Öte yandan, seyahat kısıtlamalarına yönelik kullanılacak aşı sertifikası yeni bir fikir değil. İlk defa 18. yüzyılda ortaya çıkan ve halen Afrika ve Güney Amerika'da görülen sarı humma salgınına karşı da benzer bir uygulama yürürlükte. Sarı hummanın bulunduğu bölgelere gidenlerden veya bu bölgelerden diğer ülkelere geçenlerden sarıhumma aşısı olduklarını belgelendirmeleri istenebiliyor. Aşı sertifikası aşıdan 10 gün sonra ve ömür boyu geçerli oluyor.
Kanada Dalhousie Üniversitesi'nden biyoetik uzmanı Dr. Francoise Baylis, benzer bir seyahat düzenlemesi için aşı pasaportlarının kullanılması durumunda bunun 'ayrımcı olmaması ve kişilerin haklarını gözetmesi gerektiğine' vurgu yapıyor.
Baylis, aşı sertifikasının günlük yaşamda bir tür 'geçiş kartı' gibi kullanılmasının yeni bir fikir olduğunu söyleyerek buna karşı çıkıyor:
'Dijital aşı sertifikasının kamusal alanda, iş yerlerinde, tiyatrolarda, spor salonlarında, ibadethanelerde bir tür geçiş kartı olarak kullanılmasını reddetmek için sayısız gerekçe bulabiliriz. Zengin ve fakir bireyler ve ülkeler arasındaki eşitsizliklerin derinleşmesi tehlikesi var. Aşıya ulaşamayan bireyler ve ülkelerin ayrımcılığa uğraması tehlikesi var. Herkesin akıllı telefonu olmamasına dayanan bir ayrımcılık tehlikesi var. Tüm ülkelerin dijital güvenliği sağlayacak altyapıya sahip olmaması riski var. Hükümetlerin, şirketlerin ve diğer otoritelerin kişisel verilere ulaşarak gizliliği ihlal etmesi tehlikesi var. Liste uzayıp gidiyor.'
Covid-19 salgını için aşılamanın sihirli değnek olmayacağına işaret eden Baylis, 'Enerjimizi sağlık alanındaki küresel eşitsizliklere yoğunlaştırırsak daha iyi bir tercih yapmış oluruz' diyor.
normalde gittiğimiz kafeler bu kıytırık testlerin yanlış tespit ettiği virüs yüzünden şimdi ayrıcalık oldu bir de bunun yüzünden aşılanma zorunluluğu getiriliyor ben anlamıyorum bi tarafta pandemi bi tarafta cenazelerde yan yana duranlar düğünlerde maske takmayan ünlüler hangisine inanalım?