Su Şanad Tiyatro Bölümünü mezunu. Tiyatro'da aktif olarak görev yapıyor. Instagram'da aslında bağıra bağıra söylemek isteyip de söyleyemediğimiz cümleleri dile getirdiği bir sayfası var. Su Şanad sayfasının amacını şu şekilde anlatıyor;
'Hepimiz hayatımız boyunca insanları kırmamak için bol bol rol yapıyoruz. Ama tabii bu fazlasıyla yorucu bir şey. Bir gün bir arkadaşım aradı ve ısrarla buluşmak istedi. Ona, 'Seni görmek istemiyorum şu an.” diyemediğim için hasta taklidi yaptım. Neden böyle davranmak zorunda kalıyoruz ki? diye düşündüm sonra. Galiba toplumun bize dayattıklarını yaparken öz saygımızı yitiriyoruz ya da bazen “Herkes beni sevsin.” dürtüsüyle düşündüklerimizi saklıyoruz. İşte tam da bu sayede çıktı Filtresizler. Bu benim -olabildiğince- filtresiz kendimi ifade etme biçimim oldu. Telefonu kapatınca aklımdan bu zamana kadar söyleyemediğim onlarca cümle geçmeye başladı, yani bir sürü “Aaaa öyle söylenmez”. Aslında hepimizin içinden geçen ama yuttuğumuz cümleler… Bizi biz olmaktan alıkoyan herkese ve her şeye karşı dik durmak gerektiğine inanıyorum lakin yazdığım her şeyi dile getirebiliyor muyum? Hayır! Ama en azından bir yerden başladığım için mutluyum. Doğrusu, sadece içimi dökmek için başlamıştım; buraya geleceğini tahmin etmedim. Arkadaşlarım, ailem ve takipçilerim müthiş ilham veriyorlar bana. İnsanlar patronuna, kayınvalidesine, sevgilisine söyleyemediği her şeyi açık açık bana yazıyor ve hatta bazen ben bile filtrelemek zorunda kalıyorum bunları :)) ufak bi elekten geçiriyorum diyelim. Aynı duyguları paylaşıyor olmak müthiş. Daha söylenecek çok şey var. İçinize atmayın ki, birlikte iyileşelim, iyileştirelim :)))'
Sevgili editörler; şunları siteden almayın üşenmeyip ss alıp fotoğraf olarak koyun. Şirket bilgisayarından giriyorum instagram engelli görünmüyor tüm tadım kaçıyor.
Patatesi kesinlikle ortaya söylemedim, benim o.
Bir kısmı söylenilebilir şeyler aslında. Açık sözlü olan, yapmacık olmayan herkes söyler. "Sevmediğiniz bir insanla iyi gecinme çabasına siz medeniyet diyorsunuz, ben ise sahtekarlık. Bu yüzden anlaşamıyoruz." C.Bokowski. bir kısmı ise baskılanmış id gibi bir şey. Söylenmesi zaten çok da uygun olmayan durumlar.