Aşkın Tekil Hali'nden Düşündürücü ve Kendimizden Bir Şeyler Bulabileceğimiz 20 Alıntı

''Hissettiklerimi anlamlandıramıyordum. Heyecanlı mıydım, endişeli mi, yoksa sadece meraklı mı? Cinsiyetlerin özünü birbirinde kaybetmiş bir haldi. Kendine özgü, ama yine de her birinden bir parça taşıyordu. Güzelliğinin tanrının bir armağanı olduğu gün gibi ortadaydı, ama yanlış zamanda ve yanlış şekilde verilmiş cömert bir armağan.''

Can Yılmaz'ın 'Aşkın Tekil Hali' kitabından, herkesin bir şeyler çıkartabileceği, düşündürücü, etkileyici ve dokunaklı 20 alıntı.

1. Şehir ne kadar kalabalıklaşırsa, bizler o kadar yalnızlaşmaya gidiyorduk. Şehir koca bir dünya olmuştu ve artık herkes kendi başına bir gezegendi. Atmosferinde yalnızlık dolu olan birer gezegen.

2. Benim şeytan üçgenim zihnimdi. O kadar çok anı yutmuştu ki bugüne kadar, hiçbiri su yüzüne çıkmaya cesaret bile edemiyordu, daha derine gömülme korkusuyla.

3. Yalnız olmak, sadece tahterevalliye binememektir çoğunlukla. Ya da diğer ucuna oturanın tüm duygularını hiçe sayarak kendi isteğimiz ve zevkimize göre bir aşağıya bir yukarıya çekmektir.

4. Bir kan gölünün üzerinde tüm ahengiyle yüzen nilüferler gibi, her küçük şey gözümü boyamaya yetiyordu...

...İçine girince, yeni doğan bebek gibi anne rahminden kanlar içinde çıkacağımdan emindim, ama yine de ölü doğan bir bebeğin düş kırıklığını hissedecektim. Bir filmin siyah beyaz olduğunu bilerek izleyip, nedensizce nesnelere sahip olmadıkları renkler yüklüyordum.

5. Hiçbir şeyin olmazsa eğer, kaybetme korkun da olmaz.

6. Saçlarımın arasına gizlenmiş ama hep orada var olduğunu haykırır gibi, küstahça arada sırada beliren beyaz bir saç teli gibiydi onsuz olmak.

7. Düşüncelerimin paramparça olmasını isterdim. O kadar çoklar ki hiçbir yere sığdıramıyorum.

8. Yaşamak her gittiğimiz şehirde ardımıza bile bakmadan bıraktığımız gözleri, her gün biraz daha özlemekti.

9. Hatıralar en çok rüyalarda çıkıyor karşımıza. Ve uyanmamak için ruhumuzu kelepçeliyoruz yatağa.

10. Yaşamanın kaynağı mutlu olmaktı galiba. Peki, mutluluk dediğimiz şey kendimizi iyi hissetmek midir acaba, yoksa başkasına iyi hissettirmek mi?

11. Bir nöbetti bizimkisi, düş kırıklarını bugün alıyorduk, ertesi gün bir başkasına vukuatlı teslim ediyorduk.

12. Nasıl bir mezarlık insan hafızası? Ne kadar çok olursa öldürdüklerimiz ve unuttuğumuz hatıralar, hep yer buluyor bu engin mezarlıkta..

13. Bugüne kadar hep; her yere yetişmeye çalışırken kargaşada, kendimize geç kalmıştık. Bir bakmıştık ki, kendimize ait sadece adımız kalmış.

14. Eczacının, ruhunun iyileşmesi için verdiği ilaçlar, belki ruhunu ferahlatamamıştı ama bedeninin öldürmeye yetmişti...

...Hastalıkları iyileştirmek için var olan “ECZANE”nin sadece harflerinin yerini değiştirerek “CENAZE”ye dönüşmesine en uygun örnekti.

15. Şarap kadehindeki dudak izi gibiydi ondan sonraki hayat. Bıraktığı tat, lekeden daha geç çıkıyordu.

16. Saatimizi mutluluğa kurmuştuk ama pil hiç dayanmıyordu. İki kara parçası arasında bir boğaz vardı ama bizim köprülerimiz çoktan yıkılmıştı.

17. Sözlük karıştırmak gibiydi seni tanımak. Her gün yeni bir duygu öğreniyordum.

18. ...ve bir gece bütün yalnızlıklarımızla birlikte el ele tutuşarak geçiyorduk şehrin en ihtişamlı insan köprüsünden...

19. Pişmanlık etrafımızda hiç okumadığımız kitaplar gibi birikir. Önemli olan hangisinin filmini izleyip tüm hikayeyi berbat edeceğimize karar vermektir.

20. Gülmek iki işe yarar şu hayatta. Ya mutluluğunu gösterirsin ya da hüznünü örtersin.

Popüler İçerikler

HTŞ Lideri Colani Kadına Başını Örtme Talimatı Verdiği Videoyla İlgili İlk Kez Konuştu
"Aşk Solcudur..." Kızılcık Şerbeti'nde Deniz Gezmiş Anıldı
Kızılcık Şerbeti'nin Görkem'i Özge Özacar'dan Pembe'nin Osmanlı Tokadına Yanıt
YORUMLAR
12.05.2016

#6 ne kadar da doğru...

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ