Türkiye’de rekor düzeyde artan aşı karşıtlığı son 10 yılda bazı çocuk hastalıklarının yeniden ortaya çıkmasına neden olurken 2011’de 183 olan aşı karşıtı aile sayısının günümüzde 100 binin üzerinde olduğu düşünülüyor.
Türkiye’de rekor düzeyde artan aşı karşıtlığı son 10 yılda bazı çocuk hastalıklarının yeniden ortaya çıkmasına neden olurken 2011’de 183 olan aşı karşıtı aile sayısının günümüzde 100 binin üzerinde olduğu düşünülüyor.
Sağlık Bakanlığı’nın aşının zorunlu olmadığını, vatandaşların ikna edileceğini ifade etmesi, Covid-19 salgını karşısında halk sağlığının ne kadar korunacağı konusunda soru işaretine yol açtı.
Cumhuriyet'ten Mahmut Lıcalı'nın haberine göre, CHP Ankara Milletvekili Gamze Taşcıer, aşı karşıtlığının başka salgın haline döndüğünü belirterek “Büyüyen aşı karşıtlığında Sağlık Bakanı’nın da sorumluluğu var. Ülkeyi yönetenlerin aşı için ‘Bunu bulduk, uzatmayalım, herkes bunu olsun’ tarzıyla değil, bilim ışığında, verilerle süreci yönetmesi gerekir” dedi.
Türkiye’de aşı karşıtlığı 2009 yılında yaşanmaya başlanan domuz gribi olarak bilenen H1N1 salgınının ardından ortaya çıktı. Dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye ithal edilen domuz gribi aşısını olmayacağını açıklamasının ardından yurttaşlarda da aşı olmama eğilimi oldu.
Erdoğan, dönemin Sağlık Bakanı Recep Akdağ’a “Haberim olmadan Cumhurbaşkanı ile birlikte benim de adımı vermişsin, hemen düzelt” diye çıkışmış, bu kriz kamuoyunda aşı karşıtlığını artırmıştı.
Hacettepe Üniversitesi tarafından her 5 yılda bir yapılan çalışmaya göre Türkiye’de tam aşılı çocuk oranı 2018’de 12-23 aylık çocuklarda yüzde 66.9, 24-35 aylık çocuklarda ise yüzde 49.6’ya kadar geriledi. 2013’te yapılan çalışmada Türkiye’de tam aşılı çocuk oranı 12-23 aylık çocuklarda yüzde 68, 24-35 aylık çocuklarda ise yüzde 71 oranında yer alıyordu.
2017’deki resmi verilere göre Türkiye’de aşı karşıtlığı 2011’den bu yana rekor düzeyde arttı. Aşı karşıtı aile sayısı 2011’de 183 iken 2012’de 387’ye, 2013’te 913’e, 2014’te 1370’e, 2015’te 1091’e, 2016’da 11 bin 470’e, 2017’de 23 bine çıktı. Aşı karşıtı aile sayısının dijital ortamda yayılan yanlış bilgilerle birlikte 100 binin üzerinde olduğu tahmin ediliyor.
Etkinliği ve olası yan etkileri uzun yıllar denenip kanıtlanmış aşıları yaptırmamak tamamen aptallık bu bir gerçek lakin korona aşısı gibi 7-8 ayda aceleyle üretilmiş aşıların üzerine atlamakta aptallıktan başka bir şey değil. O çok güvendiğimiz uzmanlar 8 ay önce aşının gelmesi 2 yılı bulur derken şimdi aşı güvenilir diyorlar, sağlık bakanlığı turizm için hasta rakamlarının gizleyen bir kuruluş ve şimdi aşı yaptırın diyor hem de dünyada bizle Endonezya dışında kimsenin almadığı bir aşıyı yaptırın diyor. Ha bide daha ucuz güvenilirliği daha yüksek aşılar varken en pahalı aşıyı dünya fiyatının yaklaşık 2 katına almış olmalarından şüphelenmemek elde değil.
Hangi kafa, hangi beyin ve düşünce binlerce insanın acı içinde kıvranarak ölümüne yol açan hastalıkları sona erdiren aşıları yaptırtmaz. Benim aklım mantığım anlamıyor. Bu insanların çocukları ile bizim çocuğumuz aynı okula gidecek. Gerçekten inanılmaz. Tecrit edilmeliler. Okullara bildirilmeliler.
Çocuğumun aşıları tam olmayan çocuklarla beraber aynı okulda okumasını istemiyorum. Bunu nereye bildirebilirim?