O da bir insandı ve bazen kaçmak istiyordu her şeyden ve herkesten...Kaynak: Hasan Rıza SoyakHasan Rıza Soyak o tarihlerde Söğütözü'nü şöyle tasvir eder: Orman çiftliğinin arazisi içinde; Balgat köyünün altında Söğütözü denilen bir yer vardır; burada oldukça bol su, bir küçük havuz ile ilk zamanlarda belki yüz kadar yetişmiş söğüt ağacı vardı.Şöyle cevap verirler Paşa'ya: 'Paşa'm buradakiler söğüt ağacı; arsız ağaçtır. Sökeriz başka bir yere dikeriz, mutlaka tutar.''Burada yetecek kadar söğüt ağacını kendi ellerimle sökeceğim, kendi ellerimle dikeceğim, önce tuttuklarını göreceğim, sonra kulübe yapımına izin vereceğim.'Önce yerleri değiştirilecek ağaçlar için yeni kuyular açtırılır; sonra ise ağaçlar sökülüp açılan çukurlara dikilmeye başlanır. Gazi ise sabahları çok erken Söğütözü'ne gelir akşam oluncaya kadar işçilerle beraber çalışır.Bazen de işçilerle anlaşamazmış Gazi. Yapılan işler için talimat verirken 'paralel, dikey' gibi kavramlar kullanır ve işçiler anlamaz. Bunun üzerine Gazi sinirlenerek bizzat işin başına gidip durumu düzeltirmiş.'Kesin bir şey söyleyemem Paşa'm' der Hasan Rıza Soyak ve ekler: 'Yalnız bana öyle geliyor ki, önümüzdeki kış çiftlik, yakacak bakımından sıkıntı çekmeyecek.' Bunun üzerine bıyık altından gülümser Atatürk ve 'Bana da öyle geliyor.' der.Gazi sık sık oraya gider, bazen yemeklerini de orada yer. Sonrasında ise ot minderli sedire uzanarak sakin ve rahat şekilde uyur. Kısacası Atatürk huzuru birkaç ağaç ve bir kulübede ve hem de bozkırın ortasında bulur.
Bir insan bu kadar mükemmel olur mu ya. Her defasında aşık oluyorum her defasında....
Bilgi ve paylaşım süper. Fakat en sonda yer alan; meşhur fotoğraf ile ilgili bilgi yanlış. O fotoğraf; Ankara söğütözü değil, Yalova Yürüyen Köşk’te çekilmiş bir fotoğraf...