Asın Bayrakları! İşte Amerika'daki Ezberleri Bozan Türk: Hamdi Ulukaya!

Amerika’nın en büyük yiyecek firmalarından biri olan Chobani’nin sahibi Hamdi Ulukaya, geçtiğimiz salı günü eğer şirketin satılması veya halka açılması durumu olursa şirket hisselerinin %10’una kadarını işçilere pay olarak vereceğini duyurdu.

İşçilerin alacağı bu pay şirketin değeri düşünüldüğünde (milyar dolarlar) ise milyon dolarları buluyor.

Emekçiler kendi işlerinin patronu olsunlar istedim!

New York Times'da yer alan habere göre; Ulukaya bu yaptığının nedeninin, “şirketin kuruluşundan beri çalışan bu emekçilerin şirketin asıl sahipleri olduğunun ve haklarının verilmesi gerektiği” olduğunu söylüyor. 

Ulukaya, böylece işçilerin de şirketi kendi şirketleri gibi göreceğini ve daha fazla sahipleneceklerinden emin.

İşçilerin alacakları paylar ise kıdemleri oranında yükselecek. Örneğin; ortalama bir işçiye 150.000 dolar gibi bir meblağ düşerken eski işçiler ise milyon dolarları bulan hisselerin sahibi olabilecekler.

Bunu yapan sayılı firmadan biri!

Aslında yiyecek endüstrisinde bu tür işçilere hisse dağıtma mekanizması çok nadir olmakla birlikte birkaç örneği de var. Benzer bir vaka (bir farkla) teknoloji

endüstrisinde de görülüyor. Büyük teknoloji firmalarının kuruluşunda rol alan

bazı çalışanlar aldıkları hisseler ile bir gecede multimilyoner oldular. 

Aradaki büyük fark ise şu; teknoloji firmalarının hissedarlarının payları firmaların kuruluşunda parasal olarak çok az iken; bu yoğurt firması dev firmalardan biri olduktan sonra hisselerini işçilerine dağıtmaya başlıyor.

Hamdi Ulukaya kimdir?

1972 yılında Erzincan’ın İliç ilçesi’nde doğan Hamdi Ulukaya üniversite eğitimini Ankara Üniversitesi Siyaset Bilimi’nde aldıktan sonra 1994’de Amerika’ya gitmiş.  

1997 yılında Albany Üniversitesi’nde eğitimine devam eden Ulukaya 2002 yılında New York’un dışında bir yerde “beyaz peynir” firması açtı. 2005 yılında ise kapalı eski bir yoğurt fabrikasını satın aldı ve “Chobani” adını verdiği şirketini kurdu. 2007’de Türk usulü süzme yoğurt üretimine başladı ve bu ürün “Yunan yoğurdu” adı altında ABD'de popüler oldu.

Bu kararının başlangıcı

Chobani birkaç yıl önce bir milyon metrekare büyüklüğünde yeni bir yoğurt işleme tesisi için yarım milyar dolar değerinde bir tarla satın aldı. Burada işlenen yeni ürünlerde bazı sağlık kuruluşlarınca küfe rastlanınca Chobani yoğurtları hem finansal hem teknik sıkıntılar çekmeye başladı. Daha sağlıklı ürünler yetiştirilmesi ve finansal açığın kapatılması için yapılan işlemler neticesinde bir özel sermaye şirketi olan TPG’den 750 milyon dolar borç para alındı. 

Yapılan anlaşmada TPG şirketi Chobani’nin %20 ve daha fazla hissesini satın alabilme ipoteği koydu. Ayrıca, TPG firması bu anlaşma yapılmadan nasıl son dakikaya kadar bekleyerek kazançlarını arttırdığını diğer müşterilerine anlatarak övünüyordu. Hatta dedikodulara göre TPG, Ulukaya’nın yerine başka bir başkan atamayı bile düşünüyormuş. 

Ancak Chobani’nin yükselen başarısı sayesinde görünüşe göre Ulukaya bu özel sermaye şirketine fırsat vermemiş.

Çalışanlarına gerçekten düşkün bir adam!

TPG’nin bu kurnaz davranışları ve hatta geçenlerde eski eşi ile yaşadığı şirket hissesi davası onun çalışanlara hisse dağıtma kararı almasında etkili olmuşa benziyor.

Tabi, yiğidi öldürüp hakkını yememek lazım. Çünkü her ne kadar uzun yıllar Amerika’da yaşamış(yaşıyor) olsa da onun yetiştiği kültür bu tarz davranışlar yaptırabilir. 😏

 “Bana göre iki tip insan yaşar Dünya’da, Chobani’de çalışan ve çalışmayan!”

 Hamdi Ulukaya

Popüler İçerikler

Fenerbahçe Genel Sekreteri Burak Kızılhan'ın Açıklamaları Gündem Oldu: ''Sponsorlarımız Yasal ve Helal''
DEM Partili Batman, Mardin ve Halfeti Belediyelerine Kayyum Atandı
TÜİK, Ekim Ayı Enflasyonunu Açıkladı: Yıllık 48,58'e Geriledi! Kira Zam Oranı da Belli Oldu
YORUMLAR
27.04.2016

Türk usulü yoğurdu yunan yoğurdu diyerek satacak ben de gururlanacağım öyle mi?

27.04.2016

Ne bayrağı mk Süzme yoğurdu yunan yoğurdu diye pazarlayan adamla mı övünecem -.-

28.04.2016

Çalıştığım fabrikada çaycı ablalardan birisi Kürt. Oğlu 2 yıldır asker olmak için kendini paraladı. Fakat almadılar sebebi ise geçirdiği bir kazada el bileğinde sıkıntı olması. Askeriye çürük rapor verdi haliyle. Öyle üzüldü ki bu duruma her asker alım dönemlerinde gidip beni de askere alın dedi. En son yine gidip ağlayıp sızlayıp asker olmak istiyorum, az da olsa katkım olsun vatana demiş. Komutanlar da askeri mahkeme aracılığıyla falan yardımcı oluyorlar derken asker oluyor bizimkisi ve tabi acaip mutlu adaklar adamış düşünün artık. Bir diğer örnek ise bir Türk arkadaşım. Çürük rapor almak için yapmadığı şey kalmadı, hatta bir süre kaçaktı falan neyse bedelli onaylanınca tıkır tıkır parasını verdi. Şimdi söyler misiniz hangisi daha vatansever? Hangisine bayrak asmak daha çok yakışır? Irkçılık yapan Türkten de Kürtten de nefret ediyorum çünkü el birliği ile s.çıp batırdınız TR'yi..

TÜM YORUMLARI OKU (65)