Bu ödülün teklif edilmesinin ardından birçok kişi bunu yapmayı denemeye kalkışsa da hayatını kaybetti.
Charles Lindberg, Atlat Okyanusu'nu geçmeyi kafasına koymuştu. Lindbergh, 1. Dünya Savaşı'ndan kalan bir uçağı satın almıştı ve ülkenin çeşitli yerlerinde gösteriler düzenleyerek az çok isim yapmayı başarmıştı.
Lindbergh, Atlas Okyanusu'nu geçebileceğine inanan birisiydi. Bunu sağlaması için kendi uçağından daha farklı, güçlü bir uçağa sahip olması gerekiyordu. İş adamlarıyla görüşmeye başladı.
Charles Lindbergh, Atlantik'i tek motorlu bir uçakla geçebileceğini düşünüyordu, iki motorun riski ikiye katlayacağı düşüncesine sahipti. Onun için tek motorlu uçak dışındaki teklifleri reddetti.
En sonunda istediği teklif geldi. St Louis'de, onun istediği uçağı inşa edecek kişilerle anlaştı. Uçak, ismini yatırım yapan iş adamlarının olduğu şehirden aldı.
Lindbergh, uçağın tasarımında bazı farklılıklar talep etti. Deponun arkada değil önde olmasını istiyordu, istediği gibi depo öne takıldı. Acil iniş söz konusu olursa, riski azaltmak için bunu yaptı.
Uçak inşa edildikten sonra 20 saate yakın test uçuşu yaptı. Ön camı olmayan bu uçakta, pilot önünü görebilmek için ya periskop kullanıyordu, ya da bir araba sürer gibi başını camdan çıkarıp ileriye bakmaya çalışıyordu...
Tüm umutları sönmüştü, tarihe Fransız pilotlar geçecek düşüncesi oluştu. Ancak Fransız pilotlar Charles Nungesser ve François Coli'den haber alınamadı.
New York'un Lond Island bölgesinde bir otelde kalmaya başladı, gazetecilerin ilgisinden uykusu bile alamamış bir şekilde, 20 Mayıs'a uyandı.
Uçuşu bir kaç kere hava şartlarından ötürü ertelemişti, ancak o gün, hava şartları uygun olmadığı halde denemeye karar verdi. Paris'e gidecekti.
New York'tan Paris'e havalanan The Spirit of St. Louis'in tarihe geçecek seferi başladı. 5800 km'lik mesafeyi tam 33.5 saatte kat eden 'Yalnız Kartal', 21 Mayıs 1927, saat 10:22:30’da Paris’in Le Bourget Havaalanı’na indi.
Uçuşu hiç kolay olmamıştı
Lindbergh, önceki geceden uykusuz yola çıktığı için yolda büyük tehlikeler atlatmıştı. Yönünü pusula yardımı ile tayin etmeye çalışıyordu, ön camı olmadığı için periskop yardımı ile ilerliyordu... Ancak daha da fazlasını yaşadı.
Zaman zaman fırtınalara, yağmurlara yakalandı. Okyanusa yakın uçmayı tercih etmişti ve uykuya daldığı anlarda uçağın tekerleklerinin suya çarpması ile uyandığı söylenir. Aynı zamanda bu yolculukta halisünasyonlar gördüğü de ifade edilir.
Riskli ve zor yolculuğun ardından, daha önce haftalar süren Atlantik yolculuğunun saatlere inmesi dünyada heyecan uyandırdı. Herkes bu cesur pilottan övgüyle bahsetti.
Bir süre Avrupada kalan pilot, Almanlar tarafından davet edildi ve uçuş sistemlerini incelemesi istendi. Nazilere hayranlık duymuştu, ülkesine döndüğünde Almanlara karşı savaşa girilmemesi için kamuoyu oluşturmaya çalıştı, birçok etkinlikte konuştu.
Charles Lindbergh hem bir savaş karşıtı olarak bilinir. Ancak savaş karşıtı çalışmaları Pearl Harbor baskını sonrasında son bulmuştur ve Japonlara karşı en önlerde savaşmıştır.
Atlantik'i geçen ilk pilotun yaşadıklarını merak ediyorsanız, Pulitzer ödüllü otobiyografik kitabına göz atabilirsiniz: Kahramanlık Ruhu, (The Spirit of St. Louis)
Aynı zamanda yine The Spirit of St. Louis isimli 1957 yapımlı bir film de o heyecanı anlatan bir yapımdır.
Charles Lindbergh, 20 aylık oğlunun fidye için kaçırılıp öldürülmesinin ardından hayata küsmüştür. 'Lindbergh'in kaçırılışı', o dönemde çok ses getirmiştir ve birçok film, dizi ve kitapta yer bulmuştur.
İkinci Dünya Savaşı sonrasında bazı havayolu şirketlerine danışmanlık veren Charles Lindrbergh, Boeing 747'nin tasarım aşamasında da görev almıştır.
Son yıllarını Hawaii'de geçiren efsane pilot, 1974'te hayatını kaybetmiştir.