Ateistliğinin Yazarlığından Çok Gündeme Geldiği Aziz Nesin'in Şair de Olduğunu Biliyor muydunuz?

Şair olmak ya da olmamak... Sanırım Nesin için hayattaki bir mesele de bu olmuş.

Dünyaca ünlü mizah yazarımız Aziz Nesin'in öykü, roman, oyun, gezi, anı ve sütun yazarlığını hepimiz biliriz. Ancak görünen o ki o gençliğinden yaşlılığına şair de olmak istemiş.

Yayımladığı şiirlerin ilkinin 1934 tarihli olduğunu düşündüğümüzde daha 19 yaşındayken yazmaya başlar Nesin. Ancak dostlar şiir çok çetin bir yoldur ki yazar, kimseye bırakmadan kendi kendisini sürekli eleştirir. İlk şiir kitabı olan ve İlhan Selçuk'un 1957 yılında 1500 tane bastığı 'On Dakika' adlı kitabı kendi deyimiyle 'piyasaya çıkmadan imha eder' Nesin. Ardından uzunca bir süre yazmaz ve 1984'te 'Sondan Başa' adlı şiir kitabı yayımlanır.

Şimdi size bu içerikte Aziz Nesin'in şiirlerinden örnekler sunmak yerine sizi Türk edebiyatında bir zaman yolculuğuna çıkarıp aşağı yukarı 40 sene önceye götürmek istiyorum. Hani edebi dergilerin önemli olduğu, büyük edebiyatçıların birbirlerini dergi üzerinden eleştirdiği o güzel yıllara... Neden derseniz, bakalım Aziz Nesin'in şairliği edebiyat dünyasında nasıl karşılanmış?

Bu içeriğe de kaynaklık eden "Seviye On Ölüme Beş Kala" kitabı ise Ekim 1986'da ilk basımını yapar ve Aziz Nesin bu kitabının hemen başına cesurca kendisine gelen eleştirileri ekler.

Geneli olumsuz olan eleştirilerin içinde olumlular da vardır. İsterseniz benim elimdeki 2. basıma koyulan olumlu eleştirilerden biri ile başlayalım ve hem de Seviye On Ölüme Beş Kala kitabının içeriğini öğrenelim. Yugoslavya'da doğmuş ve ölmüş Türk yazar Necati Zekeriya şöyle diyor Nesin'e yazdığı mektubunun bir kısmında:

'Kitapta üç önemli simgeyi gördüm: yaşlılık, sevi ve ölüm. Aslında insanı Yunan kadim tarihi yazınından bugüne en çok ilgilendiren üç temel sorun. (...) Bizden, biraz da şairaneliğe önem verem ozanlardan 360 derece farkınız şu: Doğru, içinizde olanları, duyduklarınızı söylüyorsunuz, çekinmeden, toplumun uyuşuk törelerine (ahlak gibi) ödün vermeden... (...) Sevinin en güçlü ve insani bir şey olduğunu hastalıklı mecazlara başvurmadan doğrudan söylüyorsunuz...'

Bu arada Aziz Nesin ilk şiir kitabına gelinceye kadar tabii ki çeşitli dergilerde şiirlerini yayımlar. Ve eleştiriler gecikmez... Belki de en sert eleştiri "ödünsüz eleştirmen" olarak tanınan Fethi Naci'den gelir.

Aziz Nesin'in şiirlerinin yayımlandığı Milliyet Sanat dergisinde şöyle yazar Naci (Ocak 1981): 'Aziz Nesin'in 'şiirleri' de ayrı bir konu. Aziz Nesin gibi yaşını başını almış bir yazar o lafları 'şiir' diye nasıl yayımlar, anlamak zor. Karadenizli yapı ustaları ne kadar mimarsa, gülmece yazarı Aziz Nesin de o kadar şair!'

Fethi Naci'nin bu sert eleştirisine cevap ta Çekoslovakya'dan gelir. Nesin'in şiirlerini de çeviren Türkolog Ludek Hrebiçek 10 Ağustos 1984 tarihli mektubunda yazara şöyle der: '(...) Bu eleştirmen, istemeyerek, yapıtlarınızın estetik prensibini de keşfetmiş oldu. Bu yüzden milyonlarca okur sizi seviyor. Siz, soğuk mimari yapmıyorsunuz, yapıtlarınızı gerçek yaşamın tuğlalarından kuruyorsunuz.'

80'lerde İzmir'de çıkan ve Türk edebiyatına etki eden Dönemeç adlı edebiyat dergisinde de "topa koyulur" Aziz Nesin.

Şiir Nasıl Yazılmaz? (Kasım 1980): 'Yalnız yurdumuzda değil, dünyanın da en iyi mizah yazarlarından biri olduğuna inandığımız Aziz Nesin, Saçkıran'da II. Yeni'yi alaya alarak şiirin ne olmadığını okura anlatmıştı. Nesin aynı çabayı sürdürüyor. (...) Aziz Nesin'in yapmak istediğini anlamamış olanlar, onu 'gizli şair' olarak nitelediler. Oysa Aziz Nesin mizah yapıyor mizah!'

Şiire Saygı (Mayıs 1981): 'Aziz Nesin üstadımız, bir yapıtında 'şiire olan saygısından ötürü' şiir yazmaktan vazgeçtiğini yazmıştı. Bunca yılın ve onca kitabın ardından yeniden şiire dönmesi, üstelik yazdığı şiirleri önemli dergilerde yayımlaması oldukça düşündürücü.'

Sıra Oktay Akbal'da... 80'de Aziz Nesin'in dergide çıkan şiirleri, 84'te ise "Sondan Başa" kitabı için oldukça keskin eleştiriler yazar Akbal.

Bir 'Sanat' Dergisi (Mart 1980): '(...) Bu şiirler olgun yaşta, ünlü bir yazarın kendi kendine söyleşmeleri, iç dökmeleri... Ölüm her an kapımızdadır yaş altmışı bulunca, hele biraz da geçince! (...) Aziz Nesin bir şiirin sonunda 'Şimdi dinlenmeye gidiyorum - Hoşça kal güzel dünyam' diyor. Bu güzel dünyaya hoşça kal dememeye olanak yok, biliyorum, bu hepimizin sorunu, ama Aziz Nesin gibi ömrünü en yararlı bir uğraşla geçirmiş sanatçılara yakışmıyor böylesine ölüm korkusuna kendi kaptırmak...'

Şiir Nedir, Ne Değildir? (Haziran 1984): '(...) Kendimde en çok beğendiğim yan, şair olmadığımı, olamayacağımı, şair yaratılmadığımı çok genç yaşta anlamış olmamdır. (...) Aziz Nesin yaşı altmışı bulduktan sonra niye 'şair' olmaya kalktı? (...) Aziz Nesin'deki bu değişim neden? Niye büyük bir dirençle şiir yazmak, yayınlamak, hatta kitapta toplamak ister? Bunu anlamak güçtür.'

Çok mu üstüne gelmişler acaba Nesin'in? Bu soruya cevap verecek yetkinlikte değilim sanırım ama bana biraz öyle geldi. Neyse gelin biraz daha olumlu sayılabilecek iki eleştiri okuyalım da bir nefes alalım.

Behzat Ay (Varlık, 1980): 'Beş altı yıldır Aziz Nesin'in çeşitli dergilerde yayımlanan şiirlerini şaşarak okuyorum. Şaşarak diyorum, çünkü gizli kalmış, daha doğrusu son yıllarda gizlediği ozanlık yönünün böylesine güçlü olduğunu bilmiyordum. (...) Bilmem ki Aziz Nesin'in son yıllarda yazdığı şiirlerini okuyanlar benim kadar şaştılar mı? Çağdaş Nasrettin'imizin şiir yönünün ve yeteneğinin bu denli yetkin olması benim gibi başkalarını da şaşalattı mı?'

Mehmet H. Doğan (Nesin V. Edebiyat Yıllığı, 1981): '(...) Aziz Nesin'in şiirleri, şiirin çilesini çekmiş bir şairin doğum sancılarıyla değil gerek ün, gerekse yaş yönünden olgunluk dönemine ulaşmış, kendine güveni sonsuz bir yazarın rahatlığıyla yazılmış izlenimini veriyor. (...) Biçimse Türk şiirinin 40 yıldır geçirmekte olduğu değişimlerin ortak ürünü bence.

Söylenenlere göre Aziz Nesin şairliği hakkında yazılıp çizilenlere kızar. Ve 1982'de Dönemeç dergisinde yayımlanan bir konuşmasında "Yaratıcılık" hakkında şu görüşleri her zamanki "Nesin mizahı" ile ortaya koyar:

'(...) Yaratıcılığın nerede başladığını bilemem, ama yaratıcılığın nerede bittiği kesin değilse de, gözlemlerime, deneylerime dayanarak söyleyebilirim. Cinsel güç bitince bana öyle geliyor ki, yanılabilirim ama, yani, bana öyle geliyor ki, yaratıcı güç de yavaş yavaş bitiyor. Onun yerine, toplayıcı, derleyici yapıtlar vermeye yöneliyor yazarlar...'

Yani şair olmasını bir bakıma cinsel güçsüzlüğe bağlıyor Nesin. Yankı dergisi ise bu konuşma üzerinden şu eleştiriyi yapıyor yazara: 'Bunları 67 yaşında olup sürekli üreten ve yaratıcı gücünü kanıtlayan Aziz Nesin söylüyor.'

Uzun lafın kısası dostlar, ben bütün bu eleştirilerden şunu anladım: "Sayın Aziz Nesin lütfen üretmeye devam edin fakat şiir değil." Sizin de tahmin edeceğiniz üzere yazar bunu dinlemez ve 3 şiir kitabı daha çıkarır.

İçeriği bitirirken en sevdiğim Aziz Nesin fotoğrafının altına yine en sevdiğim 'Yaşamadan Yaşamak' şiirinin bir kısmını iliştirmek istedim.

'Yaşamak yazmak değil

Ama yazmak yaşamaktır

Kandır kendini yaşlı yazar kandır

Yazarak yazarak yazarak

Yaşamadan yaşadığına inandır'

Aziz Nesin'e göre mizah

Bu içerikler de ilginizi çekebilir.

Duyduk Duymadık Demeyin! Albert Einstein Hayat Hakkında Sorduğumuz Sorularımızı Cevapladı
Kulesinden Tam 36 Yıl Hiç Çıkmamış ve Kelimenin Tam Anlamıyla Bir Deli Şair: Hölderlin
İlk Bilim İnsanları ve Filozofların Hemşehrilerimiz Olduklarını Biliyor muydunuz?

Popüler İçerikler

İstanbul Bağcılar ve Ataşehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Okullarda Yılbaşı Kutlamasını Yasakladı!
Berfu ve Eser Yenenler'in 3. Kez O Ses Yılbaşı'na Katılmaları Tepki Topladı
151 Gündür Oğlu Fatih'i Arayan Baba Esra Erol'a "Bulamıyorsan Müge Anlı'ya Çıkalım" Deyince Ortalık Karıştı
YORUMLAR
08.11.2020

Başlığı Türkçe yazabilir misiniz?

08.11.2020

Çok güzel bir içerik, teşekkürler emeğinize 👏

08.11.2020

Çok güzel bir içerik, teşekkürler emeğinize 👏

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ