Asimilasyon Politikasıyla Göç Etmeye Zorlanan 350 Bin Bulgaristan Türkü

1984’de Bulgaristan'da komünist lider Todor Jivkov döneminde, azınlık olan Türkler'e yönelik asimilasyon politikasına başlandı.

Öncelikle Türkler’in isimleri değiştirilmeye zorlandı. Hatta bu silah zoruyla yapıldı. 1985 sonuna dek 310 bin kişi isimleri değiştirdi. Aynı zamanda ibadet etmeleri de engellendi. Sünnet gibi dini uygulamalar suç sayıldı. Türçke konuşanlar ya da herhangi bir şekilde yasaklara uymayanlara para cezası uygulandı, hatta bir çoğu dönemin işkence adası olan Belene hapishanesine gönderilerek cezalandırıldı.

Bunun üzerine çıkan isyanda birçok insan hayatını kaybetti.

Amaçları tek milletli bir devlet oluşturmak olan rejim, giderek artan Müslüman nüfusunu tehdit olarak görüyordu. 29 Mayıs akşam saatlerinde dönemin komünist lideri Todor Jivkov, Bulgar Devlet Televizyonu'nda bir bildiri yaptı ve Türkiye'nin sınırlarını açması ve ülkede yaşayan Türkler'den isteyen herkesin Türkiye'ye göç edebileceğini açıkladı.

"Bulgaristan'ı kendi vatanı olarak görmeyen ve dış güçlerin müdahalesiyle ülkelerine karşı koyan, komünist partisine itaat etmeyen, kendini Bulgar hissetmeyen vatandaşlar Bulgaristan'ı terk edebilir."

Ülkede zaten parti üyesi olmayan herkese kinci sınıf insan muamelesi yapılıyordu. Özellikle Müslüman'lar önemli kademelerde çalıştırılmıyordu. Baskılar giderek arttı. Hayatını kaybeden Müslümanlar inançlarının gerektiği gibi gömülmüyordu. Komübist Parti'nin kararı ile Hristiyan inançlarına göre gömüldüler. Hatta Müslüman mezarlıklarının taşları söküldü ve dozerlerle tahrip edildi.

Bunun üzerin Avrupa tarihinin en büyük göç olayı gerçekleşti.

Bulgaristan, normalde giriş - çıkışların yasak olduğu sınırdaki engelleri kaldırdı. Türkiye göçmen vatandaşlara kapılarını açtı. Ülkede yaklaşık 1 milyon Türk yaşıyordu. Bir çoğu evlerini, mallarını hatta kişisel eşyalarını orada bırakarak Türkiye'ye geldi.

Avrupa'dan da yardımlar geldi. Başakşehir'de göçmenler için evler yapıldı. Fakat aynı zamanda durumu değerlendirmek isteyen kötü niyetli insanlar da ortaya çıkmıştı.

Taşınmalarına yardım edecek olan arabalar, taksiler yaklaşık 10 kat daha fazla para istiyordu. Daha sonraları komünist partinin üst düzey yetkililerin de eşyaların satışı ve pasaport işlemleri için rüşvet aldığı ortaya çıktı.

Sonuç olarak 350 binin üzerinde insan göç etti ve bu II. Dünya Savaşı sonrası yaşanan ne büyük göç dalgası oldu.

Geriye, özellikle asimilasyon politikasından en çok etkilenen Rodoplar ve Kırcaali bölgesinde kalan ıssız köyler, terk edilmiş evler kaldı.

Parti sürecin yanlış olduğunu kabul etti fakat herhangi bir yargılanma yaşanmadı.

Türkler'in sahip olduğu mülklere ve tarım alanlarına herhangi bir karşılık ödenmeden el kondu. Bugün hala ülkede yaşayan Türkler'e tepkili olan insanlar var.

Popüler İçerikler

Diyanet İşleri Başkanlığı Müşaviri Suat Okuyan'dan İş İnsanlarına Çağrı: Ali Erbaş İçin Araba İstedi
Bahar Dizisinde Timur'un Her Şeyi Anladığı Sahnedeki Çekim Hatası Gündem Oldu!
Dilber Yine Yürek Hoplattı: Yeni Pavyon Dansı Geldi!
YORUMLAR
20.02.2020

Taksiciler o zaman da orospu çoçuğuymuş..

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ