Dost dost diye nicesine sarıldım
Benim sadık yarim kara topraktır.
beyhude dolandım, boşa yoruldum
Benim sadık yarim kara topraktır.
Karnın yardım kazmayınan, belinen
Yüzün yırttım tırnağınan, elinen
Yine beni karşıladı gülünen
Benim sadık yarim kara topraktır
Her kim ki olursa bu sırra mazhar
Dünyaya bırakır ölmez bir eser
Gün gelir Veysel'i bağrına basar
Benim sadık yarim kara topraktır.
Çok bilinen bir hikaye ama yazmadan olmaz. Vaktiyle Aşık Veysel'e gözlerini tedavi ettirmeyi teklif ederler. Kabul etmez. Bunu duyanlar inanamaz. Tekrar sorarlar. Verdiği cevap ibretlik olur. "Ben bu zamana kadar kafamda bir dünya kurmuşum. Gözlerim açılırsa o dünya dağılır." Üç kuruş avanta için politikaya hizmet eden zamane sanatçılarına selam olsun.
Karısının kaçacağını anlayınca ayakkabısının içerisine elindeki tüm birikmiş parasını koyar. Esma kaçtıktan sonra ayakkabının içinde fark eder parayı. Kaçınsa başına bir iş gelmesin diye...
Ne diyordu Aşık Veysel "Çay var, içersen. Ben var, seversen. Yol var, gidersen." Ne insanlar gelip geçti şu topraklardan. Kimisini toprağa, kimisini kalbimize gömdük. Aşık Veysel ŞATIROĞLU kalbimize gömdüklerimizden sadece bir tanesi. Günümüzde ki plastik 'aşkların' tersine insanın gönlüne, ruhuna dokunabilen türküler yazdı bir nevi 'gerçek' sevgiyi sazına döktü. Sazına ve yüreğine sağlık üstad, unutulmayacaksın. Allah, mekanını Cennet eylesin. Saygılar.