Ülkemizde milyonlarca öğretmen atama bekliyor. Daha önce, atanamadığı için canına kıyan, atanmayı beklerken farklı işlerde çalışırken hayatını kaybeden pek çok genç öğretmenin haberi yüreklerimizi yaktı. Fakat bir sokak röportajında, atanamayan bir tarih öğretmeninden tüm bu sistem üzerine uzun uzun düşündürecek bir yorum geldi.
Deniz anaları da beyni olmadan yaşayabiliyor. Neremizle nasıl gülelim ve de nasıl sinirlenelim bilemiyorum. Hazır beton kamyonları sıraya girse o derin çukuru dolduramaz. Ne güzel taklalar atarak konuşuyor, en kötüsü de utanç duygusunun kaybolması. Malum partiyi destekleyen kitle çeşit çeşit. Cahil bırakılmışlar, çıkarcılar, hortumu bağlayanlar, işten atılma korkusu yaşayanlar, üç kuruş yardım alanlar, yobazlar vs. Bunların içinde eğitimsiz bir o kadar da eğitimli ama bir yandan çıkarcı bencil insan var yani bu sadece cehaletle alakalı değil bu sadece ekonomi bilmezlik ülkeden bir haber olmak değil, işlerine gelmiyor. Ülke ne halde adalet ne halde insanlar ne halde umurlarında değil. Bu adam açık ve net çıkarcılar grubuna mensup. Hortumu kendine bağlayanlar konuşursa böyle konuşur.
Otumu samanımı yerim, gevişimi getiririm diyor, dolandıra dolandıra söyledi ama kestirmeden gidince bu sonuç çıkıyor, bi de bilmiş bilmiş konuşuyor kırdığım, senin amacın ne la? Dünyanın en etkili beşyüz müslümanı arasına mı girmeye çalışıyon aklınca küspe
Öğretmenin verdiği röportaja bak.. "Gidişattan memnunum" dedikten sonra kalan röportajın içler acısı olacağı belliydi, nitekim öyle de olmuş. Bence de başka bir iş yapmaya devam et mümkünse.