Evlilik, her ne kadar çiftlerin birbirini görüp beğenmesi, anlaşması sonrası onların kararıyla gerçekleşen bir olay olsa da, yapılacak her şeye aileler karar veriyor. Siz ortamlarda istediğiniz kadar 'abiii düğün salonu falan çok saçma ben istemiyorum' deseniz de, düğünün yapılacağı salon çoktan aileniz tarafından tutulmuştur bile. Bu âdetlerden kaçamazsınız. Kabullenin ve bir an önce gerçekleşip bitmesi için dua edin.
Hediye alıp vermek çok güzeldir evet ama bu ne kardeşim ya? Bu bohçaların içine neden beyaz don, çorap, atlet gibi şeyler koyuyorsunuz? Asker uğurlamasına mı gidiyoruz evleniyor muyuz belli değil. Kaynanaya ayrı, görümceye ayrı hediyeler, havlular, patikler ve neden o bohçada yer aldığını asla anlamadığımız onlarca ürün. Kimse de durup demiyor ki biz ne yapıyoruz.
'Ben kına gecesi yapmam, bekarlığa veda partisi yaparım sadece' dersiniz. Sonra bir bakmışsınız, arkadaşlarınız yüzünde müstakbel eşinizin maskeleriyle etrafınızda dönüp duruyor. Yanık sesli uzaktan akrabanız, 'yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar' söyleyip sizi ağlatmaya çalışıyor. Elinize kına yakılacak iken halanız yandan sizi dürtüp, 'elini açma elini açma altın koysunlar' diyor. Düşününce bile fenalık geliyor insanın içine.
Kadına duyulan saygıyı yerle bir eden, cinsiyetçi bu gelenek de, istediğimiz kadar karşı çıksak da sırf aileler dırdır yapmasın diye kabul etmek zorunda kaldığımız olaylardan biri.
İlk nerede kullanıldı, kimin aklına geldi bilinmez ama neden güzel kardeşim neden? O yüzükler ne güzel kutusunda duruyor, oradan alıp taksana. Sünnet çocuğu gibi süslemişsiniz güzelim tepsileri. Buna bir durun diyelim artık!
İnsan sevdiğine yapar mı bunu? Sırf bu yüzden hayatını kaybeden damatlar bile var biliyorsunuz. Tamam bugüne kadar neden olduğunu anlamasalar da tüm gelin adayları bunu yapmış ama bari sen dön bu hatadan!
Düğün fotoğrafları deyip hafife almamak lazım, inanılmaz para var bu işlerde. Sırf bu masraftan kaçmak için 'bizim bir arkadaşın fotoğraf makinesi var, çiçek böcek çekiyor yetenekli birisi. O gelip çekecek fotoğraflarımızı' diyenler de var tabi ama o fotoğraflar da genelde hüsranla sonuçlanıyor. Hadi bir yere para verelim de güzel birkaç fotoğrafımız olsun dersiniz. O zaman da ortaya böyle acayip, 'sebebi neydi ki' diyeceğiniz fotoğraflar çıkar. En güzeli telefondan çekmek vallahi.
Bu devirde çeyiz mi kaldı demeyin, kaldı çünkü. Siz bu işlere hiç bulaşmak istemeseniz de, anneniz 3 yaşınızdan beri sizin çeyizinizi hazırlıyor. Patikler, yaka örtüleri, dantel takımları, fiskos örtüleri, her şey hazır. Çoğunu asla kullanmayacaksınız ama hazır işte. Ee kadın o kadar emek vermiş yıllarca, bunları sergileyip insanlara göstermesin mi şimdi? Çeyiz, evin her yerine asılır, dosta düşmana hava atılır. Sonra bir güzel paketlenip sandığa konulur. Gelin evine doğru yola çıkar.
Bir sürü para verip gelin arabasını süslettiğiniz yetmiyormuş gibi bir de gelin arabasının önünü kesen çocuklara para vermek zorundasınız. Eskisi gibi boş zarfla falan da kurtaramazsınız bu arada. Çocuklar işin kurdu olmuş. Zarfın içine bakmadan arabanın önünden çekilmiyorlar.
Tamam evlendiniz mutlusunuz, süper ama ne gerek var böyle on kilometre çapındaki herkese bunu duyurmaya?
Eniştelerin bayılarak yaptığı, damat tarafının hiç hoşlanmadığı ama sahte gülüşlerle katıldığı, dünyanın en kötü şakalarına hoş geldiniz. Söz sırasında makas kesmez, damat eve girecekken kapı açılmaz, çeyiz sandığı gelince üstüne oturulur. Hepsinin de tek bir ortak amacı vardır: para toplamak. Kardeşim, gelinle damadın beli bükülmüş zaten düğün masrafları yüzünden. Yapmayın artık şu şakaları!
Sen istediğin kadar ilk dans şarkını, izlediğin o romantik filmin müziklerinden seç, o düğünde oyun havası oynanacak! Düğünler gerçekten asla hayal ettiğiniz gibi olmuyor. doksanlar pop müzik piyasasının güzel şarkılarından seçer, arkadaşlarımızla eğleniriz diye düşünürsün. Sonra bir bakmışsın dayın Ankara'nın bağları çaldırmış, seni zorla oynamaya kaldırıyor.
Kuaföre gidip, istediğin saçı tam olarak tarif edersin hatta o da yetmez fotoğrafını gösterir, 'bunu istiyorum, lütfen abartılı bir model olsun' dersin. Sonra kuaför, seni hiç dinlememiş gibi kendi kafasındaki uçuk modeli saçına uygular. Düğüne çok az vakit kaldığı için bozup yeniden de yaptıramazsın. Kendi düğününe kafanda bir kuş yuvasıyla katılmak zorunda kalırsın. Allahım ne çok acı var...
'Ulan sonuçta bir kere evleniyorsunuz. Yakın arkadaşlarınızla şöyle komik bir fotoğraf çektirin de anı olarak kalsın' diyen insanlara kanmış olabilirsiniz ama bu tip fotoğraflar genelde korkunç bir sonla bitiyor. Düğün fotoğrafçısı, 'şimdi tüm nedimeler gelinin kafasına vursun' dediğinde, bir yerlerde yanlış yaptığını anlıyorsun aslında ama çok geç oluyor.
Neymiş, evin bereketi artarmış. Kardeşim böyle bereket mi artar Allah aşkına? Gelinin başından aşağı buğday dökerek bereketin artacağına kim inandırdı sizi? Bunlar hep altın takmamak için oyunlar oynayan akrabaların işi. Kimse bizi sınamasın. Bereket istiyorsanız altın takın.
Çocukluğumdan beri en sevdiğim şeydir havai fişekler ama sayenizde düşman olduk. Her yaz ömrümüzü yediniz. Havai fişeksiz düğün olmaz diyen halalarımız yüzünden düştüğümüz hale bak.
Bu etkinlik ne güzel bir ara unutulmuştu. Sonra dizi sahneleri ve sosyete arasında moda olması yüzünden yeniden hayatımıza girdi. Dayanacak gücümüz kalmadı artık. Beğenmeyen oğluna almasın!
Bence abartılmadığı sürece hepsi gayet de güzel. Sonuçta bizim geleneğimiz bunlar. Sahip çıkmalıyız.
Sevgili editör asla abartmadığımız sürece bizlere özgü olan adetlerimizi yerden yere vuracak kadar kendini zirvede zannetme.Herkesin beğendiği ve istediği tercihler olur onu da zaten kendi yaşantılarında gösterirler.Saçma salak düşüncelerinle bir de güzel adetlerimizi çirkinleştirmişsin.Çirkinliğini karakterine ya da etrafında çirkin olmaya layık aptallara sakla lütfen.
Neden toplumun gelenek diye bağrına bastığı bi takım davranışları böyle abartı bi şekilde eleştirdiğinizi anlayamıyorum doğrusu :) Sonuçta bunlara birileri saygı duyuyor ve sizin saygı duyduğunuz bir şeye saçma denmesi de hoşunuza gitmez eminim. Ayrıca gelenek olsun ya da olmasın neden saçma olsun ki? Sizin sıkıldığınız havai fişek gösterisi için düğüne giden ufaklıklar var:) Kırmızı kuşak da sadece bedenen değil fikren de bir simge bence :) tıpkı her gelinin giydiği beyaz gelinlik gibi. Gelin hamamı , makas kesmiyor, çeyizin üstüne oturma, ayakkabı saklama, oyun havalrı, tuzlu kahve olayları.. Hepsi birbirinden eğlenceli bence :) Yazar burda ne söylemek istemiş bilemem ama ben etliye sütlüye karışmam diyor genel konuşuyorum:) Keşke modernleşirken elimizdekileri bizi denizin dibine çeken ağırlıklar olarak görmesek 😊 İyi akşamlar 😉