Bozok, Atatürk'ün en yakınında yer alan, onun hakkında her şeyi en ince ayrıntısına kadar bilen bir dostuydu.
1903'te Harp Okulu'ndan mezun olana kadar Mustafa Kemal ile birlikte olan Bozok, daha sonra jandarma sınıfına geçerek orduya katıldı. Bu sırada Mustafa Kemal Harp Akademisi'ne devam etti ve kurmay oldu.
Mustafa Kemal o esnada Selanik'te kolağası olarak görev almaktaydı. İkilinin arasındaki derin dostluk bağı da bu zaman diliminde sıkılaştı.
Emekli maaşı kendisine yetmeyecek olsa da Bozok Mustafa Kemal'in önerisini dinledi ve askerlikten çekildi. Bu süreçte geçinmek için kömür ve odun sattı.
Milli Mücadele sürecinde aktif bir şekilde rol oynayan Bozok, aynı zamanda dostu Mustafa Kemal'i de hiç yalnız bırakmadı. Buna Mustafa Kemal'in duygusal hayatı da dahildi...
Öyle yakın bir bağ kurmuşlardı ki, Latife Hanım için Bozok ikinci babası gibi olmuştu. Hatta bir keresinde Latife Hanım ile Mustafa Kemal'in arasında bir gerginlik yaşandığında Latife Hanım Bozok'a mektup yazarak babalık vazifesini yerine getirmesini, aralarındaki gerginliği çözmesini istemişti.
İnönü'nün başbakanlık görevinden istifa etmesi istendiğinde İnönü, Bozok'a ulaşarak Mustafa Kemal ile konuşmasını ve pişmanlığını iletmesini rica etmişti. Çünkü o da çok iyi biliyordu ki, Mustafa Kemal'in kıramayacağı tek insan, Bozok idi.
'Mustafa Kemal sayesinde yaşadım ve her şeye kavuştum. Şimdi samimiyetle söylemeliyim ki, artık Mustafa Kemal'in olmadığı bir dünyada yaşamaktan hiç ama hiç zevk almıyorum.'
9 Kasım'da defterine 'Allah'ım, ya Atatürk'ü kurtar ya da benim canımı al' notunu düşen Bozok, aslında bu acıyla başa çıkamayacağının sinyallerini veriyordu.
'İşte o gün gelmiştir, ben artık aranızdan çekiliyorum. Senden çok memnun olarak ayrılıyorum. Ben hayatımı Atatürk'ün hayatına bağladım ve ondan sonra yaşamamaya karar verdiğim için hayatıma nihayet verdim. Fazla teessüre mahal yoktur. Ebediyen arz-ı veda ederim sevgili karıcığım, Pakize'm.'
Bozok'un odadan ayrılmasının üzerinden birkaç dakika geçtikten sonra silah sesleri duyuldu ve insanlar odaya girdiklerinde Bozok'u kanlar içinde buldu. Ancak Bozok'un intihar teşebbüsü başarılı olamamış; kurşun kalbine değil, akciğerini boydan boya deşerek sırtına saplanmıştı.
Ancak bir yanı hep eksikti, hayattan hiç keyif almıyordu. 25 Nisan 1941'de, Mustafa Kemal'in vefatından 3 sene sonra hayata gözlerini yumdu. Çok sevdiği yol arkadaşına kavuştu...