Aşk kazanacak diyoruz, başka da bir şey demiyoruz. Detaylar aşağıda!
Not: Fotoğraflar izinli olarak yayınlanmaktadır.
Aşk kazanacak diyoruz, başka da bir şey demiyoruz. Detaylar aşağıda!
Not: Fotoğraflar izinli olarak yayınlanmaktadır.
Tabii, ben Alitan Yıldırım. Aslında gerçek adım Alican. Bunu çok soruyorlar ama sosyal medyada değiştirmemin ciddi bir nedeni yok. Yalnızca kullanıcı adlarını tam alamıyordum ben de biraz da “Söyle bakalım Alitaann” repliğinden yola çıkarak temiz kullanıcı adı yarattım. 20 yaşındayım, İzmir’de ikamet ediyorum. Görsel sanatlarla ilgileniyorum, fotoğraf çekilmekten ve paylaşmaktan çok hoşlanıyorum. Instagram gönderilerimi de genelde giydiklerim, çekildiğim fotoğraflar için takip ediyorlar.
Aslında hep hissediyorsun ama küçük yaşlarda duygusal olarak düşünemiyorsun. Yavaş yavaş karşına çıkan insanlarla daha çok kendini bir renge sığdırıyorsun. Ergenliğimin ortalarında 2 haftalık ilişkim olduğunda Sevgililer Günü'ne denk gelmişti. Çocuk bana Sevgililer Günü'nü kutlamayacak mıyız dediğinde ben saçmalama iki erkeğiz dalga mı geçiyorsun demiştim ahahah. Buralardan bugünlere geldim. Yani kısacası biraz da duygusal kısmı yaşın büyümesiyle, olgunlaşmayla anlaşılan bir şey. Ama sonradan gerçekleşen bir durum kesinlikle değil. “Tercih” denmesini kabul etmiyorum. Yalnızca daha erken ya da daha geç farkına varıyoruz. İnsandan insana değişiyor.
Ben tek çocuğum ve annemle ikimiz yaşıyoruz. Annem öncesinde zaten hep şüpheleniyordu. Benim erkek çocuklarıyla futbol oynamamam bile şüphelenmesi için bir sebepti. Belirli bir olgunluğa eriştikten sonra onunla konuşmak istedim. O da direkt konuyu anlayıp “anladığım şey mi” diye sordu. Ağlamaya başladım ve karşılıklı ağladık. Sarıldı, etti ve her zamanki toz konduramayışıyla bir yolunu bulabileceğimizi düşündü. Şimdi yıllar geçti 3 yıllık sevgilimi biliyor, tanışıyorlar da ama onunla aynı ortamda bulunmak istemiyor. Yalnızca bunu atlatamıyoruz. Belki de hala evlenip çocuk sahibi olacağımı falan hayal edip umutlanıyordur. Tek üzüldüğüm nokta da bu. Annem hayatı boyunca torun sahibi olamayacak.
Aslında klasik olarak bir uygulamadan tanıştık. Orada sanılanın aksine ruh eşiniz olabilecek insanlar da varmış meğer. Kısa bir dönem WhatsApp flörtünden sonra yılbaşı gecesi ilk kez buluşup ilişkimize başlamıştık. 31 Aralık 2015’den bu yana birlikteyiz.
Evet, her iki taraf da haberdar. YouTube kanalımız olduğu dönemde babası direkt videolardan öğrenmişti. Bu daha da büyük sonuçlara yol açtı.
Annelerimiz sessiz kalmayı tercih ediyorlar. Çünkü birbirimizin hayatına çok şey kattığımızı, birbirimize destek olduğumuzu da artık görüyorlar. Biz huzurluyuz, nihayet onlara da bunu aşıladık. Fakat sevgilimin babası için durumlar aynı değil. Bazı zamanlar birtakım olaylar yaşadığımızda piyasaya çıkıp huzurumuzu kaçırabiliyor. Ama bu bahsettiğim en son aylar önce yaşandı. Onunla da birbirimizi görmediğimiz sürece sorun yok gibi.
Bizi seven kitle çok fazla seviyor ve sahipleniyorlar. Sevmeyenler ise canlı canlı yakılmamıza kadar savunuyorlar. Bir şeyden de çok şikayetçiyim aslında. Biz bir çift olduğumuz için çoğunun gözüne batıyoruz ama bir şarkıcının gay olduğunu bile bile hayran oluyorlar. Mesela siz de biliyorsunuz ki aslında cinsel kimliği ile ön planda olan ama bunu hiç dile getirmemiş fenomen var hatta fenomenler var. Kız bize küfürleri sıralamış sıralamış bakıyorum profiline o bahsettiğim fenomenleri takip ediyor. Bu biraz canımı sıkıyor açıkcası. Sonuçta biz de ayıp bir şey yapmıyoruz insan önünde.
Gece eve dönerken sevgilim içkiliyim diye koluma girmişti ve yanlış hiçbir hareketimiz yoktu. Yalnızca koluma girdi diye arabadan inip darp etmişlerdi. O gün travma olmuştu bir süre gece dışarı çıkmamaya karar vermiştik. Onun dışında telefonla aldığım tehditler... Çok ileri boyutlara kadar gidiyordu.
Aslında zaman zaman paylaşıyoruz her ikimiz de. Ama Twitter’da daha aktif olan benim, yalnızca ben paylaşıyorum. Öylesine dedim ki şu fotoğrafı atayım bari Twitter’a. Demez olaydım. 14.000 kişiye yakın beğeni ve 1.000.000 küsür görüntülemeye ulaştı. 2 yıl önce YouTube kanalımız varken izlenme sayılarımız iyiydi ama onlara çok emek harcıyorduk. Çok da abartılacak bir şey olmayan fotoğrafın bu kadar dikkat çekmesi hoşumuza da gitmedi değil. :) Bununla birlikte linç kampanyaları başladı, ama olsun bunlar hep olacak.
Aslında umursamıyoruz. Yalnızca çift olarak acayip takıntılı olduğumuz için nadiren de olsa suratımızla alakalı bir şeyle dalga geçmeye çalıştıklarında biraz tedirgin oluyoruz. Yoksa cinsel yönelimimiz ile bizi vuramazlar. Biz olmasak başkasına yazacaklar.
Aslında kendimle alakalı hiçbir şey yaşamadım. Babasız büyüdüm, hiç tanımadım onu ama ben bunun bana çok şey kattığına inandım hep. Bu gibi yaşadığım şeyler için üzgün ya da pişman değilim. Olması gerekiyormuş, olmuş. Beni ben yapan şeyler yaşadıklarım oldu zaten.
Söylemek istediğim en önemli şey; lütfen artık bizi gördüklerinde direkt olarak cinsellik gelmesin akıllarına. Biz de birbirimizi sevip, sahiplenebiliyoruz. Herkes sevsin işte, ne güzel değil mi sevmek. Bu nefret bu öfke neden hiç anlamıyorum. Çok teşekkür ederim bu röportaj için. İçimi kalıcı olarak dökebildiğim, sorular sorulduğunda hemen yollayabileceğim bir platform oldu.
Bu ülkede zararsız ve sessizsen linç ediliyorsun anladığım kadarı ile. Eşek, damacana, asfalt sikilen bir ülkede reşit ve kendi rızası dahilinde bir ilişki içerisinde olan insanları tabii ki linç edeceğiz. Çünkü neden etmeyelim? Hırsız, tecavüzcü, ruh hastası değiller. Olsalardı etmezdik. Hayret bir şey.
nefret kusmak değil ama normalleştirmemek lazım. ne kültürümüzde ne dinimizde tasvip edilmeyen bişey
ah be oluuumm. çok yanlış yerde yaşamaya çalışıyorsunuz özgür duygularınızı. hırsızlığa tecavüze birşey demeyen ama bu tür konularda söylemediğini bırakmayan siktimin yobazlarının ve cahillerinin olduğu bir ülkede