Aşık Olmak Aslında Bağımlılık mıdır?

Aşk yüzyıllardır insanın en vazgeçilmez, olmazsa olmaz duygularından birisidir. Peki aşkın vazgeçilemez oluşu aslında bizim aşık olmaya bağımlı olduğumuz anlamına mı geliyor? Detaylar için buyurun içeriğe! 👇

Aşk, neredeyse insanlığın varlığıyla beraber ortaya çıkıp uğruna yüzlerce destan yazılmış, modern çağımızda bile insan ilişkilerinin vazgeçilmezi olan bir duygu haline gelmiştir.

İnsan aşık olduğu zaman beyninin 'ödül' ile ilişkilendirilmiş kısımları canlanır, sevdiği insanın fikri bile vücudunda haz ve mutluluk hormonlarının üretilip saçılmasına neden olur.

Ancak kulağa ne kadar hoş gelirse gelsin, aynı zamanda beynin bağımlılık ile ilgili kısımları da aktive olur...

Peki aşkın vazgeçilmezliği aslında bir bağımlılık olması yüzünden midir?

Davranış bilimi profesörü olan Zoe Donaldson, aşkın hem bir mutluluk kaynağı hem de bizi belirli davranışları yapmaya iten bir duygu olduğunu doğruluyor.

Bağımlılık ise bilimsel olarak kişinin kullandığı bir madde, yaptığı bir eylem veya hisleri üzerinde kontrolünü kaybetmesi anlamına geliyor.

Ve aşk, bağımlılık ile buluştuğunda uyumsuz bir düzeye taşınarak beyni adeta ele geçiriyor...

Sıradan bir aşk aslında hiç bu seviyeye ulaşarak sağlığınıza zarar vermiyor. Yine de bizim bildiğimiz anlamıyla aşkın üzerimizde belli başlı etkileri yok değil.

Nöroloji uzmanları aşkın öncelikle bizim dikkatimizi dağıttığını ve sık sık aklımıza gelerek kafamızı kurcaladığını söylüyorlar. Hatta yoğun ve tutkulu bir aşk, bilişsel olarak kontrolümüzün azalmasına neden oluyor.

www.pembepanjur.com

Aşk üzerine yapılan bir çalışmada, katılımcılara bir arkadaşın, bir sevgilinin ve bir yabancının fotoğrafı gösterilerek kısa süreli hafıza görevleri yapmaları istendi.

Sonuçlara göre katılımcılar, sevdikleri insanın fotoğrafıyla karşılaşınca görevleri yapmakta zorlanarak daha uzun sürede tamamladılar.

Profesör Donaldson'ın enteresan bir tespiti daha bulunuyor: Aşık olduğumuz insanı kaybetmenin adeta bağımlı olduğumuz zararlı bir maddeyi bırakmaya benzediğini söylüyor.

"Sevdiğiniz insanı kaybetmek ona karşı hislerinizin veya onu görme isteğinizin azaldığı anlamına gelmiyor. Bu özlem neredeyse bağımlılık yaratan maddelere karşı duyulan isteğe benziyor diyebiliriz."

Sorumuzun yanıtına geri dönersek, psikolojiye göre sevdiğiniz insan ile derin bir ilişki yaşama isteği ile obsesif sınırlara dayanmış özlemin yarattığı bağımlılık arasında aslında kesin bir çizgi bulunuyor.

Konu beynimizin aşkla ilişkisine gelince ise bilim insanları bu aktiviteyi 'pozitif bağımlılık' olarak tanımlıyor...

Bu içerikler de ilginizi çekebilir;

Kıskançlık Nasıl Ortaya Çıktı?
Yüzünüzdeki İstenmeyen Tüylerden Kalıcı Olarak Kurtulmanızı Sağlayacak En Doğal Yöntemler
Moda Dünyasının Trendi Büyük Beden Modeller Hakkında Sır Gibi Saklanan Gerçekleri Tiktok'ta İfşa Eden Kadın
Tartışmamız Gereken Bir Konu Var: Yeni Anne-Babaların Tek Başlarına Çocuk Yetiştirmeleri Mümkün mü?

Popüler İçerikler

Domuz Eti Skandalıyla Gündeme Gelmişti: Köfteci Yusuf Yeni Bir Sektöre Giriş Yapıyor!
ATM’lerde 200 TL Krizi: Fatih Altaylı’dan 5 Bin Liralık Banknot Önerisi
Türkiye Kaçıncı Sırada? Bir Ankete Göre En Güzel Kadınların Bulunduğu Ülkeler Açıklandı