Gerilimin odağında yer alan Doğu Ege'deki Yunan adalarından Semadirek, Limni, Midilli, Sisam, Sakız, İpsara, Ahikerya'nın 1923 Lozan Antlaşması; Batnoz, İleriye, Kelemez, İstanköy, İleki, Kerpe, Sömbeki, Rodos ve Meis'in ise 1947 Paris Antlaşması'na göre silahlandırılmaması gerekiyor.
Lozan görüşmelerinde bu şartı koşan Türkiye, gerekçe olarak da savaştan yeni çıkmış Türkiye'nin Yunan ordusunun bozgunuyla sonuçlanan '1919-1922 Anadolu seferinin tekrarlanması olasılığının önlenmesini' göstermişti. Yunanistan bu şartı kabul etmişti.
Türkiye'nin tarafları arasında yer almadığı 1947 Paris Antlaşması ise İkinci Dünya Savaşı'ndan galip çıkan ülkeler arasında imzalandı. Bu antlaşma ile savaşta yenik düşen dönemin faşist İtalyası'nın işgali altında bulunan adalar, savaş galibi ülkeler arasında yer alan Yunanistan'a yeniden devredildi.
Bu kez Sovyetler Birliği, Yunan adalarının 'silahsızlandırılması, adalarda askeri üs kurulmaması' şartını getirdi. Moskova, 'Sovyet savaş gemilerinin Ege'deki sefer güvenliği için bunun gerekli olduğunu' savundu.
Ege'deki Yunan adalarının silahsızlandırılma şartları Yunanistan tarafından kabul edildi. Kıbrıs'ta 1963 ve 1964'te çıkan çatışmalara kadar Atina bu şarta sadık kaldı.
Türkiye'nin 20 Temmuz 1974'te başladığı 'Kıbrıs Barış Harekâtı' sonrası, 'olası bir Türk-Yunan savaşından' endişe duyan dönemin Albaylar Cuntası, Türkiye kıyılarına yakın tüm adalara asker yığmaya başladı.
Oysa bu adaların birçoğunda kolluk kuvveti dışında silahlı bir kuvvet bulundurulmaması gerekiyordu.
Ulusal çıkarlar ve üniter devlet yapısını zerre kadar umursamayan ümmetçi bir davanın gündem değiştirmek için yaptığı son hareketi izliyorsunuz. Böyle bir kartın kullanılma ihtimalini çok önceden "kasıtlı çıkartılmış diplomatik kriz" tanımlaması yaparak balon projeler, ibadet etkinlikleri ve sözde bulunan rezervler maddeleriyle beraber birkaç defa belirtmişliğim vardır. Müceccimlikten değil tabii. Referandum öncesi Hollanda ile benzer bir kriz çıkartarak "Evet" oyu için propaganda malzemesi yapılmasından biliyoruz.
sırf seçim olmasın diye fevri bir hareketle savaşa da girebilir bu. sağı solu belli değil ki, ben çok korkarım deliden.
Değil 12 mil, karasuları 6 milden Lozan anlaşmasındaki 3 mile geri çekilmeli. Yunanistan oldu bitti ile egeyi kendi gölüne çeviriyor. 6 mili birazcık geçse egede hiçbir Türk gemisine giriş çıkış kalmıyor. Denize girecek yer bile bırakmak istemiyorlar. Küçücük meis adasını gerekçe göstererek Akdeniz'in yarısını da istiyorlar. Çocuklarımızın torunlarımızın geleceğine göz diktiler. Eğer ses çıkarmazsak torunlarımızın yüzüne bakamayız