Aşkı Uğruna Osmanlı Devletinin Parçalanmasına Sebep Olan Kadın Gertrude Bell'in Hayat Hikayesi

17.10.2021 - 08:00

Osmanlı, hanedanlığı süresince dahili ve harici birçok düşmanla karşılaştı. Birçoğu umduğunu bulamazken kimileri amacına ulaştı. Bunlar arasında bir isim, İngiliz casus, Gertrude Bell ise yaptıklarıyla tarihe geçti. Tek başına koca imparatorluğu parçalayan Bell, tarih sayfalarına adını kazıdı.

Kaynak: Cavit Pancar, World History

İngiliz casus Gertrude Margaret Bell, 1868'in sıcak bir temmuz gecesinde Durham kentinin ayrıcalıklı bir ailesinin çocuğu olarak dünyaya geldi. Ancak henüz üç yaşındayken annesinin vefat etmesi sonrası hayatı tümden değişecekti.

Babasının birkaç yıl sonra oyun yazarı Florence Oliffe ile evlenmesiyle birlikte Bell'in üç yeni üvey kardeşi oldu. Çocukluk dönemi onlarla geçerken tarih okumak için Oxford Üniversitesi'ne gitti ve okuldan birincilikle mezun olan ilk kadın olarak tarihe geçti.

Mezuniyeti sonrası kendisini yollara atan Bell, önce Avrupa, peşi sıra Orta Doğu'ya gitti. 1897-1903 yılları arasında iki kez dünya turuna çıkarken Kudüs ziyareti sonrası Arap dünyasına karşı büyük bir ilgi duymaya başladı.

Yazdığı anılarla birlikte kısa sürede popülarite yakalayan Bell'e atfedilen "Irak'ın Taçsız Kraliçesi" lakabı o zaman söylenmeye başlandı.

I. Dünya Savaşı patlak verdiğinde İngiliz hükümeti, Bell'in Arap dünyasındaki nüfuzundan faydalanmak isteyince ajanlık dünyasına resmi olarak giriş yaptı. Görevi Arapları Osmanlıya karşı kışkırtarak ayaklanma başlatılmasına yol açmaktı.

Ancak hayatının en acı haberlerinden biri o dönemde geldi. Hayatı boyunca hiç evlenmemiş, yalnızca bir kez nişanlanmış olan Bell, sevdiği adamı Çanakkale Savaşı sırasında kaybetti. Ve bu onda derin bir iz bıraktı.

Sevgilisinin intikamını Türklerden almak isteyen Bell'in artık tek amacı Osmanlı Devletini dağıtmak olmuştu. 1915'te Osmanlı'ya karşı ayaklanma başlatmak üzere gönderildiği Kahire'de tanıştığı ABD ajanı T.E.Lawrence ile birlikte bir ortaklık başlattı.

İsyanın her detayını belirleyen Bell, I. Dünya Savaşı sonunda Osmanlı'nın Orta Doğu topraklarından atılmasını sağlayan isim oldu. Savaştan sonra Arabistan'daki yaşamını sürdürürken Irak'ın yönetimini oluşturan kilit isim oldu.

Yalnızlık ve bozulan sağlığının sürüklediği depresyonla birlikte Bell, 12 Temmuz 1926'da yüksek dozda uyku hapı alarak intihar etti. Cenazesine Irak Kralı başta olmak üzere binlerce insan katıldı. Geride ise kan gölüne çevirdiği Orta Doğu'yu bıraktı.

İngiliz ajan ve arkeolog Gertrude Bell'in hayatı 2015 yılında Queen of the Desert adlı filme konu oldu. Werner Horzog'un yazıp yönettiği, Bell'i Nicole Kidman'ın canlandırdığı film, meraklı ve maceracı Bell'in hayatının bilinmeyen yönlerini konu ediniyor.

YORUMLAR

Halil Ertuğrul

17.10.2021

Koskoca Osmanlıyı bu kadın yıktıysa Osmanlı üfürükten bir devletti.

184

Bozkurt

17.10.2021

Ajanlık konusunda Vahdettin'in gerisinde kalmıştır kendisi.

152

aseltashmametov

17.10.2021

Osmanlı 1800lerden beri yıkılmış bir ülkeydi. Sokakta yaşanan kavgayı ayıramayacak durumda olan bir ülkeden bahsediyoruz. Uflesen yıkılacak. İç ayaklanmalar bu yüzden etkili olmuş. Osmanlı bu kadın yüzünden yıkılacak bir ülke değildi zaten yıkılmıştı

103

TÜM YORUMLARI OKU (13)

Aşkı Uğruna Osmanlı Devletinin Parçalanmasına Sebep Olan Kadın Gertrude Bell'in Hayat Hikayesi

İngiliz casus Gertrude Margaret Bell, 1868'in sıcak bir temmuz gecesinde Durham kentinin ayrıcalıklı bir ailesinin çocuğu olarak dünyaya geldi. Ancak henüz üç yaşındayken annesinin vefat etmesi sonrası hayatı tümden değişecekti.

Babasının birkaç yıl sonra oyun yazarı Florence Oliffe ile evlenmesiyle birlikte Bell'in üç yeni üvey kardeşi oldu. Çocukluk dönemi onlarla geçerken tarih okumak için Oxford Üniversitesi'ne gitti ve okuldan birincilikle mezun olan ilk kadın olarak tarihe geçti.

Mezuniyeti sonrası kendisini yollara atan Bell, önce Avrupa, peşi sıra Orta Doğu'ya gitti. 1897-1903 yılları arasında iki kez dünya turuna çıkarken Kudüs ziyareti sonrası Arap dünyasına karşı büyük bir ilgi duymaya başladı.

Yazdığı anılarla birlikte kısa sürede popülarite yakalayan Bell'e atfedilen "Irak'ın Taçsız Kraliçesi" lakabı o zaman söylenmeye başlandı.

I. Dünya Savaşı patlak verdiğinde İngiliz hükümeti, Bell'in Arap dünyasındaki nüfuzundan faydalanmak isteyince ajanlık dünyasına resmi olarak giriş yaptı. Görevi Arapları Osmanlıya karşı kışkırtarak ayaklanma başlatılmasına yol açmaktı.

Ancak hayatının en acı haberlerinden biri o dönemde geldi. Hayatı boyunca hiç evlenmemiş, yalnızca bir kez nişanlanmış olan Bell, sevdiği adamı Çanakkale Savaşı sırasında kaybetti. Ve bu onda derin bir iz bıraktı.

Sevgilisinin intikamını Türklerden almak isteyen Bell'in artık tek amacı Osmanlı Devletini dağıtmak olmuştu. 1915'te Osmanlı'ya karşı ayaklanma başlatmak üzere gönderildiği Kahire'de tanıştığı ABD ajanı T.E.Lawrence ile birlikte bir ortaklık başlattı.

İsyanın her detayını belirleyen Bell, I. Dünya Savaşı sonunda Osmanlı'nın Orta Doğu topraklarından atılmasını sağlayan isim oldu. Savaştan sonra Arabistan'daki yaşamını sürdürürken Irak'ın yönetimini oluşturan kilit isim oldu.

Yalnızlık ve bozulan sağlığının sürüklediği depresyonla birlikte Bell, 12 Temmuz 1926'da yüksek dozda uyku hapı alarak intihar etti. Cenazesine Irak Kralı başta olmak üzere binlerce insan katıldı. Geride ise kan gölüne çevirdiği Orta Doğu'yu bıraktı.

İngiliz ajan ve arkeolog Gertrude Bell'in hayatı 2015 yılında Queen of the Desert adlı filme konu oldu. Werner Horzog'un yazıp yönettiği, Bell'i Nicole Kidman'ın canlandırdığı film, meraklı ve maceracı Bell'in hayatının bilinmeyen yönlerini konu ediniyor.

Popüler İçerikler