Asgari Ücretin Binlerce Yıl Önceye Dayanan Doğuş Hikayesi: Devrik Ağızlı Çanaklar

Bir yandan hayat pahalılığı, bir yandan zor ve zahmetli çalışma hayatı arasında sayısız insan, dünyanın her yerinde asgari ücret karşılığı iş yapar ve geçimini bununla sağlamaya çalışır. Dünyada ilk kez Sümerler'de ortaya çıkan ve yıllar içerisinde gelişerek bugünkü modern halini alan bu uygulamanın tarihsel geçmişini sizler için derledik.

1  2

Türkiye'de asgari ücret an itibariyle brüt olarak 1.777 lira 50 kuruş, net olarak ise 1.404 lira.

Ve Doğrudan 6,5 Milyon Çalışanı İlgilendiren Yeni Asgari Ücret Açıklandı: 1.404 TL

Asgari ücret dünyada ilk kez 1890 yılında Avustralya ve Yeni Zelanda’da resmen başlatılan bir uygulama.

Bunun sonrasında ise 1900’lü yılların başında Avrupa’ya, daha sonra ise tüm dünyaya yayıldı.

Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 1928’de kabul ettiği 26 sayılı Asgari Ücret Belirleme Yöntemleri ile uluslararası bir ölçüt getirildi.

Ülkemiz ise bu sözleşmeyi 1973 yılında imzaladı; 1974 yılında da onayladı.

Türkiye’de, asgari ücretin belirlenmesiyle ilgili ilk uygulama, 1969 yılında 26 ilde yapıldı. Daha sonraki dönemde bu illerin sayısı artırıldı; 1973 yılında da bazı illerde tarım işçileri için asgari ücret uygulamasına gidildi.

Asgari ücretin ülkemizde yıllar içerisindeki değişimini merak ediyorsanız eğer, aşağıda görebilirsiniz.

Bu linke tıklayarak Türkiye'de dünden bugüne asgari ücretleri görebilir, 1974 yılına kadar geri gidebilirsiniz.

Peki 'asgari ücret' diye bir kavram insanlığın tarihine nasıl girdi?

Buyurun hikayesini okuyalım 👇

Ekonominin kayıt altına alınmaya yeni başlandığı MÖ 3500-3000’de, işçi ve kölelerin yevmiyeleri çan biçimli devrik ağızlı çanaklarla ölçülürdü.

s161.photobucket.com

[Yevmiye:  tayın payı (ekmek, tahıl vb)]

Devrik ağızlı çanaklar Mezopotamyalı tüccarların ulaştıkları, İndus Vadisi’nden Anadolu içlerine kadar uzanan geniş bir alanda, birbirine çok yakın hacimlerde elde kalıplarla üretilirdi.

Böylelikle işçi ve kölelere verilen tayın payları, standart hacimler halinde düzenlenirdi.

Tapınaklarda çok sayıda ele geçen bu çanaklar, tapınak ekonomisi kapsamında çalışan insanlara günlük ya da öğünlük besinlerinin standart miktarda verildiğinin göstergesidir. 

Bu, günümüzdeki asgari ücret uygulamasına hayli benzer.

İlerleyen yıllarda bu uygulamanın en büyük faydasını, şüphesiz sınırları çok büyük alanlara yayılan imparatorluklar görecekti.

Modern asgari ücretin atası olarak kabul edilebilecek olan bu uygulama ile, kölelerin de, askerlerin de günlük yemek ihtiyacı bir standarda bağlanmış ve gelir gider hesaplarının tespiti kolaylaşmıştı.

Örneğin Roma İmparatorluğu bu uygulamayı başarıyla hayata geçirmiş örneklerden birisidir.

Köle ve asker sayısı bugün dahi pek çok ülkenin nüfusundan fazla olan Roma

İmparatorluğu bu uygulamayı geliştirerek, bugünkü tabirle günlük istihkak

miktarını standart bir biçimde verme uygulamasını başarı ile uygulamıştır.

Köleler kuşkusuz, antik çağın (ve elbette sonrasının da) en önemli iş gücüydü diyebiliriz.

Kölelerin, iş gücü ve üretimde bilek gücü ile çalışması ve bu alanların bir nevi taşıyıcı unsuru olması sebebiyle, her ne kadar yasalar önünde hakları olmasa da yaşam haklarını devam ettirmeleri konusunda bir dizi uygulamaya tabi oldukları görülüyor.

Bunun yanı sıra tapınak çalışanları da benzer bir uygulamaya tabiydi.

Rahipler ve hizmetkarlar gibi tapınak çalışanları da bu uygulamalara göre 'istihkak' alırdı. Tapınakların düzenli olarak bağış ve adak aldığı göz önünde bulundurulursa, dağıtımın bir standart düzeninde sağlanması bu adak ve hediyelerin de düzenli bir şekilde kullanılmasını sağlamıştı.

Gelişen bu uygulamalar, dediğimiz gibi başta Roma İmparatorluğu olmak üzere pek çok devlet ve imparatorlukta kullanıldı; ve günümüz asgari ücretine zemin hazırlamış oldu.

Günlük asgari gider hesabının bulunması ve bilinmesi doğal olarak bir aylık ve yıllık giderinde kolayca tespitini sağlamış ve bir nevi ülke bütçesinin tespitini de kolaylaştırmıştı.

Hesaplaması ise basitçe şöyleydi:

- Bir öğünlük yemek ihtiyacı X günlük öğün miktarı. 

- Ortaya çıkan sonucun yıllık toplamı X köle sayısı.

Böylelikle bir tapınağın, yada soylu birinin villasının yıllık erzak giderini ortaya koymak mümkündü.

Devrik ağızlı çanaklara bugün başta Şanlıurfa müzesi olmak üzere, Ön Asya'da yer alan pek çok kazı alanında ve müzede rastlamak mümkün.

Bu da bize, bu uygulamanın Mezopotamya kökenli olduğunu göstermekte. Tarihin ilk büyük devletlerinin ve asker köle gücünün bu bölgede var olmuş olması da bu tezi doğrular nitelikte. 

Dünya tarihini tanımak adına her zerresi önem arz eden arkeolojik kazıların bizlere şüphesiz en büyük hediyesi de, bu tarz eserler üzerinden günümüzde var olan kavramların geçmişlerini ve temellerini bulmamızı sağlamasıdır.

Modern asgari ücret kavramının atası kabul edilen devrik ağızlı çanaklar, geçmişte kimlere yemek kabı ya da günlük ihtiyaç malzemesi olarak hizmet etti bilinmez.

Ancak bilinen bir şey var ki, o da devrik ağızlı çanakların, ekonomistler ve modern kavramların kökenlerini araştıranlar için, üzerinde önemle durması gereken bir buluntu olduğudur.

İşte asgari ücret uygulamasının özet hikayesi bu şekilde. En temelinde kölelik düzeninin yatmasını ise, herhalde yadırgamadınız.

Asgari ücretli işçiliğin de dünyanın çoğu yerinde 'modern kölelik' tabiriyle anılması tesadüf değil kısacası.

BONUS: Bu da ilginizi çekebilir 👇

Asgari Ücretle Sadece Zorunlu İhtiyaçlara Ödediğiniz Aylık Vergiyi Bilmek İster misiniz?

Popüler İçerikler

Fatih Erbakan'dan Devlet Bahçeli'yi Kızdıracak Sözler: "Dedem Yaşında İnsan"
Bahar Dizisinde Timur'un Her Şeyi Anladığı Sahnedeki Çekim Hatası Gündem Oldu!
İçimizin Yağları Eridi: Kızılcık Şerbeti'nde Fatih, Doğa ve Giray Öpüşmesini İlk Sıradan İzledi!
YORUMLAR
05.04.2017

DİKKAT BU YORUM AĞIR İRONİ İÇERİR: Ben Suriyeli çalıştırdığım için asgari ücret, sigorta gibi dertlerim yok çok şükür. Evime aldığım eşyayı bile şirkete fatura ettirdiğimden giderlerimi yüksek gösterip pek vergi de ödemiyorum. Olurda tüm çabalarıma rağmen 3-5 kuruş vergi çıkarsa da zaten ödemem. Nasılsa devlet 5 yılda bir af çıkartıyor. Hatta birkaç ay önce son 5 yıla ait tüm SGK ve vergi borçlarımı faizlerini sildirip ana parayı da 36 ay taksitle yapılandırdım. Param olursa öderim olmazsa da Allah kerim. Üzerime malım mülküm olmadığı için herhangi bir sorun yok. Yılbaşında zam için yanıma gelen işçiyi de "biliyon piyasa kötü, zaten para yok" deyip başımdan savdım ve “geçerken şunu da muhasebeye bırak” diye şirketin üzerine kayıtlı olan ama sevgilimin kullandığı spor arabanın kilometre bakımıyla ilgili faturayı da eline tutuşturdum.

06.04.2017

kolelik medeniyetin karanlik yuzudur. medeniyet her zaman o yada bu sekilde kolelik uzerinde yukselmistir. antik cagda bu direk kolelik olarak yapiliyordu, ortacagda din uzerinden yurudu, modern cagda ise kapitalist sistem insanlara hayali bir secme opsiyonu sunarak cok guzel kole olmaya zorlamadan kole yapiyor. hep derim modern duzenin getirdigi tek ozgurluk kolelik yapacagin efendini secme ozgurlugudur. yoksa antik cagda bazi yerlerde kolelerin yasam standartlari bugunki dar gelirli vatandaslarin uzerindeydi.

05.04.2017

Çok güzel bir içerik olmuş. Tarihte aynı işi aynı sürede yapan çalışanlara (ya da kölelere) standart bir ödeme yapılması makul görünüyor. Fakat günümüzde, günde 5 saat çalışan ofis çalışanıyla 10 saat çalışan üretim mühendisinin aynı asgari ücrete tabi tutulması (her iki işi de bizzat asgari ücretle yaptığım için biliyorum) son derece adaletsiz.

TÜM YORUMLARI OKU (11)