Olayın ardından açıklamalarda bulunan Melek Nida Şahin, Bülent Yılmaz’ın önce eşiyle tartıştığını daha sonra ise kendisine küfür ettiğini belirterek, 'Kadınlar hakkında genellemeler yapmaya başladı. Kızı yanıma gelerek, ‘Babam normalde hayvanları çok sever ama biraz sinirli. O yüzden böyle davranıyor’ demesi üzerine ben de olağan şeyler olduğunu söyledim. Bu sırada bana doğru dönerek, ‘Kadın değil mi, hepsi aynı işte’ diyerek küfür etmeye başladı. Sinirlendim ama duymamazlıktan gelerek masama oturdum. Masamın üzerinde Atatürk portresi vardı. Portreye bakıp daha sonra bana, ‘Sen Atatükçü müsün?’ ben de ‘Evet’ dedim. Atatürkle ilgili ileri geri konuşup hakaret ve küfürler etmeye başlayınca uyardım. Daha sonra küfrün dozunu artırdı. Bende kendisine ‘Burada Atatürk’e hakaret edemezsin’ diye tepki verince ‘İstediğim yerde istediğim gibi konuşurum’ dedi. Klinikten çıkmasını istedik. Küfürlerini benim şahsıma yöneltmeye başladığında görüntü çekmeye başladım. Görüntü çektiğimi görünce Atatürk’e olan küfürlerine devam etti ve daha sonra beni darbedip daha sonra gitti. Olaydan sonra hastaneye gittim ve darp raporu alıp şikayetçi oldum. Kendisini 'hukuka' teslim ediyorum. Bundan sonra hiç kimse Atatürk’e ve şerefli Türk kadınlarına hakaretlerde bulunma cesaretinde bulunmasın” dedi.
Atatürk'e sevginin ve nefretin bu denli yoğunlaştığı başka bir döneme denk gelmedim. Bu gibi şerefsizler Cumhuriyet topraklarında yaşamayı hak etmiyor.
Boş zihne ne doldurursan onu alır. Manipülasyona açıktırlar.Böyleleri için en güzel ceza doğru kaynaklardan tarihi ve cumhuriyeti öğretmek olur, yeterince bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmayı yasaklamalı bunlar için. Çocukluktan kalma bı travma ve ya döl artığı değilse biraz olsun anlayabilme kapasiteleri olur belki.
O ilaclarin etkisiyle gelin anamida yapin niye demiyon sivri zekali aptal.....