Hastanede Camille'in heykel yapmasına bile izin vermiyorlardı. Kardeşi Paul’a yazdığı mektupta hastanede oluşuyla ilgili şunları yazdı:
”Akıl hastanesi! Evim diyebileceğim bir yere sahip olma hakkım bile yok! Onların keyfine kalmış işim! Bu, kadının sömürülmesi, sanatçının ölesiye ezilmesi… Mahsus kaçırdılar beni, onlara tıkıldığım yerde fikir vereyim diye, yaratıcılıklarının ne kadar sınırlı olduğunu biliyorlar çünkü. Kurtların kemirdiği bir lahana gibiyim şimdi, yeni filizlenen her yaprağımı büyük bir oburlukla mideye indiriyorlar…
Bilmiyorum, kaç yıl oldu buraya kapatılalı ama tüm hayatım boyunca ürettiğim eserlere sahip çıktıktan sonra şimdi de kendilerinin hak ettikleri hapishane hayatını bana yaşatıyorlar…
Bütün bunlar Rodin şeytanının başının altından çıkıyor, kafasında bir tek düşünce vardı zaten kendisi öldükten sonra benim sanatçı olarak atılım yapıp onu aşmam, bunu engellemek için de yaşarken olduğu gibi ölümünden sonra da ben hep mutsuz kalmalıydım… Her bakımdan başarıya ulaştı işte!
Bu esaretten çok sıkılıyorum… Eve hiç dönemeyecek miyim, Paul?”
Her başarılı erkeğin arkasında bi kadın, her başarısız kadının önünde bi erkek vardır.
Erkekler kendilerinden başarılı ve zeki kadınlara asla ama asla tahammül edemezler. Mutlaka türlü entrikalarla ayağını kaydırmaya çalışırlar. O kadar çok yaşadım ki bunu. Sadece erkek olduğu için başarılı sıfatını hakettiğini düşünen bütün erkekleri Allah kahretsin!
''Bu esaretten çok sıkılıyorum… Eve hiç dönemeyecek miyim, Paul?” anlamı uzun kısa cümleler..