Leyla uğruna çöllere düşen Mecnun, Şirin uğruna dağları delen Ferhat, Aslı'ya kavuşamadan yanıp kül olan Kerem, ayrı yaşamaktansa birlikte ölmeyi göze alan Romeo ve Juliet... Hepimiz bu fedakarlık ve hüzün dolu aşk hikayelerini dinleyerek büyüdük. Belki birgün efsane olabilecek bir aşk yaşarız umuduyla yıllarımız geçti. Aşk denilen duygunun kendi başına bir efsane olduğunu kabul etmek istemedik.
Kimi zaman daha çok sevilmek için, kimi zaman sevgimizi göstermek için, kimi zaman sevdiğimiz insanı kaybetmemek için türlü fedakarlıklar yaptık. Her ne kadar Hegel 'bir insanın sana neler verebileceği değil, senin için nelerden vazgeçeceği önemlidir.' derken biraz haklı olsa da yaptığımız fedakarlıklar çoğu zaman kendimizden vazgeçtiğimizin acı birer kanıtı oluyor.
Modern kölelik amk ne aşkı
aileden vazgeçmek mi? aşk uğruna aileden vazgeçmiyorsun sadece aşk için aileyi bir rafa çekiyorsun bir zaman sonraa anaaaaaaaaaaaa babaaaaaaaaaaa diye tutuşuyorsun..vazgeçmek ve rafa çekmek farklıdır..
ben dans kursuna gitmemek için ayrılmıştım içimden baçatanın amk demiştim