunuz bu. Sizinle bir anlaşmaya varalım. Eğer siz benimkini severseniz ben de sizin vücudunuzu severim.

7.

Hepimizin problemleri var... Çözümsüz problemleri. Sonra birisiyle tanışırız, bizden daha büyük problemleri olan birisi. Veya problemleriyle başa çıkamayan birisi. Ve bir şekilde zayıflıkları bize güç verir. Basit Gerçekler 62 numara: Birisine yardım edersen kendine yardım edersin.

8.

Eskiden bir kabile vardı, Aztekler. Kâinatın şiddetle kurulduğuna inanırlardı. Her sene yeni yılı karşılarlarken,birisinin kalbini çıkartırlardı ve Tanrılara sunarlardı. Bu kurban töreni olmadığı takdirde,güneşin gökyüzünden aşağıya düşeceğine ve dünyanın sonunun geleceğine inanırlardı. Sonra İspanyollar gelip, Aztekleri dünyadan sildiler. Haklı oldukları ortaya çıktı. Dünyanın sonu geldi, onlar için.

9.

İnsanlar hep merak ederler evcil hayvanları cennete gidecek mi diye. Jojo ya da Moffey cennetin kapısından geçebilecek mi? Hayvanların da sahipleri için aynı şeyi düşündüklerine bahse girer misiniz? Kediler, köpekler, papağanlar onlar bütün ömürlerini yalanlarla, günahlarla ve ıstırapla geçirmiyor. Sadece gerçeklik içinde yüzüyorlar. Düşünün. Eğer biz insanların dünya üzerinde bildiği tüm yaşamalar lanet bir gerçekse...

10.

Bir kez tanıdığım birisinin ölüm ilanını görmüştüm. Gazete ismini yanlış yazmıştı. Kahrolası ismini yanlış yazmışlardı. Hepsi bu. Bunun dönüşü yoktur. Gelecek sefere öldüğünde ismini doğru yazma şansları da yok. Hayır. Gazetenin o sayısı arşivlere girecek ve tanıdığım bu adamın muhtemelen ömründe en çok gururlandığı şey olan ismi yanlış olacak, ilelebet.

11.

Merhamet başka birisinin başına gelen talihsizliğe acımamıza denir. Merhamet, bizi bu talihsizliği hafifletmeye zorlar. Merhamet, hayırseverliğin çocuğuysa adaletin de kardeşidir, çünkü her ikisi de insanların arasındaki görünmeyen bağlardır. Merhamet hazırlıksız olur çünkü sefalet gayriihtiyarîdir.

12.

'Kaderini mühürlemek.' Yıllar önce, ölüm emrinin altında, yargıcın resmi mührü basılmadan, ölüm cezası, infaz edilemezdi. Düşünün sizinle ölümünüzün arasında duran tek şey az bir parça erimiş mum. Ama hayat da böyledir. Büyük değişimlerin olmasına sebep hep az bir parça mumdur.

13.

Birisinden intikam aldığınızda, aslında ona, olabilecek en büyük iltifatı yapıyorsunuzdur. Sanki şey demek gibi, 'Hayatımı öylesine etkiledin ki karşılık vermem gerekiyor. Senin hayatın da benimki kadar derinden etkilenmeli. 'İntikam en büyük tebrik kartı olsa gerek. Evet. Bir düşünecek olursanız, klişe aslında gerçek: 'İntikam güzeldir.'

14.

Bir seferinde rüyandaki herkesin aslında kendin olduğunu duymuştum. Hatta kendini ve katlanamadığın bir serseriyi bile rüyanda görsen, aslında gördüklerin kendin ve katlanamadığın serseri tarafındır.

15.

Bazen en kötü şey, olabilecek en lanet... lanet şey bütün hislerinin son sürat çalışmasıdır. Nasıl mı kötü olabilir? Yaptığımız bazı şeyler vardır ki aynı anda gördüğünüz, dokunduğunuz, duyduğunuz, kokladığınız ve tadını aldığınız zaman ölmek istersiniz.

Popüler İçerikler

"Aşk Solcudur..." Kızılcık Şerbeti'nde Deniz Gezmiş Anıldı
Sosyal Medyada Süren Öğretmenlik Tartışması: Az Çalışıp Çok mu Maaş Alıyorlar?
Kadınların Kırmızı Ruj Sürerek "Çiftleşme" Mesajı Verdiğini İddia Eden Uzman